Başlığı altında daha önce zikri geçen ve Şeyhu-l İslam İbn Teymiyye’nin nadide eserinden tercüme edilen bir bölüm paylaşıldı. Öyle ki, tercüme de ve zikri geçen metinde sanki haşiye sadedinde “tasadduk ettikten sonra dua talep etmek caiz değildir” diye bir maksat hissedildi. Bu konuya bir açıklık getirmek istedim.
Bu mesele ilim ehli arasında konuşulmuş ve en faziletli olanın karşılığını tamamen Allah’tan beklemek olduğu üzere icma etmişlerdir. Ancak bu icma, vucubiyet üzere zikredilmediği için aksinin caiz olmadığına asla delil gelmemektedir. Meselenin uzamaması için bu konuda ki ayet ve hadisleri zikretmeyeceğim. Ancak İnsan suresi 9. Ayette zikri geçen “Biz sizi Allah için yedirip içiriyoruz. Sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz” ayette, ilim ehlinin de bildirdiği üzere burada onların içtinap ettikleri/çekindikleri nokta, insanların içinde herhangi bir övgü ve onlara mükâfat olarak herhangi bir şeyin verilmemesidir. Bunu İmam Nevevi ve İmam Muvaffakud-din “el-Kafi” eserinde zikretmişlerdir. Yine tevbe suresi 103. Ayetin bunun cevazına delalet ettiğini açıklamışlardır.
Bununla beraber dua karşılığında tasadduk ise nehyedilmiştir. Aynı şekilde Ebu Davud da geçen hadis de “Ona dua edin” lafzı için Azimabadi “Avnu-l Mabud” da şöyle der: “ona dua edin” yani: duayı tekrarlayın ki sizin ona hakkını verdiğinizi anlasın” Evet! Çünkü burada asıl olan iyiliğe karşılık iyiliktir. Verilecek herhangi bir mal bulunmaz ise, dua edilmesi vacip olmuştur. Zira gelen nakil de ki lafız “فادعوا له” “yani ona dua edin” emir olarak zikredilmiştir. Bundan kasıt ise “ size biri iyilik yaptığında ona aynısı ile karşılık verin. Bu yoksa ona çokça dua edin” demektir. İlim ehlinin açıklaması da bunun üzerinedir. Bunun ile birlikte Tirmizi, Nesai ve İbn hibban “bir iyilik yapıldığı zaman ona Allah sana hayır ile karşılık versin demek, ona övgüyü eda etmektir” rivayeti için şöyle derler: “kim iyiliği yapan kimseye böyle dua ederse, iyilik yapanın hakkını vermiş olurlar.”
Meselenin hulasası, tasadduk edildikten sonra dua talep etmenin herhangi sakıncası yoktur yani teşvik edilen bir eylem olmasa da kendisinden nehyedilmemiştir. Sadece sadakayı duaya hasretmek caiz değildir. Yani dua karşılığında sadaka vermek hadislerin arası cem edildiği zaman nehyedilen bir eylem olduğu ortaya çıkmaktadır.
Meselenin taabbudi olması hasebi ile yani: ibadete dair gelen her şey tevkifiyet içerir. Allah Resulü’nün sözü ve ameli baz alınır. Mübahlık söz konusu değildir. Bunun için dua talep etmek Allah Resulünün bu konuda ki hadislerini cem ettiğimiz vakit, bunun nehyedilmeyen ve uygulanılabilen bir şey olduğunu görebiliriz. Zira sadaka verene dua etmek ile dua istemek arasında herhangi bir taksim zikredilmemiştir. Bunun için bunu caiz saymamak, doğru bir hüküm değildir.
OĞUZ ÖNDER
Tasadduk Ettikten Sonra Dua Talep Etmek