İSTEMEK, KENDİLERİ İÇİN HELAL OLAN KİMSELER BABI
109- (1044) : Kabîsatu’bnu Muhârık el-Hilâlî (R) şöyle dedi: Bir kerre kefâletten dolayı ağır bir borç altına girmiştim. O sırada Rasûlullah’a s.a.s. gelip bu borç sebebiyle kendisinden, sadaka istemeye mecbûr oldum. «Biraz otur, sabret. Bize zekât malı getiren olur sana ondan vermelerini emrederiz, dedi. Sonra Rasûlullah devamla şöyle buyurdu: «Ey Kabisa! İstemek yalnız şu üç sınıf insanlardan herhangi birisi için helaldir:
a. Bir cemâate veya ferde kefil olarak borçlanan kimseye, kefâleti yerine getirene kadar istemek halâl olur. Fakat aldığı sadaka ile yüklendiği borcu ödedikten sonra artık istemekten kendini tutar
b. Serveti bir âfete uğrayıp helâk olan kimseye de hayat ve maîşette zarûrî olan ihtiyaclarını te’mîn edinceye kadar istemek halâl olur.
c. Zengin iken fakîrliğe ve ihtiyaca düçâr olan kimsenin de istemesi mübahdır. Bu devlet düşkünü kimse de aklı başında konu komşuları ve hemşehrilerinden üç kişi arasında: Fulân kimseye bir fakirlik musibeti isâbet etmiştir! denilerek acınacak derecede şiddetli bir ihtiyac için de bulunmalıdır. Bu da hayat ve maîşette zarûrî olan ihtiyaclarını te’ mîn edinceye kadar halâl olarak istiyebilir.
Ey Kabîsa! Bu üç sınıf insandan başkasının istemesi harâmdır. O dilenci dilendiği şeyi harâm olarak yer»