Birazda Şeyh Ebu Said’in Hayatından Bahsetmek İstiyorum
Rabbim kendisine sağlıklı, bereketli ve hayırlı uzun ömürler versin.
Şeyh 01.01.1950 Yarpuz/Akseki – Antalya doğumludur. İsmi Mehmet Balcıoğlu’dur. Ebu Said künyesidir. Bu künyeyi alma sebebi ise büyük oğluna nispeti sebebiyledir. Şeyh ilkokulu köyü Yarpuz’da okudu. İlkokulu bitirdiği zaman ailesi ile beraber İstanbul’a göç etti. Birkaç zaman sonra tekrar ailece Belçika’ya göç etti. İstanbul’da kaldığı zaman içerisinde bir amcasının vesilesi ile kitap ayırt etmeden, kitap okuma sevgisini ve gayretini buldu.
İlk ilim yolculuğunu henüz 19 yaşında iken Cemaat-u Tebliğ ile Belçika’dan Kuzey Afrika’ya yapmıştır. Selef itikadı ile tanışması ise oradan döndükten sonra bir arkadaşının teşviki ile gerçekleşmiş ve ilim öğrenmek için Suudi Arabistan’a, Medine’ye gitmiş orada çok değerli şeyhler ile karşılaşmış, ders halkalarına katılmış ve Rabbim O’na selefin yoluna uymayı bahşetmiştir.
Hayatı boyunca birçok ülkeye seyahat etmiş birçok şeyhle tanışmış, yakınlaşmış, ilme olan merakının gözlenmesi, zekâsı ve neredeyse tek Türk selefi talebe olması hasebiyle şeyhler de kendisine özel ilgi göstermiştir. Talebelik yılları sırasında Seyahat yaptığı bazı ülkeler ise şöyledir:
1972 Kuzey Afrika,1974’ün başında Hindistan, Pakistan ve Afganistan’a yolculuk yapmıştır. 1974’ün sonuna doğru Suudi Arabistan’a gitmiş ve Mekke, Medine, Cidde, Riyad ve Arabistan’nın diğer illerinde de ders halkalarına katılmış ancak dört yıllık sürecin büyük bölümünü Şeyh Mukbil’in yanında yani Medine’de geçirmiştir. Bu şekilde 4 sene boyunca sıkı bir eğitim süreci geçirmiştir. Daha sonra 1983’ün başında Mısır, Suriye, 1986 da Sudan’a daha sonra Cezayir, Fas ve Ürdün gibi ilim öğrenmek ve tebliğ faaliyetleri için seyahat etmiştir.
1983’te ise Pakistan’a tekrar yolculuk yapmıştır. Pakistan’a bu sefer selefi olarak gitmiştir. Eğitim süreci bitip Belçika’da ikamet etmeye başladığında tebliğ çalışması için Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamına yolculuk yapmış ve Afrika ve Arap ülkeleri ile de bağlarını koparmamıştır.
Şeyh Ebu Said Selefi menhec ile tanışması Medine’de 1974 de yani Şeyh 24 yaşında iken olmuştur. Suud’a gitmesine vesile olan kişi ise Belçika’da yaşayan Fas’lı bir arkadaşı Abdusselam Azizi olmuştur. Selefi menheci anlamasına zemin oluşturan kişi ise yine Fas’lı Sa’d Tazi adındaki arkadaşı olmuştur.
Şeyh Ebu Said ilim talebi için yolculuğa çıktığında evli ve çocuk sahibi idi. Bu da Şeyhin ilme olan düşkünlüğü ve ilim yolundaki sıkıntılara karşı ne kadar geniş omuzlu olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Şeyh Ebu Said’in HOCALARI
Şeyh Ebu Said kendi asrının meşhur şeyhlerinden dersler dinlemiştir. En çok istifade ettiği hocası Yemenli Şeyh Mukbil İbn Hadi el- Vadi’dir. Hadis İlmini de Şeyh Mukbil’den almıştır.
Bunun dışında:
Şeyh Ebu Muhammed Takiyyuddin Hilali (rhm)
Şeyh Hammadu’l Ensari (rhm)
Abdulu’l Aziz İbn Baz (rhm)
Bediyyuddin es-Sindi (rhm)
Falih b. Nafi el-Harbi (rhm)
Ahmed en-Necmi (rhm)
Ali Mezru’i (rhm)
Rebi’a el- Hadi el-Medhali (rhm)
Şeyh Ebu Said’in bunların birçoğu olmakla beraber toplam 11 büyük alimden tezkiyesi elimizde mevcuttur.
Bunun yanı sıra Şeyhimiz Ebu Said, asrın muhaddisi Nasuruddin el-Elbani’den (rhm) Medine’de dersler dinlemiş, Suriye’de kendisi ile karşılaşarak muhabbet imkanı bulmuş ve farklı münasebetlerle bir arada bulunduğu olmuştur.
Iraklı Şeyh Abdulmecid Hamdi es-Selefi ile olan münasebetine gelince; O’na talebelik yapmamış ancak kendisinden birçok konuda istifade etmiş ve uzun yıllar beraber hareket etmişlerdir. Rabbim tüm şeyhlere merhameti ile muamele etsin.
Şeyh Ebu Said’in Kur’an Hocası
Hocamız Ebu Said el-Yarbuzi Kur’an eğitimini Şeyh Munir b. Muzaffer et-Tunusi’den almıştır.
Kendisi Kuran ezberinin büyük bölümünü Mekke’de Haremin altında talebeler için yapılmış küçük odacıklarda kalırken gece yarısı kalkarak yaptığından bahseder.
Şeyh’in Arkadaşlarına Gelince, Bunların önce çıkanları ise:
Şeyh Mustafa b. El-Adevi (Mısırlı)
Şeyh Muhammed b. İsmail el-Mukaddem (Mısırlı)
Şeyh Meşhur b. Hasan el- Selman (Filistin-Ürdün)
Şeyh Selim b. Eid el-Hilali (Ürdünlü)
Şeyh Abdullah b. Muhammed el-Haşidi (Yemenli)
Şeyh Abdurrahman el- Firiyvai (Mervezi’nin Ta’zim-u Kadru- es-Salah kitabının Muhakkiki) (Hindistanlı)
Şeyh Sa’d el-Humeyd (Riyad)
Şeyh Adnan el-Arur (Suriye)
Şeyh Ebu Said el-Yarbuzi Medine’de uzun süre (1974-1978 yılları eğitim için aralıksız aldığı süredir. Bu süre dışında hayatının son yıllarına kadar Ramazan aylarında yukarıda ismi geçen şeyhlerle Mekke’de istişareler için bulunmuştur.) Daha sonra Belçika’ya dönmüş ve orada mescit (Guraba Mescidini) inşa ettirip davet hayatına başlamıştır. 1978 yılında başladığı Belçika davetinde Rabbim kendisine başarılar bahşetmiştir. Orada kaldığı zaman zarfı içerisinde çevredeki diğer Avrupa ülkelerine (Almanya-Fransa-İngiltere-Hollanda…) gidip orada da selefi daveti ikame etmiştir.
Sonra Türkiye’ye dönüp burada selefi daveti yaymaya karar vermiştir. 1990 yılında Türkiye’ye, İstanbul’a gelmiş ve davete başlamıştır. 1995 yıllarında ise köyü Yarpuz’da ev yaptırıp, talebe ve kitaplarla meşgul olmaya başlamıştır.
“Kitap Ve Sünnete Göre Namaz”, “İslam’da Namazı Terk Etmenin Hükmü” ve “Uluv Risalesi” isimli eserleri matbudur. Bunun yanı sıra şu anda elimizde olduğu gibi basılmaya hazır onlarca eser vardır. Şeyh Fıtrat, İman, Tevhidin yanı sıra Tefekkür, Namaz, Aile Hukuku, Tekfir Meseleleri, İslam hukuku, Tevekkül, Tevessül, Şefaat, Kitap ve Sünnete Bağlılık, Hayâ, İlim, Çocuk eğitimi, Selefin Yolu, Selefilik ve daha sayamayacağım kadar fazla basılabilecek eseri mevcuttur. Şeyhin, yoğunlaşmış olduğu meselelerin yine en önemlileri ve sürekli yıllardır her yerde anlattığı konular; Kitap ve Sünnete bağlılık, Allah ve Rasulüne itaat, taklid ve taassuptan sakınma gibi konulara yoğunlaşmış, insanları dinin özüne, sahabenin menheci ve fehmine yönlendirmiştir. Sağlam temeller üzerine bina edilmiş bir usulü vardır.
Münazaralarındaki tecrübesi, keskin zekası ve hazır cevap olması hasebiyle dalalet ehli şeyhin karşısında tutunamamıştır. Özellikle Belçika ve Türkiye’de hoca konumundaki şahsiyetler Şeyh ile bir meseleyi münazara yapmaya çekinmişlerdir.
Meyve veren ağacın taşlanması misalinde olduğu gibi Şeyh, hayatı boyunca birçok itham ve iftiralara maruz kalmıştır. Kendisinin tavrı insanlığa örnek teşkil edecek nitelikte olmuş ve şeyh sözü ile müsemma olmuş ve tevhid ehli hiçbir kardeşinin kötülüğünü istememiş, gıybetini yapmamıştır. Kendisine aşırı sevgi besleyenlerin iftira ve eziyet verenlere karşı sert tavır takınmaları talebi ile karşılaşınca, buna katiyetle karşı çıkmış ve tevhid ehli hiçbir Müslümanın arasına nifak ve huzursuzluk girmesine izin vermemiştir.
Şeyh Ebu Said, anlatmış olduğu kardeşlik derslerini bizzat yaşamış, Müslüman kardeşlerini ebedi mutluluğa suluk edecek bilgileri onlarla paylaşmış, herkes ile birlik ve beraberliği teklif etmiş ve bunda ısrarcı olmuştur.
65 yaşına kadar ki hayatında (2015) 19-40 ve 52 yaşlarında olmak üzere üç defa hapis hayati yaşamıştır. Rabbim ona bir daha böyle günler yaşatmasın. Ayrıca kendisinin davet yolunda çektiği eziyetlerden biri de 11 yıl boyunca Türkiye vatandaşlığından atılmış ve Belçika vatandaşlığının da iptal edilmiş olmasıdır.
Şeyh’in yaşı ve tecrübesinden faydalananlar her zaman işlerinin salah bulduğuna şahid olmuşlardır. Rabbim bizlere, O’na talebe olmayı lütfetmiş ve O’nun vesilesi ile bizlere Kendisini (Allah’ı) tanıma imkânı bahşetmiştir.
Ebu Said El-Yarbuzi’nin Vakıf Olduğu Diller
Hocamız Türkçe, Arapça, Fransızca ve Osmanlıca Dillerine hakimdi. Elimizde 20’li yaşlarda kendi eli ile yazdığı Osmanlıca büyük bir çalışması vardır.
Şeyhimiz şu anda (10.01.2015) İstanbul Küçükçekmece’de ki evinde bizleri kabul edip, Bakara Suresinin Tefsirini işlemektedir. Rabbim Şeyh’e hayırlı, sağlıklı ve uzun ömür versin. Bizlere de kendisinden istifade edebilme fırsatı versin.
CİHAN ELMAS
2015/ İSTANBUL