-…….Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) – istek üzerine Kur’ân bilenlerden- yetmiş kişilik bir topluluğu Suleym oğulları’ndan bâzı soylara ve Âmir oğulları’na (dîn öğretmek için) göndermişti. Bunlar Maûne Kuyusu’na vardıkları zaman, dayım (Haram ibn Milhân) arkadaşlarına: — Sizden önce ben (Suleym oğulları’na) varayım da, eğer onlar bana Rasûlullah’tan kendilerine tebliğ edinceye kadar emân verirlerse, ben tebliğ edeyim. Emân vermezlerse sizler bana yakın bir yerde bulunmuş olursunuz, dedi ve ilerledi. Suleym oğullan evvelâ dayıma emân verdiler. O da Peygamber’-den onlara hadîs ve teblîğ söylerken,onlar ansızın aralarından (Amir ibnu’t-Tufeyl isminde) bir adama işaret ettiler. O da dayıma (arkasından şiddetle) mızrak sapladı ve mızrağı göğsünden çıkardı. Bu ölüm darbesi üzerine dayım Haram, (göğsünden fışkıran kanları ellerine bulayıp yüzüne ve başına sürerek): — Allâhu ekber . Ka’be’nin sahibine yemin ederim ki, ben kazandım! diye bağırdı. Sonra Suleym oğulları dayımın geri kalan arkadaşlarına döndüler. Ve dağa kaçan (Ka’b ibn Zeyd denilen) topal bir kişiden başka, onları da öldürdüler. Râvî Hemmâm: Bunun beraberinde (bulunan Amr ibnu Umeyye ed-Demrî isminde) diğer bir adamı da söylediğini sanıyorum, demiştir. O anda Cibril aleyhi’sselâm bu faciayı Rasulullah’a: — Seriyyedeki bütün sahâbîler Rabb’lerine kavuştular. Allah onlardan razı oldu; onları da razı etti! diye haber verdi. O zamanlar biz Cibril’in bu haberini (Kur’ân olarak): “Bizi kavmimize haber veriniz: Biz Rabb’imize kavuştuk. O bizden razı oldu; bizi de razı kıldı” diye okurduk. Bir zaman sonra (tilâveti) nesh olundu. Bu facia üzerine Peygamber; Allah’a ve Rasulu’ne isyan eden şu Rı’l, Zekvân, Lıhyân oğullan ve usayya oğulları aleyhine kırk sabah la’net duası yaptı . Buhari, Cihad, 9
Allah Rasulu (sav), böyle bir facianın yaşanacağını bilseydi , önlem almaz mıydı? Bu ve benzeri deliller rasullerin gaybı bilmediğine , gaybın Allah tarafından dilediği elçilere dilediği zaman bildirildiğine açık bir örnektir.