Bir Kulluk Eylemi Olarak Oruç
Bir önceki yazımızda Allah azze ve celle’ın, insanoğlunu salih ameller işleyerek sadece Kendisine kulluk etmesi için yarattığını belirtmiştik. Zariyat 56 ve Mulk 2. Ayetlerden delillerini sunmuştuk. Kulluğun tarifini de beyan etmiştik. İşte bu kulluk eylemlerinden bir tanesi de ramazan ayında inanan kimselere farz kılınan ramazan orucudur. Allah azze ve celle
يَا اَيُّهَا الَّذينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
“Ey iman edenler oruç sizden öncekilere yazıldığı (farz kılındığı) gibi size de farz kılındı”[1] buyurmuş,
Rasulullah (s.a.v) ise
بنى الإسلام على خمس: شهادة أن لا إله إلا الله وأن محمدا رسول الله وإقام الصلاة , وإيتاء الزكاة وصوم رمضان , وحج البيت[1]
İslam, Allah’dan başka ilah olmadığına iman etmek, Muhammed (s.a.v)’in O’nun Rasul’u olduğuna iman etmek, namazı ikame etmek, zekatı vermek, ramazan orucunu tutmak ve beyti haccetmek olarak beş şey üzerine bina edilmiştir”[2] buyurmuştur.
Orucun Manası
Arap lugatında “savm” veya “sıyâm” olarak ifade edilen oruç,
Sözlükte, “kendini tutmak” ve “susmak” manalarına gelir. Savm kelimesinin bu manaya delalet ettiğine dair delil ise Meryem suresinde
إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَنِ صَوْمًا
“Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı adadım.”[3] Ayettir.
Bazı müfessirler bu kelimenin, Kur’an-ı Kerim’de; “sabretmek” manasına geldiğini söylerler ki, bu da, ”
” demektir. Bu manalar, İslam dinindeki oruç mefhumunun ne olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Şer’î anlamı yani ıstılahta ise “ikinci fecirden (fecri sadıktan) itibaren güneş batıncaya kadar oruç niyetiyle, yemekten, içmekten ve cinsî temastan nefsi alıkoymak” şeklinde tarif edilir
Bilindiği gibi sürekli tekrarlanan beşeri arzulardan üç tanesi:
- Yemek,
- İçmek ve
- Cinsî münasebette bulunma isteğidir.
Bu üç ihtiyaç insanoğlunun fıtri ihtiyaçlarıdır. Kulluk veya fıtrat ile alakalı derslerde üzerinde durduğumuz gibi bu ve buna benzer fıtri hasletler başkaları tarafından öğretilmeyen bilakis dünyaya gelirken insana programlanmış hasletlerdendir. Biaenaleyh bunlar hem daimidir, yani inkitaya (kesintiye) uğramayan hem de dizginlenmesi de bir o kadar zor olan hasletlerdir.
Oruçluya yemek içmek ve cinsi münasebet haram olduğu gibi bununla beraber ona haram olan başka şeyler de vardır. Bu haramlar oruçlunun oruç ibadetinden alacağı sevabı nakzeden (azaltan) etkenlerdir.
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: ” الصِّيَامُ جُنَّةٌ فَلاَ يَرْفُثْ وَلاَ يَجْهَلْ، وَإِنِ امْرُؤٌ قَاتَلَهُ أَوْ شَاتَمَهُ فَلْيَقُلْ: إِنِّي صَائِمٌ مَرَّتَيْنِ
Rasulullah (s.a.v): “Oruç kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğunda kötü söz söylemesin, cahilce davranmasın. Bir kimse kendisine sataşır ve dövüşmek isterse, ‘ben oruçluyum, ben oruçluyum desin!’ buyurdu”[4]
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَنْ لَمْ يَدَعْ قَوْلَ الزُّورِ وَالعَمَلَ بِهِ، فَلَيْسَ لِلَّهِ حَاجَةٌ فِي أَنْ يَدَعَ طَعَامَهُ وَشَرَابَ
Rasulullah (s.a.v) “ Kim yalan sözü, yalan iş yapmayı ve cahillik edip sefihliği bırakmaz ise, onun yeme ve içmesini bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur” buyurdu.[5]
Zikredilen ayet ve hadisler gösteriyor ki oruç iman eden kişilere şer’i mazeretleri olmadığı müddetçe ramazan ayında farz kılınan bir ibadettir. Oruçlu olan sadece Allah’ın rızasını umarak yemek, içmek ve cinsi münasebet gibi fıtri ihtiyaçlarını ve bunun yanında yalanı, boş konuşmayı, kavga ve gürültüyü terk etmelidir. Oruç kişiyi Allah’ın rızasına yakınlaştıran, Allah katındaki derecesini arttıran cennette girme vesilelerinden bir vesiledir. Orucun terki ise Allah’ın gazabına sebep olan ve cehennem ehlinin amelinden bir ameldir.
Bir Kulluk Eylemi Olarak Oruç
Ebu Yasir el-Yarbuzi es-Selefi / Cihan Elmas
Uludağ İslami Eğitim ve Araştırma Derneği / ULUDER
[1] Bakara 183
[2] Muslim / İman 16 – Buhari / İman 8 – Sahih-u İbn Huzeyme 308 – Sahih-u İbn Hibban 158, 1446 – Ahmed 5672 – Tirmizi 2609
[3] Meryem 26
[4] Buhari / Oruç – Bab 2 no : 1894 – Muslim / Oruç 162
[5] Buhari / Oruç bab 8 n.1903 – bu Davud / Savm b. 25