SORU … : Hocam toplumumuzda kullanılan şu ifadeler doğru mu .. ? “… Mezhepler, Meşrepler ve tarikatlar, müslümanlar için bir genişlik … bir kolaylıktır… Dileyen dilediği Mezhebe, Meşrebe veya tarikata müntesip olabilir… Çünkü bunların hepside haktır ve rahmettir. Allah Rasulü s.a.v öyle de yapmıştır böyle de….”
CEVAP … : Değerli kardeşim … ! bu sözler akli selim kimselerin söyleyeceği sözler değildir… Veya söylenmiş ise bu sözler ; ilimden yoksun cahilce ve vahye ters düşen sözlerdir.
Çünkü biz biliyoruz ki mezhep ve meşrepler arası bir çok İtikadi ve ameli ihtilaflar ve ayrılıklar söz konusudur… Dolayısiyla birbirine zıt hak olmaz… Her ne kadar bu ifadeler cahil toplum arasında neşvü nema bulan ve yaygın olan sözler de olmuş olsa, bunlar islama ters sözlerdir …
Müslümanların bu şekildeki cahilce söz ve tavırları, unutmayınızki kör taklitçiliğin ve koyu mezheb ve meşreb taasubunun taa kendisidir…
Ve en önemli sorunları da ( güya kendilerini takip ettiklerini sandıkları ) O güzide İmamları batıl tezgahlarına malzeme olarak kullanmalarıdır… Halbuki bu imamlar – Allah kendilerinden razı olsun – insanlara ; “ bizleri mutlaka taklit edin “ … “ sakın bizim görüşlerimizden ve ictihatlarımızdan ayrılmayın “ … diye bir söz zikretmemişlerdir… Aksine, her biri etrafındaki kimseleri aynı noktaya çağıran kimseler olmuşlardır. Yani güçleri nisbetinde insanları Kur’ana ve Sünnete davet eden değerli ilim ehli insanlardı bunlar…
Bununla beraber şunu da asla Unutmayınız ki durumu, konumu, ilmi irfanı ne olursa olsun hiç kimsenin sözü, Allah Rasulü s.a.v’in sözüne takdim edilemez. Söyleyeni ve yapanı kim olursa olsun, Allah Rasulü’nün sözüne ve uygulamasına ters düşen bütün söz ve davranışlar batıldır.
Ama ne yazık ki cehaletimiz o kadar katmerleşmiş ve o kadar gözler körelmiş ki ; Artık Ölçümüz, miyarımız, mihenk taşımız, doğru ve eğri cetvelimiz tarikatımız, mezheb ve meşrebimiz olmuş, Kitabı ve Sünneti bu süzgeçten geçirmek zorunda kalmışız… Dolayısıyle bu kötü ve kör taassubumuz yüzünden mezhebimize ve meşrebimize ters düşen ne kadar Ayet varsa te’vil, ne kadar hadis varsa, onlardan da uzak durmaktayız… Ve bu konudaki bahanemiz de ; bu Ayet ve hadisleri siz biliyorsunuz da imamımız bilmiyormuy du ?… Veya, bu Ayet ve hadisleri siz okudunuz da bizim imamımız, şeyhimiz veya üstadımız okumadı mı ? …
Oysa 0 insanlar günahlardan korunmuş ve hatadan masum birileri değillerdir. 0 insanlara ters düşmek üstelik küfür de değildir. Eğer onlara karşı ters görüş beyan etmek, onları kötülemek manasına gelirse, peki Peygamberin sünnetine ters görüş beyan etmek hangi manaya gelir … ? Elbetteki bunun manası küfürdür…“
Bununla beraber, “ Allah Rasulü öyle de yapmıştır böyle de yapmıştır “ sözü de batıl ve seviyesiz bir sözdür. Çünkü Allah Rasulü s.a.v birbirine zıd bir şeyler söylemez ve yapmaz. Yani Namaz kılmayan kimse için bir yerde, “ kafir “ diğer yerde de, “ hayır müslümandır “ demez ve dememiştir Allah Rasulü s.a.v.
Kan’ın bir yerde abdesti bozduğunu diğer yerde ise bozmadığını anlatmaz ve anlatmamıştır Allah Rasulü s.a.v… Kadına dokunmanın bir yerde abdestti bozduğunu diğer yerde ise bozmadığını anlatmaz ve anlatmamıştır Allah Rasulü s.a.v…
Ve en önemlisi ; Allah Rasulü s.a.v bir yerde : “ size iki şey bırakıyorum, onlara sarıldıkca asla sapıtmazsınız. Bunun biri Kur’an diğeri ise benim Sünnetimdir “ deyip … diğer bir sözünde ise “ size üç şey, dört şey, veya da beş şey bıraktım , bunlara sarıldıkca asla sapıtmazsınız “ diye ( şer’i delilleri üçe, dörde, beşe veya altıya çıkaracak ) bir söz söylemez ve söylememiştir Allah Rasulü s.a.v …
Hulasa mezhebler arası birbirine zıd o kadar itikadi ve ameli mevzu var ki, bunları Allah Rasulü s.a.v söylemez ve söylememiştir de kardeşler…
Ve yine bu olaya farklı bir pencereden bakacak olur isek ; dört tane birbiriyle zıt hak olmaz değerli kardeşlerim… Hak birdir ve o da Allah Rasulü s.a.v’in getirdiği şeylerdir… Belki bu mezhep ve meşreplerin içerisinde dağınık olarak birçok hak olan şeyler vardır ama, bu onların tamamen hak oldukları anlamına gelmez… Ama bunların içerisinden hak olan şeyleri toparlayıp yan yana getirirsek, işte o zaman hak bir mezheb ortaya çıkar… o da, Allah Rasulü s.a.v’in mezhebi. ( yani takip ettiği yol ) … Ki, işin başında zaten bu yol vardı ve başka hiçbir yol yoktu …
Öyleyse bu konuda sözü daha fazla uzatmaya gerek yoktur… Gelin öyle bir zat üzerinde konuşalım ki, onun sözlerini kabulde iman ehli, reddettiğimizde ise küfür ehli olunsun… Çünkü bir Müslüman hiç kimsenin şahsi yorumlarını ve içtihatlarını reddettiğinde küfür ehli olmaz… Ama Allah Rasulü s.a.v’in sözlerini reddeden kimse şüphesizki küfür ehli olur…
Ey Müslüman … ! son söz olarak unutma ki ; örnek almaya ihtiyacı olan bir kimse asla örnek alınmaz… Biz inanıyoruz ki, makamı mevkisi ne olursa olsun herkes ( bütün imamlar ) Muhammed Mustafayı örnek edinmek zorundadır…
Rabbim bizlere, her konuda Allah Rasulü s.a.v’i örnek ve önder edinen basiretli kullarından olmamızı nasibetsin…
Amin.
Vel hamdu lillahi rabbil alemin
Tacuddin el Bayburdi