Kurana Abdestsiz Dokunulur Mu? Daha önce bu mevzular sarahat ile sorulmuş ve cevabı kâh kısa kâh uzun olarak verilmiştir. Ancak son zamanlarda ortaya atılan fitneler ve bazı kardeşlerimizin bu konuda akıllarının bulanmasından dolayı meseleyi toplamayı ve tahlil etmeyi düşündüm.
Bugün Kuran’ın (mushafın) abdest olmadan dokunulmayacağını savunan birçok ilim ehli ve onlara aşırı şekilde taassup gösteren avamdan olan kişiler vardır. Bu avamdan olan kişilerin bu konu hakkında getirdikleri en büyük delil ise Allah (c.c.)’ın Vakia suresinde zikrettiği
لا يمسه إلا المطهرون
“Ona ancak temiz olanlar dokunabilir” (79)
Ayetidir. Bu ayetin ise rivayetlerde sadır olduğu üzere Levh-i Mahfuz olduğu mübeyyendir. Bundan sonra birçok ilim ehlinin sahihlemiş olduğu bir rivayette ise Allah Resulü (s.a.v) ise şöyle der:
لا يمس القرآن إلا طاهر
“Kur’an’a ancak temiz olanlar dokunabilir”
Burada bu hadisi birçok yönden anlayabilir ve şerh edebiliriz. Ancak hadisin tefsirine girmeden öncen bir yanlış anlaşılmanın önüne geçmek isterim.
Kuran’a Abdestsiz Dokunulmayacağı Şüphesi Ve Muhtasar Cevabı
Kardeşlerimizden bazıları bu rivayeti İmam Elbani’nin sahih demesinden dolayı, fıkhı olarak aynı kanaate sahip olduğunu düşünmüşler ve bunu ale-l ıtlak anladıkları üzere aktarmışlardır. Ancak bu birçok yönden hatalı ve İmam Elbani’nin görüşü değildir.
1- İmam Elbani bu rivayeti “İrva-ul Ğalil” adlı kitabının c.1 122. Hadis numarasında zikrederek tashih etmiştir. Orada tashih ile yetinerek ve bazı imamların da kanaatlerini belirterek yetinmiştir.
2- Ancak “Temamu-l Minne” kitabının 107. Sayfasında şöyle demiştir: “burada müşriklerin kurana dokunmamalarından emin olmak için böyle söylemiştir.”
Zira (طاهر) kelimesine bakıldığı zaman, hem rivayette geçtiği üzere hem de umumi anlamda geniş bir manada kullanılmış ve herhangi bir tahsise gidilmemiştir. Bundan dolayı buradan kastın sadece abdestsiz olarak dokunulmaması gerektiğini söylemek ise hem lügat yönünden hem de rivayetin anlaşılması yönünden hata olacaktır.
Çünkü burada ki (طاهر) kelimesi “kalbin şirkten temizlenmesi” anlamına gelebilir. Ya da “bedenin necisten temizlenmesi” anlamına da gelebilir. Bu ihtimaller göz önünde bulundurulduğunda usul-i bir kaide ile karşılaşmaktayız. O da: “İhtimal vaki olduğu an istidlal batıl olur” kaidesidir. Zira burada birçok ihtimal vardır. Bu da bize burada ki mananın sadece “abdestsiz dokunmak” manası üzere istidlal edilmesinin hata olduğunu göstermektedir. Zira İmam Elbaninin böyle demesinin sebebi de rivayette geçtiği üzere Amr b. Hazm ile giden, yemen ehline gönderilmiş olan mektubun muhataplarının müşrik olmaları idi.
Bunu destekleyen delillerden birisi de İmam Buhari’nin “Sahihinde” geçtiği üzere Allah Resulü (s.a.v) Hırakl’e yazmış olduğu mektupta Ali İmran suresinin 64. Ayeti bulunmaktaydı.
İkincisi ise: Hasan el-Basri’ye yüzüğünde Allah’ın isimlerinden biri yazan adamın helaya girip giremeyeceği soruldu? O da şöyle cevap verdi: “Allah Resulü (s.a.v)’nün yüzüğünde Allah’ın ayetlerinden bir ayet yazmıyor muydu? (Yani: محمد رسول الله Muhammed Allah’ın Resulüdür” İbn Sa’d Sahih bir senet ile…)
Muhammed b. Sirin hakkında gelen nakil ise şöyledir: “o bir adamın abdestsiz olarak mushafın sayfalarını değiştirmesinde bir beis görmedi.” İbn Ebi Şeybe 7426 İsnadı Sahih
Muhammed b. Adiy el-Eş’as’dan o da Hasan’dan dedi ki: “o abdestsiz olanın kurana dokunmasında bir beis görmedi.” İbn Ebi Şeybe 7429 Hasen senet ile…
Kurana Abdestsiz Dokunulur Mu? (1. Kısım) Yazının Devamı Gelecek
Yazan: Oğuz Önder