Değerli kardeşlerim … ! Unutmayınız ki insanları savaş meydanlarına götüren ve oralarda ölmelerini, öldürmelerini, yaralanmalarını sağlayan çeşitli sebebler vardır.

Şan, şöhret, riya, gösteriş, ganimet gibi gayri islami hedefler olduğu gibi, bir de İhlaslı ve samimi bir şekilde gerçekten sadece ve sadece Allah rızası için olanı vardır.

Ve tabiî ki bahsini ettiğimiz o ortamlara insanları götüren, sürükleyen şeyler de insanların işledikleri kalbi ve zahiri amelleridir…

Yani Allah için o yolda ölmeyi daha önceden düşünmek, hayal etmek ve bunu çok arzulamak kişiyi o ortamlara götüreceği gibi,  işlediği zahiri Salih amelleri de kişiyi cihad meydanlarına götüren güzel vesilelerdendir.

Bununla beraber – az önce bahsini ettiğimiz şekilde – insanlardan Şan, şöhret, riya, gösteriş, ganimet gibi gayri islami hedefleri olanların da, kalplerindeki bu gayri İslami niyetleri, ciddiyetleri ve zahiri çirkin ammeleri onları oralara sürükler ve mücadeleleri de şeytan ve nefisleri için olur maalesef..

Hatta bu konuda değerli sahabi Ebu’d Derda r.a nun şöyle güzel bir sözü vardır der ki :

“ … Ey inananlar … ! unutmayınız ki Salih amel cihada çıkmadan evveldir. Sizler ancak amellerinize bürünüp sarılanlar olarak cihad ediyorsunuz. – yani sizi bu ortama getiren ve cihad etmenizi sağlayan şeyler, daha önceden işlediğiniz – gerek kalbinizin amelleri ve gerekse zahiri amellerinizdir – “

Buhari : Talik : 6.c.2655.s – Abdullah İbn Mubarek K. Cihad : 

Değerli kardeşlerim … ! bu konunun en açık delillerinden birisi, Rabbimizin kerim kitabında zikretmiş olduğu şu kıssadır. Lütfen dikkatli bir şekilde okuyalım.

“ Musa’dan sonra İsrailoğullarının önde gelenlerini görmedin mi ? Hani, peygamberlerinden birine : ” Bize bir melik gönder de Allah yolunda savaşalım ” demişlerdi, O dedi ki : “ Ya üzerinize savaş yazıldığı halde savaşmayacak Olursanız ? ne olacak . ” Dediler ki : ” Bize ne oluyor ki Allah yolunda savaşmayalım ? Ki zaten biz yurdumuzdan çıkarıldık ve çocuklarımızdan ( uzaklaştırıldık. ) ” . Nihayet onlara   savaş yazıldığı zaman, az bir kısmı hariç hepsi yüz çevirdiler…… ”

“ Peygamberleri  onlara dedi ki : ” Allah size Talut’u ( melik olarak ) gönderdi. ” Onlar dediler ki : ” Biz hükümdarlığa, ona göre daha çok hak sahibiyken ve ona bir mal ve servet bolluğu da verilmemişken, nasıl bizi ( yönetmek üzere ) hükümdarlık onun hakkı olabilir ki ? ” .  Peygamberleri onlara tekrar dedi ki : ” Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü de arttırdı. Allah, mülkünü kime dilerse ona verir ; Allah rahmeti ve gücü geniş olandır ve bilendir. “

“ Talut, ordusuyla birlikte cihad için yola çıkınca onlara dedi ki : ” Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık  o  benden  değildir ve kim  de   ondan  içmezse – veya bir avuç olmak kaydıyla sadece ağzını ıslatmak için içerse – bendendir. Küçük bir kısmı hariç ( hepsi o sudan ) içtiler. Talut ve kendisiyle beraber iman edenler ırmağı karşıya geçince o – sudan içenler – dediler ki : ” Bugün bizim Calut’a ve ordusuna karşı  koyacak  gücümüz  yoktur  “.  – sudan içmeyipte –  Allah’a kavuşacaklarına iman edenler de dediler ki : ” Nice küçük topluluklar var ki, kendilerinden daha büyük  topluluklara Allah’ın izniyle galib gelmişlerdir ; Allah sabredenlerle beraberdir.”

“ Ve o sebat edenler, Calut ve ordusuyla karşı karşıya geldiklerinde dediler ki : ” Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”

“ Böylece onları, Allah’ın izniyle yenilgiye uğrattılar ………  “

Bakara : 246 – 247 – 249 – 250 – 251

Değerli kardeşlerim … ! eğer bu kıssaya dikkat etdiyseniz, burada bahsini ettiğimiz konumuz ile alakalı çok açık ve net deliller vardır.

Bu kıssada gördüğünüz gibi küçük bir itaat, kendisinden sonraki büyük bir itaate zemin hazırladığı gibi, Aynen de küçük bir isyanın, kendisinden sonraki büyük bir isyana zemin hazırladığı görülmektedir… Yani güzel ameller kendisinden büyük diğer güzel amellerin yaşanmasına vesile olduğu gibi, çirkin ameller de yine aynen kendisinden daha büyük çirkin amellerin yaşanmasına vesile oluyor.

Düşünün şimdi ; cihad gibi azim bir ibadet için yola çıkanlar, yolda bir imtihanla karşı karşıya kalıyorlar. İmtihanları ise – Ayetlerde belirtildiği üzere – ırmaktan bir su içip içmeme meselesi. Yani imtihan vesilesi küçük.

İnsanlar o ırmaktan kana kana su içseler ne olur ki .. ? . Yani ne Allah’ın ırmağı kurur ve ne de O’nun mülkünden bir şey eksilir. Ama dediğimiz gibi bu bir imtihandır.  Ve şimdi neticeye bakın.

Irmaktan kana kana su içenler ne dediler ; dediler ki : ” Bugün bizim Calut’a ve ordusuna karşı koyacak gücümüz yoktur “

İşte bu imtihanda Allah’ın emrine karşı gelip o sudan kana kana içenler, kalplerinde korku oluşmasına vesile oldular ve neticede önce dilleriyle isyan vari sözler sarfettiler daha sonra da cihad gibi azim bir ibadetten geri kaldılar. Yani işlenen küçük bir şer, onları daha büyük bir şerle karşı karşıya getirdi.

İtaat edenler hususunda da kural aynı. onlar ise bu imtihanda Allah’ın emrine itaat edip o sudan içmediler ve  kalplerinde azim bir ibadeti yerine getirme cesareti oluştu. Ve  neticede  önce  dilleriyle  hayırlı  sözler sarfettiler – yani dua ettiler, Allah’tan yardım istediler – daha sonra da cihad gibi azim bir ibadeti yerine getirdiler. Ve en güzeli de ; Allah’ın yardımına mazhar oldular, azınlık olmalarına rağmen zafer elde ettiler.

Hulasa ;  bu olayda görüldüğü gibi, işlenen güzel ameller, kendilerinden daha güzel amellerin davetçisi olduğu gibi, isyanlar da yine kendilerinden daha büyük isyanların davetçileridirler.

Allah’u Teala bizlere hayırlı ameller işlememizi nasibeylesin.

                                                           Amin 

Vel hamdu lillahi rabbil alemin
 

                                               Tacuddin el Bayburdi

Similar Posts