Küçükten İlim Almak
Bizler her ne kadar kendimizi selefiliğe nispet ederek, selefin imamlarının Kuran ve Sünneti anladığı gibi anlıyoruz diyen kimseler olsak da, kültürümüzün ve medeni yapımızın yıllar boyunca büyütüp genişlettiği bir ibareden kaçamıyoruz. O da “daha dünkü çocuk” veya buna muadil olan ibareler ile ona bağlandığımızı söylesek de bir o kadar da ona ters düşüyoruz.
Hâlbuki bakıldığı zaman bizim zamanımızda küçüklerden ders alınmaması gerektiğini söyleyenler de daha ilmin bir ucunu yakalamaya muktedir olamayan ve ilim ile ilim ehlinin değerini bilecek kadar temeyyüz sahibi olabilen insanlar değillerdir.
Onlardan birçoğu imam Buhari’nin hakkını dilleri ile verirler ancak, ilminin ne denli derin olduğunu bilmezler. Lakin onların imam Buhari’nin ilminin derinliklerine vakıf olamayışları, onu övmelerine mani değildir. Yani kısaca onlar bilmedikleri bir insanı tazim ediyorlar demektir. O zaman bunu şöyle izah edebiliriz: onlar sadece İmam Buhari’yi ismi böyle olduğu için, “El-Cami-us Sahih” adlı bir kitabı olduğu için ve kitabının içerisinde Allah Resulünün hadislerini zikrettiği için tazim ediyorlar. Hâlbuki İmam Buhari tam anlamı ile bir fakih ve cerh-tadil ilminde uzman birisidir. Ancak onun bu ilimlere vakıf olmasını ve ne denli doğruya isabet ettiğini anlamaları için onların da bu gibi ilimlere vakıf olması gerekir. Ancak bu, bu şekilde düşünen insanlar için mümkün olabilecek gibi gözükmemektedir.
“Daha dünkü çocuk” ibaresini kullanan bir kimse, bilmeden tazim ettiği o imamların imamı Buhari’nin “el-Cami’sine baktıkları zaman “İlim Kitabında” küçüklerden hadis rivayetinin caiz olduğunu zikrettiğini görebilirler. Buna rağmen onların küçüklere karşı olan şeriata ters olan ve sürekli taziz ettikleri hamasi duygularından dolayı, her ne kadar İmam Buhari’yi sevseler de onun “Küçüklerden ilim alınır” görüşünü rivayet ile desteklemesini hazmedememişler gibi bir fikre kapılırlar.
Zira aynı haslet yine bu toplumda her ne kadar Müslüman, her ne kadar Kuran’ı iyi bilen kimse olsa da küçük olmasından dolayı büyüklerimiz cahilce davranışlarını da görebiliriz.
İlim, Ehli Olan Herkesten Alınır
Yine bilindiği gibi Allah Resulü daha hayatta iken İbn Mesud gibi yaşı küçük olup Kuran öğreten bir kimse vardı. Bu ise yaşının küçük olmasından ötürü inkar edilmedi. Yine Allah Resulünün henüz küçük olan İbn Abbas’a
أللهم علمه تأويل القرآن وفقهه في الدين
“Allah’ım ona Kuran’ın tevilini öğret ve onu dinde fakih kıl demiştir.”
Bu bilgi ise onda Allah Resulünün vefatından sonra inkar edilmemiş, aksine bu bilgi onda taziz edilmiştir.
Asırlar sonrasına gittiğimiz de ise henüz on altı yaşında iken Cuma hutbesi veren, yirmi yaşında iken insanlara fıkıh öğreten bir İbn Teymiyye görmekteyiz. Yine daha kırk küsur yaşlarında iken ortaya onlarca kitap koyup vefat eden bir İmam Nevevi görmekteyiz.
Eğer İslam hakkı ile yaşanmak isteniyorsa, ilim küçükten de gelse alınması gerekir. Zira İmam Muhammed Emin eş-Şankiti “Advau-l Beyan” adlı kitabının mukaddimesinde şöyle der:
“Biz sözün kimden geldiğine değil hak mı yoksa batıl mı olduğuna bakarız.”
Yine mukarrar kılınmış bir kaide de ise şöyle denir:
“İtibar sözü söyleyene değil, sözün kendisinedir.”
Küçükten İlim Almak
Oğuz Önder