İftar Vaktinin Tespiti Ve Fazileti
İftar Vaktinin Tespiti
ابْنَ أَبِي أَوْفَى رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ، قَالَ: كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي سَفَرٍ فَقَالَ لِرَجُلٍ: «انْزِلْ فَاجْدَحْ لِي»، قَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، الشَّمْسُ؟ قَالَ: «انْزِلْ فَاجْدَحْ لِي»، قَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ الشَّمْسُ؟ قَالَ: «انْزِلْ فَاجْدَحْ لِي»، فَنَزَلَ فَجَدَحَ لَهُ فَشَرِبَ، ثُمَّ رَمَى بِيَدِهِ هَا هُنَا، ثُمَّ قَالَ: «إِذَا رَأَيْتُمُ اللَّيْلَ أَقْبَلَ مِنْ هَا هُنَا، فَقَدْ أَفْطَرَ الصَّائِ
Abdullah ibn Ebî Evfâ (R) şöyle demiştir: Bizler Rasulullah ile beraber (ramazan içinde) bir seferde bulunduk. Rasulullah birisine (yani Bilâl’e):
— “İn de benim için sevik karıştır!” buyurdu. Bilâl:.
— Ya Rasulallah güneş (yani güneşin nuru) bakidir, dedi. Rasalullah tekrar:’
— “İn de bana sevik bulamacı yap!” buyurdu. Bilâl yine:
— Yâ Rasûlallah, daha güneş var! dedi, Rasulullah üçüncü defa:
— “İn de benim için sevik karıştır!” buyurdu.
Bunun üzerine Bilâl (devesinden) indi ve Rasulullah (s.a.v) için sevik buladı. Rasulullah (s.a.v) o bulamacı içti de sonra elini şu doğu tarafa atıp işaret etti, sonra:
— “Gecenin bu doğu taraftan belirdiğini gördüğünüzde, oruçlunun iftar vakti girmiştir” buyurdu ”
İmam Kurtubi (rhm) bu hadis hakkında şöyle demiştir: “Bilal, güneşin yuvarlağı kaybolmasına rağmen aydınlığın hala kaybolmadığından, Rasulullah’a şırayı vermekten imtina etmiştir. Halbuki Rasulullah, aydınlığın hala gitmemiş olmasını umursamamıştı. O, güneşin yuvarlağının kaybolmasını dikkate almıştı. Sonra güneşin yuvarlağını görme imkanı olmayanın neye dikkat etmesi gerektiğini açıklamıştır. “Karanlığın, doğu tarafından gelmesiyle kesinleşir.”[1]
İftar İçin Acele Etmenin Gerekliliği
a)
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: «لَا يَزَالُ الدِّينُ ظَاهِرًا مَا عَجَّلَ النَّاسُ الْفِطْرَ، لِأَنَّ الْيَهُودَ، وَالنَّصَارَى يُؤَخِّرُونَ
Sehl İbni Sa’d (r.a) dan Resulullah s.a.v buyurdular ki : “İnsanlar iftar için acele ettikleri müddetçe din üstün olmaya devam eder. Onun için iftara acele edin. Çünkü Yahudi ve Hıristiyanlar onu geciktirirler.”[2]
b)
لا تزال أمتي على سنتي ما لم تنتظر بفطرها النجوم “
Sehl b. Sa’d dedi ki : Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurud: “Ümmetim, iftarlarında yıldızların doğmasını beklemediği sürece devamlı sünnet üzere olurlar.”[3]
c)
، عَنْ أَبِي عَطِيَّةَ، قَالَ: دَخَلْتُ أَنَا وَمَسْرُوقٌ، عَلَى عَائِشَةَ فَقُلْنَا: يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ، رَجُلَانِ مِنْ أَصْحَابِ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، أَحَدُهُمَا «يُعَجِّلُ الْإِفْطَارَ وَيُعَجِّلُ الصَّلَاةَ»، وَالْآخَرُ يُؤَخِّرُ الْإِفْطَارَ وَيُؤَخِّرُ الصَّلَاةَ، قَالَتْ: أَيُّهُمَا الَّذِي يُعَجِّلُ الْإِفْطَارَ وَيُعَجِّلُ الصَّلَاةَ؟ ” قَالَ: قُلْنَا عَبْدُ اللهِ يَعْنِي ابْنَ مَسْعُودٍ قَالَتْ: «كَذَلِكَ كَانَ يَصْنَعُ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ» زَادَ أَبُو كُرَيْبٍ: وَالْآخَرُ أَبُو مُوسَى
Atiyye dedi ki : Ben ve Mesruk Aişe’nin yanına girdik ve dedik ki: “Ey Müminlerin annesi! Muhammedin ashabından iki kişi var. Bir tanesi iftar için ve namaz için acele ediyor, diğeri ise iftarı da namazı da geciktiriyor. Aişe dedi ki: Orucu hemen açan ve namazı kılan kim?” dedi ki Abdullah’dır. Yani İbn Mes’ud. Aişe dedi ki: Rasulullah’da böyle yapardı.
Bir diğer rivayette ise diğer kişinin Ebu Musa olduğu ziyade edilmiştir.[4]
Oruçlunu Sevinci
لِلصَّائِمِ فَرْحَتَانِ يَفْرَحُهُمَا: إِذَا أَفْطَرَ فَرِحَ، وَإِذَا لَقِيَ رَبَّهُ فَرِحَ بِصَوْمِهِ
“…Oruçlunun iki sevinci vardır. Bunlardan ilki iftar ettiği zaman ki sevinci, diğeri ise Rabbiyle karşılaştığı zaman ki sevincidir.”[5]
Zikredilen hadis de görüldüğü üzere oruç tutan kişi kıyamet günü Rabbi ile mutlu olarak karşılaşacaktır.
Bir başka hadisi şerifte ise Rasulullah (s.a.v)
İftar Anında Yapılacak Dua
وعن ابن عمر قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم إذا أفطر قال : ” ذهب الظمأ وابتلت العروق وثبت الأجر إن شاء الله
İbn Ömer dedi ki Nebi (s.a.v) iftar ettiği zaman : “Susuzluk gitti ve damarlar ıslandı ve Allah’ın izni ile ecir sabit oldu” derdi.
İftar Anında Yapılan Duanın Geri Çevrilmeyeceği
ثَلَاثٌ لَا تُرَدُّ دَعْوَتُهُمْ، الإِمَامُ العَادِلُ، وَالصَّائِمُ حِينَ يُفْطِرُ، وَدَعْوَةُ المَظْلُومِ
Rasulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Üç dua vardır ki reddedilmez. Adil olan imamın duası (idareci), iftar etmek üzere bekleyen oruçlunun duası ve mazlumun duası.”[6]
عَنْ جَابِرٍ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «إِنَّ لِلَّهِ عِنْدَ كُلِّ فِطْرٍ عُتَقَاءَ، وَذَلِكَ فِي كُلِّ لَيْلَةٍ
Cabir (r.a) dedi ki: Rasulullah (s.av) şöyle buyurdu: “Şüphesiz ki Allah’ın her iftar vaktinde günahlarından zad ettiği kulları vardır ve bu her gece böyle devam eder.”[7]
İftar Vaktinin Tespiti Ve Fazileti Derleyen
Ebu Yasir el-Yarbuzi es-Selefi Cihan Elmas
Uludağ İslami Eğitim ve Araştırma Derneği / ULUDER