Değerli kardeşlerim … ! Şüphesiz ki Kaza ve kadere imanın bir çok faydaları ve semereleri vardır. Kul, bunların bilincinde olursa şüphesizki mutlu ve huzurlu olur. İşte onlardan bazıları şunlardır :

1 – Kalb sukûnet bulur ve hoşnut olur :

Bilindiği gibi – bir imtihan gereği – dünya hayatında sıkıntı ve meşakkatler kuldan ayrılmaz…  Kaderin hayrına ve şerrine iman eden bir insan kendisine isabet edenin Allah’ın takdiri olduğunu, onun muhakkak yerini bulacağını, olmamasının ise imkansız olduğunu bilir ve bu şuurla hareket ederse musibet anında nefsi mutmain olur ve kalbi rahat eder… Böyle bir kul, İman etmeyenlerin bu gibi durumlarda düştüğü acizlik, endişe ve rahatsızlık hallerine düşmez. Onların gösterdiği gibi tepki göstermez ve hayatından da bıkkınlık duymaz.

Rabbimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır :

 “ Gerek yerde ve gerekse kendi nefislerinizde başınıza gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmazdan önce, bir kitapta yazılmamış olsun. Bu, şüphesiz Allah’a çok kolaydır. Bunu önceden yazmış olmamız, elinize geçiremediğinize üzülmemeniz ve size verdiğim ile de sevinmeyesiniz diyedir. Allah böbürlenip kibirlenenleri sevmez. “    Hadid : 22-23.Ay.

“ Andolsun, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihan edileceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden de bir çok eziyet verici sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız bu azme değer şeylerdendir.”   Ali İmran : 186.Ay.

Öyleyse mü’min musibet anında kaygılanıp üzülmemeli, sabretmeli ve Allah’ın rahmetinden ümitsizliğe kapılmamalıdır. Nimet anında ise şükretmeli, sevinip gururlanmamalı ve Allah’ın tuzağından da emin olmamalıdır.

“ … Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Selem şöyle buyurur : Mü’minin işi hayret vericidir. Çünkü onun her işi hayırdır. Bu da sadece mü’min için geçerlidir. Onu sevindirici bir şey olursa şükreder, bu onun lehine bir hayır olur. Ona zarar verici bir şey olursa da sabreder, bu da onun lehine bir hayır olur. “   Müslim : 8.C.2999 / 64.n

2 – Musibet anında sabır ve sebat  sağlar : 

Kader inancına sahip olan bir mü’min bela ve musibet anında sebat eder, hayatında karşılaştığı her türlü zorlukları ve meşakkatleri sabit bir kalple ve sadık bir yakin ile karşılar. Çünkü bilir ki bu dünya  bir imtihan yurdudur.

Allahu Teala buyuruyor ki :

“ İnsanlar yalnız  “ iman ettik “ demekle, hiç imtihan edilmeden başı boş bırakılacaklarınımı zannediyorlar. ”    Ankebut : 2.Ay.

 “ Andolsun ki sizleri, içinizden cihad edenleri ve sabredenleri bilinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar imtihan edeceğiz. “    Muhammed : 31.Ay.

 “ Andolsun ki biz, onlardan öncekilerini imtihan ettik. Elbetteki Allah – bu imtihanla – doğruları da bilecek, yalancıları da bilecektir. ”    Ankebut : 3.Ay.

Yani bazen sevindirici şeylerle rahatlayacak ve mutlu olacak, bazen de üzücü şeylerle daralacak ve sıkılacaktır. Ve neticede düşünecek ve diyecek ki : “ bu bir imtihandır, bu imtihanı başarırsam bir daha hiç üzülmeyeceğim, daralmayacağım ve sıkılmayacağım “

Musibetlere sabretmenin ise iki yönlü güzel karşılığı vardır.


Birincisi      :   Günahlarından temizlenmesine vesiledir…

İkincisi ise :   Rabbinin hoşnutluğunu kazanmasıdır…

Bu konuyu isbat eden sünneti seniyyede hadisi şerifler bir hayli çoktur. Onlardan bir kaçı şunlardır :


{ … Sa’d bin Ebi Vakkas r.a dan. O şöyle demiştir : Ben Rasulullah s.a.v’e :

– Ya Rasulallah ! hangi insanların başına gelen bela ve musibetler daha şiddetli olur ? dedim. Resulullah s.a.v :
– Peygamberler. Sonra, sırasıyla Allah katında rütbece en üstün olanlar. Buyurdular.– Ve devamla buyurdular ki – :  Kul, dindarlığının keyfiyetine göre belaya uğrar. Eğer dininde kuvvetli ise, belası o derece şiddetli olur. Şayet imanında gevşeklik, zayıflık olursa, o derecede bir bela ve müsibete uğrar. Bela kuldan ayrılmaz. Nihayet kul, üzerinde hiçbir günah kalmayarak yeryüzünde dolaşmaya başlarsa, işte o zaman bela da onun peşini bırakır. }

İbni Mace : 10.c.4023.n – Tirmizi : 4.c.2509.n – Darimi : 6.c.2786.n – Hakim : 1 / 40 – 41 – S.Sahiha :  43 . n  – Ahmed  :  1 / 172-174

{ … Ebu Hureyre r.a dan.Dedi ki : Allah Rasulü s.a.v şöyle buyurdu : Mü’min ve Mü’mine, üzerinde her hangi bir günah kalmaksızın Allah’a kavuşuncaya kadar gerek nefsinde, gerek çoluk çocuğunda ve gerekse malında bela kendisinden ayrılmaz. ”  Tirmizi : 4.c.2510.n

Ey Müslüman … ! bu konuda İslam tarihine şöyle bir bak. Göreceksindir ki ; gerek Rasûlullah s.a.v ve gerekse onun ashabı  bir çok musibet ve belalarla imtihan olmuşlardır. Ama onlar bu musibet ve belaları atlatana kadar sabır gösterip, kesin bir imanla ve azimle mücadelelerini sürdürmüşlerdir… Ve tabi ki bunun sebebi de onların ;


“ De ki : Allah’ın bizim için yazdığından başkası asla bize isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler. “    
Tevbe : 51

Ayetinde bildirilen kaza ve kadere dair yakini imanlarıdır.


3 – Sıkıntıyı hediyeye ve musibeti de sevaba dönüştürür :


Sağlıklı Kader inancına sahip olan bir mü’min, bela ve musibet anında sebat ederek bunu sevaba ve hediyeye dönüştürebilir… Çünkü kendisine iman ettiği Rabbi şöyle buyurmaktadır :

“ Allah’ın izni olmadıkça hiçbir musibet gelip çatmaz. Kim Allah’a iman ederse onun kalbine hidayet verir. Allah her şeyi bilendir.”    Teğabun : 11.AY.

Bu Ayet hakkında Katade Rahmetullahi Aleyh  şöyle demektedir :


“ Bir kişiye musibet isabet ederse o, onun Allah’tan olduğunu bilir, buna rıza gösterir ve teslim olur. ”    
İbni Kesir : 14.c.7930.s

Ayet’ten anlaşılması gereken şudur : Kul, kendisinin kusuru olmaksızın bir musibete uğradığında bunun Allah’ın kaderi olduğunu bilir, buna sabreder, ecrini Allah’tan umar ve Allah’ın kazasına teslim olursa, Allah onun kalbini hidayete erdirir ve ona dünyadan elde edemediğinin karşılığında kalbine hidayet, doğru ve yakini bir iman verir… 


Bununla beraber Allah’ın emirlerini yapmama ve yasaklarını çiğneme gibi   durumlarda inen musibet ve belalarda kul eğer Allah’ın kaza ve kaderine iman eder ve sabrederse, bu da yine onun için bir kazanç sayılacaktır…. Yani o musibet ve belalar günahlarına kefaret olacaktır.

{ … Ebu Hureyre r.a dan. O şöyle dedi : “ Her kim bir kötülük işlerse onunla cezalanır “  “ Nisa : 122. “  Ayet’i celilesi nazil olunca, bu Ayet Müslümanlara çok şiddetli geldi. Bunun üzerine Resulullah s.a.v şöyle buyurdular :
– Amellerinizde ifrad ve tefrid yapmayarak orta bir yol tutunuz ve daima doğru olanı kasdediniz. Müslümanın musibetlendiği her şeyde bir kefaret vardır. Hatta kişinin maruz kalacağı bir ayak tökezlemesinde ve kendisine batacak bir diken de bile. }

 Müslim : 8.c.2574.n – Tirmizi  : 5.c.3228.n

” … Ebu Said el- Hudri r.a dan. Rasulullah s.a.v buyurdular ki : Bir mü’min yorgunluk, hastalık, keder, hüzün ve eziyete uğradı mı mutlaka Allah’u Teala bunu onun günahlarına kefaret kılar. ” Ahmed : 3 / 4.38.61. n.10624

” …. Aişe r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdular : Mü’min hastalandığı zaman, körüğün demirin pasını, pisini temizlediği gibi, hastalıkta onun günahlarını öyle temizler. ”  Camiu’s Sağir : 1.c.259.n

4 – Cesaret sağlar ve kula kulluktan kurtarır :

Sağlılı bir kader inancına sahip olan kişinin kalbinde korkaklıktan eser kalmaz. Ümmetin kendisine bir zarar vermek için birleştiğini duysa bile, sadece Allah’ın yazdığı kadar zarar verebileceklerini, daha fazlasına asla güç yetiremeyeceklerine inanır.


Çünkü kendisini örnek ve önder edindiği Peygamberi şöyle buyurur :


“… İbni Abbas r.a’dan ; dedi ki : Bir gün Rasulullah s.a.v’in arkasında idim. Bana  :

– Ey Delikanlı ! bak sana birkaç kelime öğreteceğim iyi dinle ; Bilmiş ol ki bütün ümmet herhangi bir hususta sana fayda vermek için bir araya gelmiş olsalar, ancak Allah’ın senin için takdir ettiği hususta sana yararlı olabilirler. Aynı zaman da sana herhangi bir hususta zarar vermek için bir araya gelmiş olsalar, yine ancak Allah’ın senin aleyhinde takdir ettiği bir hususta sana zarar verebilirler. Artık kalemler kalkmış, sayfalar kurumuştur. ”       Tirmizi : 4.c.2635.n

Ve yine sağlılı bir kader inancına sahip olan kişi, hiç kimsenin rızkını ve ecelini tamamlamadan ölmeyeceğine emin olur ve kula kul olmaktan da kurtulur.

“ … Ebi Umame r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdu : Cibrili emin bana, rızkını tamamlamadan hiç kimse ölmeyecektir diye haber verdi. O halde Allah’tan korkun, rızık konusunda mutedil olun. Sakın rızık endişesi sizi, Allah’u Taala ya isyan etmeğe sevketmesin. Çünkü Allah katındaki hayırlara, ancak Allah’a itaatle ulaşılır. “

 Taberani Kebir : 7694.n – Mecmau’z Zevaid : 4.72.6293.n

“… Ebu Said el Hudri r.a.dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdu :  Dikkat edin insanların korkusu, sizden birinizin söylemesi gereken   bir söze veya sahip olduğu bir hakka mani olmasın. Çünkü hakkı söylemek veya önemli bir şeyi hatırlatmak ne kişinin rızkını uzaklaştırır ve ne de ecelini yaklaştırır. “   Ahmed : 3 / 19 – İbni Kesir : 5.c.2386.s

5 – Cihad ruhu kazandırır ve ölüm korkusunu yener :


Kader inancı sağlam olan bir kul, Allah yolundaki  cihadında da ilerler ve ölümden asla korkmaz. Çünkü o ölümün kaçınılmaz olduğunu, ecel geldiğinde de bir an bile olsa gecikmeyeceğini ve onu, hiçbir sığınağın ve gücün geri dönderemeyeceğini de çok iyi bilir.

Rabbimiz şöyle buyurur :

“ Nerede olursanız olun hatta muhkem kılınmış kalelerin içinde de olsanız ölüm sizi yine bulur. ”  
Nisa : 78.Ay.

“ …… De ki : Kendilerine ölüm yazılmış olanlar evlerinde olsalar bile yatacakları yere giderler  – ve gene öldürülürlerdi – ….. “    
Ali İmran : 154.Ay.

“ … Allah Rasûlü s.a.v şöyle buyuruyor  : Ölümden kaçanın misali, yeryüzünün kendisinden borcunu istediği tilkinin misali gibidir. Yeryüzü borcunu isteyince, tilki çıkıp kaçar, yorulup uykusuzluk iyice bastırınca yuvasına iner. Yeryüzü tekrar ona : “ Ey tilki alacağımı ver ” der. Tilki yine süratle ininden çıkar kaçar. Böyle koşmak ta devam eder de sonun da boynu kırılır ve ölür. ”   Taberani Kebir.İbni Kesir.13.7448.s

6 – Allah’ın rızasını kazandırır :

Kaza ve kadere iman eden bir mü’min, bela ve musibet geldiğinde bunun, Allah’ın kendisini sevdiğini ve bununla kendisini temizlemek istediğini düşünür ve buna rıza gösterir. Ve böyle bir kul, Allah resulü s.a.v’in şu ifadelerini asla aklından çıkarmaz :

{ … Enes r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdular : Mukafatın büyüklüğü, belanın büyüklüğüne bağlıdır. Allah bir kavmi severse onları imtihan eder ; rıza gösteren rıza bulur, kızgınlık gösteren de kızgınlık bulur. }    Tirmizi :  4.c.2507.n – İbni Mace : 10.c.4031.n

7 – Amele ve çalışmaya yönlendirir :

Kaza ve kadere iman eden bir mü’min mahluka itimat edip onlara sırtını yaslamaz, bilakis yalnızca Allah’a tevekkül eder. Allah’ın haklarını ihmal etmeksizin helal kazanç yollarına yönelir, üretimde bulunur. Bir zarara uğrar veya istemediği bir durumla karşılaşırsa da bu onu çalışıp gayret etmekten alıkoymaz ve ümitsizliğe düşmez. Ve böyle bir kul :


“ Ahh keşke şöyle şöyle yapsaydım da bu başıma gelmeseydi “ , demez. Aksine o ; Bunu Allah takdir etti ve O dilediğini yaptı, der, O’nun fazlından ve kereminden istemeye devam eder.


“… Rasulullah s.a.v şöyle dedi : Ey insanlar ! Allah’tan korkunuz ve rızık talebinde mu’tedil olunuz. Çünkü rızkı geçikse bile tamamını elde etmedikçe hiçbir nefis ölmeyecektir. O halde rızık talebinde Allah’tan korkun ve istemekte mu’tedil olun. Helal olanı alınız, haram olanı bırakınız. “   
İbni Mace : 6.c.2144.n – Beyhaki : 10404

“ … Rasulullah s.a.v yine şöyle buyurur : Cibrili emin bana, rızkını tamamlamadan hiçbir nefis ölmeyecektir diye haber verdi. O halde Allah’tan korkun ve rızık konusunda mu’tedil olun. Sakın rızık endişesi sizi Allah’u teala’ya isyan etmeye sevketmesin. Çünkü Allah katındaki hayırlara, ancak Allah’a itaatle ulaşılır. “

 Mecmau’z Zevaid : 4 / 72 – 6293.n – Taberani Kebir : 7694.n

Allahu Teala’nın şu buyruğu kadere iman eden basiretli bir mü’min için ne de güzel bir kılavuzdur :

“ …… Her kim Allah’a tevekkül ederse O kendisine yeter. Şüphesiz ki Allah emrini yerine getirir. Allah her şey için bir kader tayin etmiştir. “    
Talak : 3.Ay.

                     Tacuddin el Bayburdi

Similar Posts