Ey Müslüman … ! şunu asla unutmaki ; İslam’ın hakıyla anlaşılması ve yaşanması için bir çok kurallar vardır… Bunlardan bir tanesi de ; bir şeyin tamamını yapamıyorsan, bari azını terk etme… Çünkü her küçük kendisinden sonraki bir büyüğün alt basamağıdır. Umulurki o az, seni kendisinden sonraki çoğa kılavuzluk eder.
İbn Teymiyye r.h bu muhteşem kaide çerçevesinde idareciler hakkında şöyle der :
“ Kim Allah’a itaat etmek, gücü yettiği oranda vacipleri uygulamak, yetmediği oranlarda haramlardan sakınmak amacıyla, bir halkın yönetimini devralırsa, güç yetiremediği hususta suçlu görülmez. Şüphesiz ki iyi kimseler devlet yönetimlerinde, velev ki Allah’ın tüm ahkamını uygulamaya güç yetiremeselerde, kötü-facir ve günahkar kimselerden daha hayırlıdır. “
İbn Teymiyye Mecmû el-Fetâvâ : 28/369
İbni Teymiyye r.h yine der ki : “ … Necaşi Kral olmasına rağmen, Allah’ın hükmünü hristiyan olan halkına tatbik edememiştir… Ömer bin Abdulaziz r.h Allah’ın hükümleriyle hükmetmek için yoğun çaba sarfetmiş, fakat büyük zorluklarla karşılaşmış ve bir görüşe göre bu yüzden zehirlenerek öldürülmüştür. Zamanımızda moğolların ele geçirdikleri islam ülkelerinde görev yapan Müslüman hakimler, istemelerine rağmen her zaman Allah’ın indirdikleriyle hükmedemiyorlar. Onun için bu konuda sorumluluğun ölçüsü güç ve kudretin yetmesidir. ”
Mecmuu’l-Fetava : 19/217
İşte bundan dolayıdır ki ; Müslüman akıllı ve ferasetli davranmalıdır … Diline sahip olmalı ve bir iki Ayet ve Hadis okumayla kılıcının önü, ardı ve hatta sapı dahi kesmemelidir…
Namaz kılıp ben Müslümanım diyen idarecilerini, yapmadığı değil de yapamadığı hususlardan dolayı sorumlu tutmamalıdır… Onlara kin gütmemelidir … Onlara dua etmeli ve Onlarla ilgili ahlaksızca sözler sarfetmemelidir … Hele hele insanın ayağını kaydıracak ifadeler kullanarak onlar hakkında Tağut, Kafir, Müşrik, Munafık sözlerini söylememelidir …
Ahmed İbni Hanbel der ki : Devlet başkanına karşı çıkma ; bilakis onu dinle ve itaat et ! şayet o, sana Allah’a isyan olan bir şeyi emrederse ona itaat etmemelisin. Ancak ona başkaldırma, hakkını engelleme, elle ve dille fitneye sebep olma..! Bilakis eline ve diline hakim ol. Allah, yardım edendir .’’
İmam Ahmed kitabu’s-sünne : 46.s
Bu konuda değerli ilim ehl’i Şeyh Useymin den güzel bir nasihat ; Allah kendisine rahmet eylesin o şöyle der : Ey Müslümanlar … ! Yönetici ile muamele de Salih selefin menheci hususunda size Allah’ı hatırlatırım. İnsanları kışkırtıp proveke etmek, kalplerinde yöneticilere karşı bir nefret oluşturmak için yöneticinin hatalarını bir yol olarak kullanmak, fesat çıkartmanın ta kendisidir. İnsanlar arasında fitnenin ortaya çıktığı esaslardan birisidir bu. Unutmayınız ki kalplerin yöneticilere karşı doldurulması şerri, fitneyi ve kargaşayı ortaya çıkarır. Aynı şekilde kalplerin alimlere karşı doldurulması, alimlerin kadrini kıymetini hafife almaya, bu da alimlerin taşımış olduğu dinin hafife alınmasına sebebiyet verir. Eğer birisi alimlerin ve idarecilerin heybetini düşürmeye uğraşırsa din ve emniyet kaybolur gider. Çünkü bunun neticesinde alimler konuştuğunda insanlar onların sözlerine itimat etmezler. Yöneticiler konuştuğunda isyan ederler. Böylece şerr ve fesat kaçınılmaz olur. Bizim yapmamız gereken yöneticilere davranış tarzında Salih selefin yoluna bakmak, nefse hakim olmak ve sonuçlarını iyi bilmektir. Şu bilinsin ki ; kim insanları kışkırtıp provoke ederse İslam düşmanlarına hizmet etmiş olur …
Muameletu’l Hükkam fi da’vil kitabi ve’s Süne : s.26
Tacuddin el Bayburdi