Teravih :  Lugat bakımından “ teravih “ terviha kelimesinin çoğulu olup nefsin istirahat etmesi demektir.Kamus’ta şöyle deniliyor : Ramazan ayı tervihası da bu anlamda  kullanılmış olup her dört rekat namazdan sonradinlenildiği için bu şekilde adlandırılmıştır. Bir de “ istervaha “ denilir ki “ rahatı buldu “ manasına gelir.

Daha sonra “ teravih “ namazı, ramazan gecelerinde kılınan namazın adı olarak yaygınlaştı. Bu namazlarda imam her dört rekattan sonra oturduğu için, “ imam her iki terviha arasında bir terviha miktarı oturur “ denilir.

Değerli Müslümanlar … !
 Teravih  namazı, ramazan ayına mahsus bir gece namazıdır. Bu namaz,Yatsı namazından sonra kılınan bir namazdır.

Bu namaz kadın erkek her müslüman için nafile bir namazdır. Kılınmadığı takdirde herhangi bir cezayı ve kınamayı gerektirmeyen bir ibadettir.

Teravih namazı, tek başına kılınabileceği gibi cemaatla da kılınan bir namazdır. Peygamberimiz s.a.v cemaatla namaz kılmaya olan iştiyakına rağmen farz namazların dışında sadece teravih namazını cemaatla kılmış ve daha sonra bu namaz farz olur korkusuyla bunu cemaatle kılmayı terk etmiştir.

Sevgili Peygamberimiz s.a.v bu namazın kılınmasını ümmetine tavsiye ve teşvik  ederek bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır :

“ … Ebu Hureyre r.a’dan. Rasulullah s.a.v buyurdular ki :  Kim inanarak ve sevabını umarak Ramazan ibadetini yerine getirirse geçmiş günahları bağışlanır. ”

Buhari : 4.c.1863.s – Müslim : 2.c.759.n

Buhari r.h teravih namazının önemine binaen bu hadisi ayrıyeten “ nafile olan  Ramazan Namazını kılmak imandandır ” başlığı ile açtığı bir babda zikretmiştir.

                                                                                         Buhari : 1.c.190.s

İslam toplumunda çok sevimli ve ruhlara ferahlık veren bu neşeli ibadetimiz ne yazık ki ülkemizde büyük bir tahribata uğramış ve ne rekat sayısı hususunda ve ne de huşu ve huzur içerisinde kılma hususunda bu ibadetin sünnete uygun hiçbir tarafı kalmamıştır.

Allah Rasulü s.a.v zamanında sekiz rekat olarak kılınan bu namaz sonraları yirmi’ye, otuza, hatta kırk’a kadar çıkarılmıştır… Sayıyı çoğalttıktan sonra da artık bunun hızlı hızlı kılınarak biran önce bitirilmesi için hızlanmışlardır… Hatta ve hatta bir takım cahil insanların yaptığı gibi ; bu namazı en erken kim bitirecek diye camiler arası yarışlar bile yapılmaktadır.

Oysa ki insanlar sünnete uymayan ne kadar amel işlerse işlesinler bunun bir faidesini göremeyeceklerdir. Peygamberimiz s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır :

  عائشة ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال  ” من عمل عملا ليس عليه أمرنا فهو رد  ”

“ Kim bir amel işler de o amel emrimize ve sünnetimize uygun olmazsa o yapılan şey merduttur – yani reddedilir – “

Müslim : 5.c.1718.n

Değerli kardeşlerim … ! Teravih namazı ilk olarak bir ramazan gecesinde, Sevgili Peygamberimiz s.a.v ve birkaç ashabı ile birlikte kılınmıştır. Konuyu bizlere haber veren hadislerin metni şöyledir :

“ … Âişe r.anha yeğeni Urve’ye şöyle haber vermiştir : Rasûlul­lah s.a.v bir gece, gecenin ortasında çıktı da mescidde namaz kıldı. Bir takım insanlar da O’nun namazına uyup beraberinde namaz kıldı­lar. Sabah olunca insanlar geceleyin Peygamber’in mescidde namaz kıldırdığını konuştular. Bu haber yayılınca ertesi gece, birinci gecekilerden daha çok insan toplandı ve Peygamber’in beraberinde namaz kıl­dılar. Sabah olunca insanlar bunu yine aralarında konuşup yaydılar. Üçüncü gecede mescid halkı iyice çok oldu. Rasûlullah yine çıkıp na­maz kıldı ; insanlar da O’nun namazına uyup namaz kıldılar. Dör­düncü gece olunca mescid, toplanan insanları almaktan âciz oldu.

– Rasûlullah o gece namaza çıkmadı. – Nihayet sabah namazını kıldır­mak için çıktı. Sabah namazını kıldırınca yüzünü cemâate karşı yö­neltti ve hutbe başlangıcı olarak şehâdet kelimelerini söyledi, sonra ” Amma ba’du “ hitâb faslı ile başladığı hutbesinde bu gece namazı­na çıkmamasının gerekçesini şöyle açıkladı : ” Şu muhakkak ki, sizin mescidde toplanmanız bana gizli olmamıştır. Şu kadar ki gece na­mazı üzerinize farz kılınır da sonra onun edasından âciz kalırsınız diye korktum “ buyurdu. 

Zuhrî : Nihayet Rasûlullah vefat etti. Ramazân namazı işi, ev­lerde kılınmak üzere devam edip durdu, dedi.

Buhari : 4.c.1866.s – Müslim : 2.c.761.n  

“ … Busr ibn Saîd’den ; o da Zeyd ibn Sâbit’ten olmak üzere tahdîs etti O, şöyle demiştir : Rasûlullah ramazânda, zannederim hasırdan bir hücre edindi de birkaç gece namaz kıldı. Sahâbîlerinden bir takım insanlar da O’nun namazına uyarak namaz kıldılar. Rasûlullah onların yaptıklarını bi­lince oturmağa başladı. Müteakiben onların yanına çıktı da şöyle bu­yurdu :  

– Yaptığınızı gördüğüm şu işi tanıyıp beğendim. Lâkin ey insanlar, siz – bu namazı – evlerinizde kılınız. Çünkü farz olanı müs­tesna, insanın namazının en faziletlisi kendi evinde kıldığı namaz­dır. “

Buhari : 2.c.747.s

O günden sonra herkes teravih namazını evinde veya mescidde kendi kendine kılmaya devam etmiştir. Bu konuda Ebu Hureyre r.a şöyle der :

“ … Rasulullah s.a.v vefat etti ve Ramazan namazı işi evlerde kılınmak üzere cari idi. Sonra Ebu Bekr’in hilafeti zamanı ile kısmen Ömer r.a’nun hilafeti zamanında da bu iş yine aynı hal üzere devam etti. “

Müslim : 2.c.759/174.n

Ömer r.a devlet başkanlığı sırasında teravih namazı kılmadaki dağınıklığı görünce, bunu önlemek için cemaati bir imam arkasında  toplayıp tekrar cemaatla kılmanın daha hoş olacağını arkadaşlarına söylemiş ve ashabın ileri gelen hafızlarından U’bey İbn’i Kâ’bı imam tayin ederek teravih namazının cemaatla kılınmasını başlatmıştır.  

Ömer r.a halkın dini bir vecd ile Namaz kıldıklarını görünce “ bu ne güzel bir adet oldu ” diye de sevincini belirtmiştir.

Buhari : 4.c.1864.s 

“ … İmam Malik’in Muvattasında, Muhammed bin Yusuf’dan, es-Saib bin Yezid’in şöyle dediği nakledilir : Ömer bin el Hattab, Ubey ibn Ka’b ve Temim ed Dari’ye cemaate on bir rekat namaz kıldırmalarını emretti. İmam yüzlerce Ayet okuyordu. Öyle ki biz kıyamın uzun oluşu sebebiyle bastonlara dayanmak zorunda kalmıştık. Namazdan da ancak şafak sökerken çıkıyorduk. “

İmam Malik Muvatta : Beyhaki Sünen’i Kübra : 2 / 496

Ömer r.a’nun sözü ile alakalı bir izah : Değerli kardeşlerim … ! Teravih namazı – biraz önce de zikredildiği gibi – Rasulullah s.a.v zamanında vardı. Birkaç gece de olsa bizzat Rasulullah s.a.v’in beraberinde cemaatla kılınmıştı. Dolayısıyla Ömer r.a  dinde  olmayan  birşeyi dine sokmamıştı.  Ömer r.a nun “ bu ne güzel bir bid’at oldu ” sözündeki  bid’at ifadesi dinde olmayanı dine sokma  anlamında  değildir. Bu ifade ; kelimenin luğat manasındaki kullanılan “ yenilik “ anlamındadır.

Yani ; “ cemaatla kılınmasının yeniden gündeme getirilmesi ne kadar güzel oldu “ anlamındadır. Bunun da bir sakıncası yoktur. Çünkü Peygamber s.a.v farz olabilir endişesiyle bu ibadetin cemaatla kılınmasını terk etmiştir. Onun irtihalinden sonra artık böyle bir endişe de kalmamıştı.

Dolayısıyla Teravih namazının tekrar cemaatla  kılınması Allah’u Teala’nın maksadına da aykırı değildi. Nitekim Ali r.a da bu namazı teşvik etmiş ve :

“ Ömer mescidlerimizi teravihin feyziyle nurlandırdığı gibi Allah’da Ömer’in kabrini öyle nurlandırsın ” diye dua ederek bu konudaki memnuniyetini belirtmiştir.

TERAVİH  NAMAZININ  REKAT  SAYISI

Peygamber s.a.v gerek ramazanda ve gerekse sair gecelerde bir rivayette onbir, diğer bir rivayette ise onüç rek’attan fazla nafile namaz kılmamıştır. Bunun sekiz rekatı teravih, gerisi ise vitir’dir.

{ … Ebu Seleme, Aişe r.a’ya : Rasulullah s.a.v’in ramazandaki gece namazı nasıl idi ? diye sordu. Aişe r.a Şöyle dedi : Rasulullah s.a.v ne ramazanda, nede ramazanın dışındaonbir rekat üzerine ziyade eder değildi. Rasulullah s.a.v evvela dört rekat kılardı. Artık o rekatların güzelliğinden ve uzunluğundan sorma ! Sonra dört rekat daha kılardı. Bunların da güzelliğinden ve uzunluğundan sorma ! Sonra da üç rekat kılardı… }

Buhari : 4.c.1866.s  –  Müslim : 2.c.738.n  –  Ebu Davud : 2.c.1341.n   –  Nesai : 4.c.1697.n   İmam Malik Muvatta : 1.c.212.s

{ … Cabir İbn Abdillah r.a dan. Dedi ki : Rasulullah s.a.v bize ramazan ayının  gecesinde sekiz rekat – teravih – ve bir de vitr namazı kıldırdı… }

Taberani Mu’cemu’s Sağir : 1.c.370.n  –  İbn Huzeyme  – İbn Hibban  –  Ebu Ya’la  – İbni Hacer Fethu’l Bari el Albani hadis “ Hasen “ der … 

“ … İmam Malik’in Muvattasında, Muhammed bin Yusuf’dan, es-Saib bin Yezid’in şöyle dediği nakledilir : Ömer bin el Hattab, Ubey ibn Ka’b ve Temim ed Dari’ye cemaateon bir rekat namaz kıldırmalarını emretti. İmam yüzlerce Ayet okuyordu. Öyle ki biz kıyamın uzun oluşu sebebiyle bastonlara dayanmak zorunda kalmıştık. Namazdan da ancak şafak sökerken çıkıyorduk. “

İmam Malik Muvatta  – Beyhaki Sünen’i Kübra : 2/496

TERAVİH  NAMAZI KONUSUNDA  SAHİH OLMAYAN  RİVAYETLER

Ömer zamanındaki cemaatla kılınan  teravihin kaç rek’at olduğu hakkında iki rivayet vardır :  Vekî’nin malik İbn Enes’den onun da yahya İbn Sa’d’dan rivayetine göre Ömer r.a görevli birisine cemaatına yirmi rek’at kıldırmasını emretmişti.

İbni Ebi Şeybe Musannef : 2 / 393 … Yalnız bu rivayet sahih değildir.

Bu rivayetin senedinde bulunan Yahya b.Said Ömer b.Hattab’a yetişmiş değildir. Nitekim İbni Medeni : “ Onun Enes’ten başka hiçbir sahabiden hadis işittiğini bilmiyorum “ demiştir.

İbni Hacer Tehzibu’t Tehzib : 11 / 223

Konuyla ilgili  bunun haricinde de bazı rivayetler vardır ki, bu rivatlerde teravih namazının sayısı ; 20, 21, 23 hatta 36 olarak bile anlatılmaktadır. Ama araştırıldığı zaman hepsinin de ya zayıf ya da uydurma olduğu açıkca  görülmektedir.

Ömer bin el-Hattab’tan nakledilen sağlam haberler ise, onun Ubey ibn Ka’b’a, cemaate sekiz rekat kıldırmasını emrettiğine delalet etmektedir ki Peygamber s.a.v’in uygulamasına uygun olan da budur.

Rabbim bizlere gerek farz olan ibadetlerde ve gerekse nafile olan bütün ibadetlerde sünnete uygun amel etmemizi nasibeylesin.

                                                                 Amin

Vel hamdu lillahi rabbil alemin

                                                                   Tacuddin el Bayburdi

Similar Posts