Değerli kardeşlerim … ! Unutmayınız ki İslam toplumunun içerisinde bulunmuş olduğu en büyük bela ve musibetlerden birisi, “ … Din adına atalarından dedelerinden ne görmüş iseler, onların peşinden körü körüne gitme hastalığıdır. “

Kitabın ve Sünnet’in kınayarak reddettiği bu tür cahilce davranışlar, bütün cahiliyye toplumlarının sapıklığa düşmelerindeki tek sebebtir desek inanın bubalağa etmiş olmayız…

Bu bela ve musibet öyle kök salmışki içerimize, inanın artık Kitabın ve Sünnet’in açık ve kesin nasları karşısında vurdum duymaz bir hale gelmişiz…

Nasılki Allah Rasulü s.a.v heva ve arzularına göre din yaşayan mekkelileri Kitap ve Sünnete davet ettiğinde onu yalanlamaları sadece ve sadece atalarını körü körüne taklit etmeleri yüzünden olmuştur, inanın aynı şekilde günümüz cahiliyesinde de Kitaba ve Sünnete davet olunan bir çok insan, Ata ve dedelerinden devraldıkları dini inanç ve ameller yüzünden davet olundulları bir çok hakkı hakikatı yalanlamaktadırlar.

Ey Müslüman … ! unutma ki Kur’an ve Sünnet bu şekilde körü körüne hareketleri tepeden tırnağa kınamış ve reddetmiştir.

Rabbimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır : 

“ Onlara gelin Allah’ın indirdiği Kitaba ve Peygambere uyun denildiğinde, “ Atalarımızın üzerinde bulunduğu yol bize yeter ” derler. Ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler – yine mi onların yoluna uyacaksınız – ”    Maide : 104.Ay 

“ Onlara Allah’ın indirdiğine uyun dense, hayır, biz atalarımızın üzerinde bulunduğu şeye uyarız ve onların yolundan gideriz, derler. Şeytan onları alevli azabın ateşine çağırsada mı ? “   Lokman : 21.Ay

Bu ve benzeri Ayeti Celilelerde anlatıldığı gibi, Allah’ın kendilerini kınadığı insanlar, ata ve dedelerinden devraldıkları dini inanç ve amelleri körü körüne taklid eden kimselerdir. Çünkü bu şekildeki şuursuz ve basiretsizce tavır ve tutumlar, Allah’ın kesinlikle sevmediği şeylerdir…

Öyleyse ey Müslüman … ! görmediğin, duymadığın ve kaynağını bilmediğin bir mesele hakkında kesin bir dille konuşma, ona inanma ve onunla amel etme… Bu sana asla caiz değildir… Din adına ardına düşeceğin her mesele hakkında elinde mutlaka bir delilin olmalıdır…

 Bakınız Rabbimiz bu konuda ne buyumaktadır :

 وَلاَ تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ إِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ أُولـئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُولاً

“ Bilmediğin bir şeyin ardına düşme ; zira kulak, göz ve gönül bunların hepsi de ondan mes’uldür. ”   İsra : 36.Ay

“… Allah’tan bir yol gösterici olmadan, yalnız kendi keyfine uyandan daha sapık kim olabilir ?…“   Kasas : 50.Ay 

“ Rabbinden bir delil üzerinde bulunan kimse ile, kötü işi kendisine süslendirilen ve keyfine uyan gibi olur mu hiç ?. “  Muhammed : 14.Ay.

Ey Müslüman … ! unutma ki İslam’dandır denilen bütün inanç ve ameller, geçerliliğini ancak Kur’ana ve Sünnete dayalı olmakla isbat edilir … Bu çizgide olmayan bütün inanç ve ameller kabul görmeyeceği gibi tahmini, faraziye ve zanna dayalı olan şeyler olarak kabul edilir… Zannedilerek yapılan şeyler ise, ne uzaktan ve ne de yakından islamla alakası olmayan şeylerdir…

Rabbimiz Allah’u Azze ve Celle bu konuda şöyle buyurmaktadır :

“ Onların çoğu zandan başka bir şeye tabi olmamaktadırlar . Oysa zan haktan hiç bir şey ifade etmez. Allah onların yaptıklarına elbetteki hakkıyla vakıftır “   Yunus : 6.Ay.                                                                                                                    

         Allah Rasulü s.a.v ise bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır :

“ Sizleri zandan sakındırırım. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır….”  Buhari : 13 .c.6048.s

Öyleyse ey Müslüman … ! zan’la hareket etme … Dinini delillere dayalı olarak öğren ve yaşa… Eğer dini yaşantını isbat edemiyor isen, yaptıkların senden asla kabul edilmeyecektir, bunu asla unutma… 

1 … Aişe r.anha’dan ; Rasulullah s.a.v söyle buyurdular :  Kim bizim şu işimizin – yani dinimizin – içinde ondan olmayan bir şeyi ihdas ederse, o reddolunur. }  diğer bir rivayette ise :

“ … Her kim bizim emrimize uymayan bir amel işlerse, o amel kendisinden kabul edilmeyip reddolunur. ”   Müslim : 5.c.1718.n   

Değerli kardeşlerim … ! bu konuda sözü daha fazla uzatmaya gerek yoktur… Kim dinini sağlıklı bir şekilde yaşamak istiyorsa, Kitabı ve Sünnet’i kendisine ölçü alması gerekir… İnanın yaşadığımız şu ortamda, Müslümanların böylesi bir şuura şiddetle ihtiyaçları vardır…

Rabbimden niyazım ; bizlere körü körüne hareket etmekten ziyade şuurlu, basiretli ve delillere dayalı bir din yaşamamızı nasip eylesin…

                                                                                                         Amin

Vel hamdu lillahi rabbil alemin

                                                        Tacuddin el Bayburdi

Similar Posts