Şeyhu’l-İslam İbn Teymiye
şöyle demiştir: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem ezandan sonra ve cumadan önce hiçbir şey kılmazdı. Bir şey kıldığını kimse ondan nakletmiş de değildir. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem döneminde ancak minbere çıkıp oturduğu vakit ezan okunurdu. Bilal ezan okuduktan sonra Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem iki hutbeyi irad ederdi. Sonra Bilal kamet getirir, Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem de cemaate namaz kıldırırdı. Zaten bu durumda ezandan sonra ne onun, ne de onunla birlikte namaz kılmaya gelen müslümanlardan herhangi bir kimsenin namaz kılmasına imkân olmazdı. Kimse de cuma günü mescide çıkmadan önce evinde namaz kıldığını nakletmiş değildir. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem kendi sözü ile de cumadan önce belli bir miktarda namaz tayin etmemiştir. Aksine onun bu husustaki lafızları, kişi cuma günü mescide geldiği takdirde bir vakit ve miktar tayini sözkonusu olmaksızın namaza teşvik sadedindedir. Şu buyruğu gibi: “Kim cuma günü gusleder, sonra cumaya gelir, onun için mukadder olan kadarı ile namaz kılar, sonra (hutbeyi) dinlerse…” (Muslim, I, 587, H. no: 857) İşte ashab-ı kiram’dan nakledilen rivâyet bu şekildedir. Onlar cuma günü mescide geldiklerinde girdikleri andan itibaren kendilerine nasib olduğu kadarıyla namaz kılarlardı. Kimileri on rekât kılardı, kimileri oniki rekât kılardı, kimileri bundan daha az kılardı……..(İbn Teymiye, Sunnetu’l-Cumua, s. 6-9)
Doğrusu cuma namazından önce revâtib ve miktarı belli bir sünnet olduğunun söylenemeyeceğidir. (İbn Teymiye, s. 22)
Diyanetin sitesinden : Cuma’nın farzından önce nafile bir namaz olmadığını ileri süren fakihler bulunmaktadır. Onlara göre Hz. Peygamber, Cuma namazı için mescide gelince, namaz kılmadan doğrudan minbere çıkmıştır. Sahabenin kıldığı rivayet edilen namaz ise, sünnetle ilişkisi olmayan nafile bir namazdır (İbn Kayyım, Zâdü’l-Meâd, I/118-119). Buna karşılık Hanefî, Mâlikî ve Şâfiî bilginlerine göre, Hz. Peygamber, Cuma namazının farzından önce tahiyyetü’l-mescid dışında, nafile olarak namaz kılmıştır. Hanefîler bu namazın dört rekat olduğunu, diğerleri ise belli bir rekat sayısıyla sınırlı olmadığını belirtmişlerdir (İbn Humam, Fethu’l-Kadîr, II/39; İbn Kudâme, Muğnî, II/250; İbn Abidin, Reddü’l-Muhtar, I/452). Sahih hadis kaynaklarında Hz. Peygamber’in Cuma namazından önce nafile olarak namaz kıldığına dair bir çok rivayet bulunmaktadır (İbn Mâce, Salat, 94; Buhârî, Cumu’a, 33, 39; Ebû Dâvûd, Salât, 244).
Tirmizi, cumadan sonra iki mi dört mü kılınacağı hakkında İshak’dan şöyle nakleder : Bir kimse Cuma’dan sonraki sünneti evinde kılarsa iki, mescidde kılarsa dört kılmalıdır, demekte ve bunu şu iki hadise dayandırmaktadır; “Rasulullah (S) Cuma’dan sonra evinde iki rek’at sünnet kılardı.” “Kim Cuma’dan sonra namaz kılacaksa dört rek’at kılsın.” İbn Teymiyye’nin de görüşü budur..