Tasavvuf Ve Diğer Dinler
“Tasavvuf, İslam dünyasında kendi içsel dinamikleri doğrultusunda mı doğdu ve gelişti, yoksa Hint, Yunan ve Fars kültürlerinden İslam Dünyasına geçip daha sonra İslami bir renge mi büründü?” sorusunun uzun uzadıya cevabı verilebilir.
Ancak bunun cevabını vermeye başlarken ilk dönem tasavvuf büyüklerinin kahir ekserisinin Fars kökenli olduğu unutulmamalıdır.
İkincisi ise Tasavvufun ilk dönem zühd, vera, takva vb İslami isimleri öne çıkarmasının hemen ardından, yani çok kısa bir zaman sonra Yunan ve Hint felsefesini benimseyip, Vahdeti’l Vucud veya Vahdeti Şuhudu kabul edip intişarına kalkışmaları, Tasavvufun İslam menşe’li olmadığının, sadece İslami kisveye büründüğünün de bir ispatıdır.
Zira takva, vera ve zühd İslam’da zaten var olan hususlardandır ancak Vahdeti’l Vucud veya Vahdeti Şuhud İslam’a göre ilhad küfür ve şirktir.
Binaenaleyh İslam ümmetinin içerisine sokulmak istenen bu küfür akideyi, önce kendilerini İslam’a nisbet ederek yapmışlardır.
Tasavvuf Ve Diğer Dinler
- Tasavvuf ve Hinduizim
- Tasavvuf ve Yahudilik
- Tasavvuf ve Hristiyanlık
- Tasavvuf ve Mekkeli Müşrikler
- Tasavvuf ve Şiilik
Başlıklarını araştırırsanız Tasavvufun onlara olan benzerliği, İslam’a olan benzerliği ile mukayese bile edilmez.
Tasavvufda, İslam’da var olan bir kaç cüzden başkasını görmeniz çok zor olacaktır. Onun için Tasavvuf dininde İslam dinine benzeyen şeyler olduğunu doğrudur ancak tasavvuf İslam’dandır diyebilmek çok zordur.
Yukarıda zikredilen her dinden bir şeyler alınarak teşekkülünü tamamlamış bir dindir tasavvuf.
Zira Allah ile görüşebilen, vahiy alabilen, kendilerine has olarak Allah tarafından yazdırılmış kitaplara sahip olan, kalpleri ve geleceği bilen velileri, öldükten sonra dahi dirilerin yardımına koşacağını vaad eden kutupları olan bir İslam bilmiyoruz biz. Bu bahsedilenler tasavvuf dinini itikad esaslarındandır.
Cihan Elmas
06.02. 2019