Cübbeli Ahmet İbn Teymiyye hakkında yaptığı bir konuşmada İbn Teymiyye’yi tenkid kastı ile “İbn Teymiyye’nin İlmi Aklını Geçmiştir, keşke aklı ilmini geçseydi” diyor.

Hani bazen deriz ya neresinden tutsak elimizde kalıyor.. Bu cübbeli de tam olarak böyle işte.

Hanefi Alimlerinden Sadatları İbn Teymiyye’yi hayırla Yad Etmiş

hatta yapılan iftiralardan onu teberri etmek için risaleler te’life etmişlerdir. Mesela bunlardan biri Hanefi alimlerinin büyüklerinden olan Nu’man Alusi’dir. Şeyhu’l İslama ta’n eden İbn Hacer el-Heytemi’ye reddiye olarak جلاء العينين في محاكمة الاحمدين “Cilau’l Ayneyni fi Muhakemeti’l Ahmedeyni” isimli bir eser te’lif etmiş ve İbn Teymiyye’yi medhetmiş, Heytemi’nin iftiralarının her birine karşı onu müdafaa etmiştir.
Yine Hanefi alimlerinden olan Seyyid Safiyyud’din el-Hanefi el-Buhari القول الجلي في ترجمة شيخ الإسلام تقي الدين ابن تيمية الحنبلي “el-Kavlu’l Celi fi Tercemeti Şeyh Takiyyuddin İbn Teymiyye el-Hanbeli” isminde bir eser te’lif etmiştir.
Hanefi alimlerinin büyüklerinden olan aynı zamanda Buhari’nin Sahihi’nin şarihlerden olan Bedrud’din el’Ayni el-Hanefi, عقد الجمان في تاريخ أهل الزمان “İ’kdu’l Ceman fi Tarihi Ehli’z Zaman” ismini verdiği hacimli bir eser te’lif etmiş, bir takım tarihi olayları naklederken Şeyhu’l İslam’dan medhiyelerle bahsetmiştir. Yine el-Ayni “er-Reddu’l Vafir” isimli esere yaptığı takrizde İbn Teymiyye’yi medhiyeler ile zikretmiştir.
Yine Hanefi alimlerinin büyüklerinden olan Molla Aliyu’l Kari, İbn Teymiyye’ye düşmanlığı ile ma’ruf olan İbn Hacer el-Heytemi’nin talebesi olmasına rağmen, hocasının iftiralarını reddetmektedir.

İbn Teymiyye Aklını Alabildiğine Kullanmış Ancak Kendini Aklına Kullandırtmamıştır

Şeyh Muhammed Ebu Said el-Yarbuzi’nin de dediği gibi İbn Teymiyye Aklını Alabildiğine Kullanmış Ancak Kendini Aklına Kullandırtmamıştır.

Veya yine Ebu Said el-Yarbuzi’nin : ” Bizler tasavvuf ehli gibi aklı yok sayan bir topluluk değiliz, mu’tezile gibi aklı ilah edinen bir topluluk da değiliz. Bizler aklı vahye teslim etmekle yükümlüyüz” demiştir.

Yine Ebu Said el- Yarbuzi’nin dediği gibi : “Akıl vahşi bir at gibidir terbiye etmeden binemezsin”

İşte Şeyhulislam İbn Teymiyye aklını kullanmış, aklı ehilleştirmiş ve onu konumuna göre yönlendirmiştir. Cübbeli Ahmet o sözleri “İbn Teymiyye’nin İlmi Aklını Geçmiştir, keşke aklı ilmini geçseydi” her ne kadar tenkid kastı ile kullanmış olsa da aslında ilminin ne kadar yüze olduğunu istemeden de olsa kabullenmiş olmaktadır.
Ancak kendisini tenkid eden Cübbeli Ahmet gibileri kendilerini bırakın akla kullandırtmayı şeytanların avaneliğine teslim etmişlerdir.
Bu gibileri aslında akıl nimetinden mahrum olmalarına rağmen farkında olmayanlardır. Aklını kullandığını zanneden İbn Arabi gibileri de her şeyin Allah olduğunu iddia etmiştir. Cübbeli gibileri de aynen bu itikad üzeredirler ancak takiyye yapmaktadırlar.
Cübbeli Ahmet’in irabda mahalli yokken Hanefi alimlerinin sadatları İbn Teymiyye’yi mücessime vb iftiralara karşı gayet yerinde müdafaa etmişlerdir.
Ziya Paşa’nın şu beytini Cübbeli Ahmet’e hediye edelim.

“İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez. Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez.”

Yani Cübbeli Ahmet, İbn Teymiyye’yi anlama konusunda zihnini çokta yormasın. Zira onun zihin terazisi İbn Teymiyye’nin ilmi ağırlığını çekemez / tartamaz.
Zaten terazisinin ibresi kaldıramayacağı ağırlığı yüklenmeye çalıştığı için bir o yana bir bu yana vurup durmakta.
Akl-ı evvelin akl-ı alayı tartması adalet midir?
Rabbim ilim ve adalet sofrasından nasiplenmeyi bizlere de nasip etsin.
Cihan Elmas

Similar Posts