MUHAMMED EBU SAİD EL-YARBUZİ

KİTAB VE SÜNNETİ İHYA YAYINLARI

Kapak

Yayına Hazırlık

Baskı

: Mehmet Çetinkaya

: Divan Ajans

Tel: 511 1215  Fax: 5120950

: Dilek Matbaası

İstanbul 1991

Ey Resulum! İman eden kullarıma de ki;   namaz kılsınlar.’

İbrahim süresi, 14/31

 

 

‘Beni nasıl namaz kılar gördüyseniz öylece namaz kılın.’

          Buhari, 631       

Muhakkak ki bütün hamdler Allah’adır. Binaenaleyh O’na hamd eder, O’ndan yardım ister ve mağfiret taleb ederiz. Nefislerimizin ve kötü amellerimizin şerrinden de O’na sığınırız.

Allah kime hidayet ederse onu hiç bir kimse sapıttıramaz. Kimide sapıttırırsa onada kimse hidayet veremez. Şehadet ederim ki, Allah’dan başka İlah yoktur ve şeriksiz olarak birdir. (Ve yine) şehadet ederim ki Muhammed (S.A.V.) O’nun kulu ve Resulüdür.

Namaz tevhidi gerçekleştirmede ilk merhale olması hasebiyle dindeki yeri çok azimdir.

5

Namaz öyle bir ibadettir ki, Allah katında en şerefli mahluklar olan melekler bile bu ibadetin bazı cüzleriyle Rablerine kulluklarını eda etmektedirler. Yani meleklerin bir kısmı kıyam halinde, bir kısmı da rüku halinde, bazıları da secde halinde ibadet yapmaktadır.

Biz insanlarda bu ibadet şekillerinin cem olduğu bir ibadetle (NAMAZLA) mükellef kılınmışız. Bu da Rabbimizin bize verdiği değeri ve lutfunun büyüklüğünü gösterir.

Öyle ise bu değere en güzel biçimde layık olmağa ve lutfuna en güzel şekilde şükretmeliyiz. Bunu gerçekleştirebilmekte kabûla şayan olacak şekli ile bu ibadeti (NAMAZI) eda etmeğe çalışmaktır.

Bir ibadetin kabule şayan olması için iki şartı haiz olması gerekir.

1-  Sadece Allah için yapılması (Hadis bir niyyet)

2-  İbadetin Sahih olması yani Kitab’a ve Sünnet’e uygun olmasıdır.

Bu iki şartı haiz olan her ibadet kabuk şayan bir ibadettir. İki şarttan birisinin noksanlığı o ibadetin reddine sebebdir. Zira Hadis’i Şerif de buyuruyor ki, [Şübhesiz amellerin değeri niyyetlere göredir] başka bir Hadisde ise [Her kim bir amel işlerde o amel hakkında bizim bir emrimiz yoktur o amel merduddur].

Hadis’i Şeriflerde de görüldüğü gibi, bir ibadetin kabulü Allah indinde geçerlilik kazanması için, sadece HALİS BİR NİYYET yeterli değildir, aynı zamanda o ibadetin Peygamberin tarifine uygun olması gerekiyor.

Kelime’i Şahadetten sonra Allah’ın Azze ve Celleden Resulü (S.A.V.)’e insanlara tebliğ etmesi için indirdiği en azim emir NAMAZ’dır.

6

Binaenaleyh bunu beyan eden âyette şöyle f arman ediyor.

(Ey Resulüm!) iman eden kullarıma de ki; NAMAZ kılsınlar.

İbrahim süresi, 14/31

Allah’a inananlarca ma’lum olduğu üzere inanan her insan Allah ‘u Azze ve Celle’nin her emrine kayıtsız şartsız uyan ve halis bir şekilde o emri yerine getirmeğe çalışır. Bir çok emirlerde olduğu gibi namaz emri de mücmel bir emirdir. Yani ne zaman kaç rekat ve nasıl eda edileceği Kur’ân’da beyan edilmemiştir. Binaenaleyh beyanını Allah Resulü (S.A.V.) yapmıştır.

Onun içindir ki, Hadis’i Şerif de;

[Beni nasıl namaz kılar gördüyseniz öyle namaz kılın] buyurulmaktadır . Buhari, 631

Allah Resulü (S.A.V.) bu emri ile, sair ibadetlerde de olduğu gibi namazda da kendisine ittiba edilmesini emrediyor. Zira Allah Resulü ‘ne uyma, ona tabi olma tevhid’in gereğidir. Hele namaz gibi tevhidi gerçekleştirmede mühim bir yeri olan bir ibadette O’na ittiba başka bir ehemmiyete haizdir. Hiç bir şekilde O’na yâni Allah Resulü (S.A.V. )’e muhalefet cazi değildir. Hele atalara ve delilsiz konuşan ilim ehline uyarak onların sözlerine tabi olup Allah Resûlü’ne muhalefet, insanın ayağını kaydıracak bir muhalefettir. Ahmed İbnu Hanbel’in müsnedinde rivayet etmiş olduğu bir Hadis’i Şerif de Allah Resulü (S.A.V.) şöyle buyurmaktadır.

7

“Vallahi beni bırakıp Musa’ya uysaydınız sapıtırdınız. Zira O bile zamanımızda yaşasaydı kurtuluşu bana uymakta bulacaktı” demektedir. Muhammed (S.A.V.)’i bırakıp Musa (A.S.)’e uyan sapıtırsa Allah Resulü (S.A.V.)’i bırakarak dedelerine, örf ve adetlerine, islâm âlimlerinin umumunu terk ederek (getirmiş oldukları delilleri bırakarak) sadece birisine Kur’ân ve Sünnet’e dayalı (getirdikleri hazır) ictihadlarıyla iktifa ederek Kitab ve Sünnet’e muhalefet edenlere ne demek gerekir ki bilmem.

Aişe (R. A.’dan gelen bir Hadis’i Şerif’de Allah Rasûlü (S.A.V.) şöyle buyurmaktadır:

Her kim bir amel işlerde o amel hakkında bizim bir emrimiz yoktur, amel merdudtur (yani kabul olunmaz).

Müslim 1719

Namaz, ehemmiyetine binaen daha çok Kitab ve Sünnet’e uyulması gereken bir ibadettir. Zira Ebu Hureyre (R.A.)’den gelen bir hadisde zikrolunduğu üzere kabul olunmayan bir namaz, sair ibadetlerin de hesabını zorlaştırıyor.

Binaenaleyh senelerdir telifine uğraşıb basılmasını temenni ettiğim bu kitabın neşrini nasib eden Rabbim’e ne kadar şükretsem azdır.

Not: Bu kitabın te’lifine başlamadan evvel Şeyh Nasır’ın (Peygamberin Namazının Sıfatı) isimli eserini terceme etmeyi düşündüm, lâkin metin ve kaynakları zikir, bazı ilaveler yapmayı arzuladığımdan aslına sadık kalamayacağımdan dolayı yeniden bir telifi daha faideli buldum. Buna rağmen tertib’de ‘ve mahtut, aslına muttali olamadığım hadislerin ma’nalarını Şeyh’in kitabından iktibas ettim.

8

Ayrıyeten kitabımız memleketimiz insanının alışa geldiği namaz hocasının sahib olduğu üslubun dışında bir üsluba sahib olduğu gibi, dededen ve babadan öğrendiğimiz namaza uymayan tarafları vardır. Binaenaleyh münakaşaya ve tenkide açık bir eserdir. Zira kaynak olarak sadece Kitab ve Sünnet’i aldık. Belli bir mezheb ve muayyen bir kişiye taassubdan tamamen uzak kalarak yola çıktık.

                                 Müellif

Muhammed Ebu Said el-Yarbuzi

SÜTRE BABLARI

 

NAMAZ KILARKEN SÜTRE İTTİHAZ ETMENİN VÜCUBİYYETİ BABI

 

1) Sadakatu’bni Yesar, İbnu Umer (R.A.)’yu, şöyle derken işittiğini rivayet etti:

Resûlullah (S.A.V.) “Sadece sütreye doğru namaz kıl”

buyurdu.

(Bu hadisi İbnu Huzeyme (800) Abdurrezzak (2305) Beyhaki (2/272) ve Hakim (1/251) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

SÜTREYE DOĞRU KILINMAYAN NAMAZIN ŞEYTAN, EŞEK, HAYIZLI KADIN VE SİYAH KÖPEK TARAFINDAN KESİLDİĞİ BABI

 

2)  Sehl -İbnu Hasme (R.A.)’dan, şöyle dedi

Resûlullah (S.A.V.) sizden biriniz sütreye doğru namaz kılacağı vakit, sütreye yakın dursun ki, şeytan onun namazını kesmesin buyurdu.

(Bu hadisi Ebu Davud (695) ve Hakim (1/251) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

 

13

3) Ebu Zer (R.A)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Sizden biriniz namaza durduğu vakit, önünde deve semerinin arka kaşı kadar bir şey bulunursa, o kendisini sütreler. Önünde semerin arka kaşı kadar bir şey bulunmazsa bunun namazını eşek, kadın ve siyah köpek keser.”                                                 ;

Ravi Abdullah İbnu Samit der ki: “Ya Eba Zerr! Siyah köpeğin kırmızı köpekten, sarı köpekten farkı nedir ki?” dedim. “Ey kardeşimin oğlu! Bunu, senin bana sorduğun gibi bende Resûlullah’dan sordum:” “Siyah köpek şeytandır”, buyurdu, dedi.

(Bu hadisi Müslim (510) Ebu Davud (702) ve İbnu Huzeyme (831) rivayet etmişlerdir.)

 

RESÛLULLAH (S.A.V.) SAHRADA NAMAZ KILDIĞI VAKİTTE SÜTRE EDİNDİĞİ BABI

 

14

4) İbnu Umer (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) bayram günü (namaz için sahraya) çıktığı zaman (hizmetçisine) bir harbe taşımasını emrederdi. (Harbe namaza duracağında) karşısına dikilir, kendisi de ona doğru namaz kılar, halk da arkasında namaza dururlardı. Bunu sefere çıktığında da yapardı. (Resûlullah (S.A.V.)’in vefatından sonra) Halifelerde bunu âdet ittihaz ettiler.

(Bu hadisi Buharı (494) Müslim (5O1) ve Ebu Davud (687) rivayet etmişlerdir.

 

MESCİD DAHİLİNDE DE SÜTRE İTTİHAZ EDİNİLECEĞİ BABI

 

5) Yezid İbnu Ebi Uheyd şöyle dedi:

Selemet’ubnu Ekva ile (mescide) geldim. Mushaf sandığının olduğu direğin yanında namaza durdu. Dedim ki: “Ya Eba Müslim, seni hep bu direğin yanında namaz kılmağa çalıştığını görüyorum.” Dedi ki: “Ben Resûlullah (S.A.V.)’i hep bu direğin arkasında namaz kılmağa çalıştığını gördüm.”

(Bu hadisi Buharı (502) ve Müslim (509) rivayet etmişlerdir.)

 

15

MESCİDİN İÇİNDE SÜTRE BULAMAYINCA BİR ASA DİKİLEREK ONA DOĞRU NAMAZ KILINABİLECEĞİ BABI

 

6) Yahya İbnu Ebi Kesir şöyle dedi:

Enes İbnu Malik’i, Mescid’il-Harem’de bir asa dikerek ona doğru namaz kıldığını gördüm.

(Bu hadisi İbnu Ebi Şeybe (1/277) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

 

MESCİDİN İÇİNDE SÜTREYE DOĞRU YOL BULAMAYINCA OTURAN BİRİSİNİN ARKASINI DÖNDÜRTEREK ONA DOĞRU NAMAZ KILMA BABI

 

7) Nafi’i şöyle dedi:

İbnu Umer (R.A.) Mescid’in direklerinden birisini sütre edinmek için (oraya kadar gitme) imkânı bulamayınca, bana sırtını dön derdi.

(Bu hadisi İbnu Ebi Şeybe (1/279) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

 

 

16

MESCİD’DE DİREKLERİN ARKASINDA, OTURANLARDAN DAHA ÇOK NAMAZ KILMAK İSTEYENLERİN HAK SAHİBİ OLDUKLARI BABI

 

 

8) Umer (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Namaz kılmak isteyenler, direklerin arkasında oturanlardan daha çok orada hak sahibidirler.

(Bu hadisi Buharı (502) ve Beğavi (2/453) Ta’likan İbnu Ebi Şeybe (2/370) ve Humeydi ( ) Mevsulan sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

SÜTREYE DOĞRU NAMAZ KILMAYAN GÖRÜLDÜĞÜ ZAMAN  GÖREN TARAFINDAN  SÜTREYE  DOĞRU İTİLECEĞİ BABI

 

 

9) Muaviyetu’bnu kurre babasından rivayed ederek şöyle dedi. Umer (R.A.)’dan, iki direk arasında namaz kılan birini gördü. Adamı tutarak direğin birisine doğru itti ve ona (direğe) doğru namaz kıl dedi.

(Bu hadisi Buharı (502) ve Beğavi (2/453) Ta ‘likan ve İbnu Ebi Şeybe (2/370) Mevsulan sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

 

17

NAMAZDAKİ SÜTRENİN KEYFİYYETİNİN BEYANI BABI

 

10) Aişe (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.)’e, namaz kılanın sütresinden soruldu. “Semerin arka kaşı gibidir” buyurdu.

(Bu hadisi Müslim (500) rivayet etmiştir.)

 

OTURAN VEYA UYUYAN BİR İNSANA DOĞRU SÜTRE KASDI İLE NAMAZ KILINABİLECEĞİ BABI

11) Aişe (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) geceleyin, kendisi ile kıblesi arasında ben, cenazenin uzanması gibi karşısında uzanmış olduğum halde (bana doğru) namaz kılardı.

(Bu hadisi Buharı (512) ve Müslim (512) rivayet etmişlerdir.)

18

12) Nafi’i (R.A.)’dan, şöyle dedi:

İbnu Umer (R. A.) Mescid’in direklerinden birisini sütre edinmek için (oraya kadar gitme) imkânı bulamayınca, “Bana sırtını dön” derdi.

(Bu hadisi İbnu EbiŞeybe (1/279) sahih birsenedle rivayet etmiştir.)

 

HAYVANA DOĞRU SÜTRE KASDI İLE NAMAZ KILINABİLECEĞİ BABI

 

13) îbnu Umer (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) devesine doğru namaz kılar idi. Ravilerden İbnu Numeyr: “Resûlullah (S.A.V.) bir deveyi karşısına alarak namaz kıldı” dedi.

(Bu hadisi Müslim (502) rivayet etmiştir.)

 

NAMAZ KILANIN SÜTREYE YAKIN OLACAĞI BABI

 

14) Sehl İbnu Sa’d es-Saidi (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.)’in musallası (yani secde ettiği yer) ile (kıble cihetinde ki) duvar (veya sütre edindiği şey ile) arasında bir davar geçebilecek kadar yer olurdu.

(Bu hadisi Buharı (496) ve Müslim (508) rivayet etmişlerdir.)

 

19

İMAMIN SÜTRESİNİN CEMAATİN SÜTRESİ OLDUĞU BABI

 

 

15) İbnu Abbas (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) Mina’da insanlara namaz kıldırdığı sırada dişi bir merkebe binerek karşıdan geldim. Ben o zaman buluğ yaşına yaklaşmıştım. Safın önünden geçtim. Merkebi otlasın diye salıverdim, ondan sonra safa girdim, bu yaptığıma kimse ses çıkarmadı.

(Bu hadisi Buharı (493) ve Müslim (504) rivayet etmişlerdir.)

 

NAMAZ KILANIN ÖNÜNDEN GEÇENİN GÜNAHKÂR OLDUĞU BABI

 

20

16) Bize Yahya İbnu Yahya tahdis edip dedi ki:

Malik’in huzurunda okudum. O da, Ebu’n-Nadr’dan, o da Busr İbnu Said’den: Busr İbnu El-Hadramiyi Zeyd İbnu Halid El-Cuheni, namaz kılanın önünden geçen kimse hakkında Resûlullah ‘dan ne duyduğunu haber vermesi için Ebu Cuheym El-Ensari’nin yanına gönderdi. Ebu Cuheym’de şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Namaz kılanın önünden geçen kimse, üzerine ne kadar (günah aldığını) bilse idi. O namaz kılanın önünden geçmektense kırk (bilmem ne kadar zaman, yerinde) durması daha hayırlı olur.”

Ravi Ebu Nadr dedi ki: Kırk gün mü, ay mı yoksa sene mi dedi bilmiyorum.

(Bu hadisi Buharı (510) ve Müslim (507) ve Malik (1/154) rivayet etmişlerdir.)

 

NAMAZ   KILANIN   ÖNÜNDEN   ISRARLA   GEÇMEK İSTEYENİN ŞEYTAN OLDUĞU BABI

 

17) Ebu Said el-Hudri (R.A.)’dan,

Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyurdu: “İçinizden birisi namaza durduğu zaman, önünden geçecek olan hiç bir kimseyi bırakmasın. Gücü yettiği nisbette onun geçmesine mani olsun. Eğer dinlemezse onunla doğuşsun. Çünkü o ancak bir şeytandır.”

(Bu hadisi Buhari (509) ve Müslim (505) rivayet etmişlerdir. )

21

NAMAZ  KILANIN  ÖNÜNDEN   GEÇMEK  İSTEYENİ MEN ETME BABI

 

 

18) Bize İbnu Hilal (yani Humeyd) tahdis edib şöyle dedi: Ben ve bir arkadaşım beraberce hadis müzakere ettiğimiz sırada hemen Ebu Salih es-Semman: Ben Ebu Said’den işittiğimi ve gördüğümü sana tahdis edeyim, dedi şöyle anlattı: Ben Ebu Said ile beraber bulunduğum sırada bir cum’a günü Ebu Said kendisini gelenden geçenden setr edecek bir şeye doğru namaz kılıyordu. Birden bire Ebu Muayt oğullarından genç bir adam geldi ve Ebu Said’in önünden geçmek istedi. Ebu Said’de göğsüne dokunub onu def etti. O genç etrafına

22

bakındı fakat Ebu Said’in önünden başka geçecek (yol bulamadı. Dönüb yine (önünden) geçmeğe davrandı. Ebu Said birinci defakinden daha şiddetli bir surette onu göğsünden iterek def etti. Bu sefer karşısına dikilip Ebu Said’e sövdü. Sonra insanları sıkıştırarak çıkıb gitti. Mervan’ın yanına girdi. Ebu Said’in yaptığı muameleden şikâyet etti. Arkasından Ebu Said’de Mervan’ın yanına giı;di. Mervan ona: Şu kardeşin oğlu ile ne alıb veremiyorsun? Geldi senden şikâyet ediyor, dedi. Bunun üzerine Ebu Said şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.)’den işittim, buyuruyordu ki: “içinizden biri kendisini gelenden geçenden koruyacak bir sütreye karşı namaza durub da biri önünden geçmeye davranacak olursa onu göğsüne dokunarak def etsin, dinlemezse onunla doğuşsun etsin. Çünkü o ancak bir şeytandır.

(Bu Hadis Buharı (509) ve Müslim (505) rivayet etmişlerdir.)

 

SÜTRE MEVZU’UNDA NAKL OLUNAN ZAYIF RİVAYETLER BABI

 

 

19) Abdullah İbnu abbas (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Uyuyan ve konuşanın arkasında namaz kılmayın.”

(Bu Hadisi Ebu Davud (694) ve İbnu Mace (959) zayıf bir senedle rivayet etmişlerdir.)

Bu rivayetin zayıf oluşunun sebebi şudur ki: Ebu Davud’un rivayetinin senedinde iki ravi Mecburdur.

İbnu Mace’nin rivayetinde ise Ebu’l-Mikdam Hişam İbnu Ziyad vardır ki, Hadis’de Metruk’dur.

23

Ayrıyeten bu mevzuda yani uyuyan veya başka birisinin arkasında namaz kılınabileceğine dair Resûlullah (S.A.V.)’in amelinden Buhari ve Müslim’de delilimiz vardır. Bu Hadis’i Şerifi II numarada zikr ettik.

20) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Sizden biriniz namaz kılacağında yüzü cihetine sütre edinmek için bir şeyler koysun. Eğer, koyacak bir şey bulamazsa, bir asa diksin. Eğer yanında asa’sı da yoksa, bir hat çizsin. Sonra önünden gelib geçenler ona zarar veremez.”

(Bu Hadisi Ebu Davud (689) ve İbun Mace (943) ve Abdurrezzak (2286) ve Beyhaki (2/271) zayıf bir senedle rivayet etmişlerdir.

Bu rivayetin zayıf olmasının sebebi ise, senedde Ebu Umer İbnu Muhammed İbnu Haris ve dedesi vardır ki: İkisi de Hadisde Mechul‘dur.

İbnu Kudame “El-Muharrer” isimli eserinde bu rivayetin senedi Muddarib‘dir diyor.

24

SAFF BABLARI

 

 

SAFLARI TESVİYE ETMENiN VUCUBİYYETİ BABI

 

 

1) Enes İbnu Malik (R. A.) ‘dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) “Saflarınızı düzeltiniz. Çünkü saffın düzgünlüğü namazın tamamındadır” buyururdu.

(Bu Hadisi Buharı (723) Müslim (433) Ebu Davud (668) îbnu Mace (993) rivayet etmişlerdir.

 

 

2) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Safı ikame ediniz. Çünkü safın ikamesi, namazın güzelliğindendir.”

(Bu Hadisi Buharı (722) ve Müslim (435) rivayet etmişlerdir.)

 

SAFLARDAKI DUZGUNSUZLÜĞÜN MÜSLÜMANLAR ARASINDAKİ   İHTİLAFLARIN   SEBEBLERİNDEN OLDUĞU BABI

 

27

3) Ebu Mes’ud (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) namazdan evvel omuzlarımıza dokunarak şöyle derdi: “Doğru durunuz, ayrı ayrı hizalarda durmayınız ki, kalbleriniz birbirine muhalefet etmesin. Akıl ve ilim sahibleri hemen arkamda, onlardan sonra gelenler daha arkada, daha sonra gelenler daha arkada dursunlar”, buyurdu. Ebu Mes’ud: “Siz ise bugün son derece ihtilaf üzeresiniz” buyurdu.

(Bu Hadisi Muslim (432) rivayet etmiştir.)

4) Nu’man İbnu Beşir R. A dedi ki:

Resûlullah S.A.V i şöyle buyururken işittim: Ya saflarınızı düzeltirsiniz, ya da Allah’u Teala’nın yüzlerinizi ayrı ayrı şekillere çevireceğini muhakkak biliniz.

Bu Hadisi Müslim (436) rivayet etmiştir.

 

CEMAATIN SAFLARI TESVİYE ETMESİNİ ÖĞRENENE KADAR İMAMIN SAFLARI TESVİYE EDECEĞİ BABI

28

5) Simak İbnu Harb’dan, (dedi ki:) Nu’man İbnu Beşir (R.A.)’dan işittim şöyle diyordu: Resûlullah (S.A.V.) saflarımızı, bir okçu yaptığı okları nasıl dümdüz ederse öylece dümdüz bir hale getirirdi. Bunu ta biz anlayıp layıkıyla öğreninceye kadar yaptı durdu. Nihayet günün birinde yine namaz kıldıracağında tam tekbir getirecekti ki, göğsü saf dan dışarıya çıkmış birini gördü. Bunun üzerine: Ey Allah’ın kulları! Ya saflarınızı düzeltirsiniz ya da Allah’u Teala’nın yüzlerinizi ayrı ayrı şekillere çevireceğini biliniz” buyurdu.

(Bu hadisi Müslim (436) rivayet etmiştir.)

 

SAFLARI DÜZELTİRKEN İMAMIN CEMAATE YÜZÜNÜ DÖNMESİ BABI

6) Enes (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Namaz için kamet getirilmişti, Resûlullah (S.A.V.) yüzünü bize döndü: “Saflarınızı dosdoğru ve sımsıkı tutunuz. Hakikat ben sizi, arkamdan da görüyorum” buyurdu.

(Bu hadisi Buharı (719) rivayet etmiştir.)

 

 

29

İMAMIN, ARKA SAFLARI TESVİYE ETMESİ İÇİN BİRİSİNİ TAYİN ETMESİ BABI

 

 

7) Nafi’den, (şöyle dedi:) Umer (R.A.) (namaza durmadan önce) safların tesviyesini emrederdi. Kendisine safların düzeltildiğini gelip haber verdikleri zaman tekbir alır (namaza dururdu.

(Bu hadisi Malik (1/158) sahih bir senedle rivayet etmiştir.

 

 

8) Malik’in amcası Ebu Süheyl İbnu Malik babasından, şöyle rivayet ediyor. Şöyle dedi: “Usman İbnu Affan ile beraber olduğum bir sırada namaz için kamet getirildi. Ben ise Usmanla konuşuyordum. Bana da ayrıyeten “Sen de safta düzgün dur” desin diye. Ben usmanla konuşmaya devam ediyordum, o da nialleri ile taşları düzeltiyordu. Ta ki safları tesviye etmek için tayin ettiği kimseler gelib safların tesviye olunduğunu haber verdiler. Ve bana da saf da düzgün dur dedi ve tekbir getirdi.”

(Bu hadisi Malik (1/158) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

 

30

BİRİNCİ SAFIN FAZİLETİ BABI

 

 

9) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Ön safdaki olan; (hayrı) bilse idiniz, veya bilselerdi. Kur’a atmak zaruri olurdu”. (Bu hadisi Müslim (439) ve Buhari (721) rivayet etmişlerdir.

 

 

10) Cabir İbnu Semure (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) bizim yanımıza çıkmıştı. Buyurdular ki: “Meleklerin Rableri huzurunda saf tuttukları gibi, saf tutmaz mısınız?” Biz: “Ey Allah’ın Resulü, melekler Rableri huzurunda nasıl saf tutarlar?” dedik. Resûlullah (S.A.V.) “önceki safı tamamlarlar ve sık tutarlar” buyurdu. (Bu hadisi Müslim (430) ve İbnu Mace (992)

 

31

11) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Erkeklerin en hayırlı safları ilkleri, sevabı en az olanları da geridekilerdir. Kadınların en hayırlısı safları geridekilerdir, sevabı en az olanları da öndekilerdir.”

(Bu hadisi Müslim (440) Ebu Davud (678) Tirmizi (224) ve Nesei (2/93) rivayet etmişlerdir.

 

 

12) Ebu Said El-Hudri (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) sahabelerinin namaz saflarında gerileyişlerini gördü de onlara hitaben şöyle buyurdu: İlerleyin de bana uyun. Sizden sonrakiler de size uysunlar. Bir takım kimseler vardır ki, (birinci saf dan) geri kala kala nihayet Allah’u Teala da onları geriletir.

(Bu hadisi Müslim (438) ve Ebu Davud (678) rivayet etmişlerdir.)

 

BİRİNCİ SAFA İLİM VE AKIL SAHİHLERİNİN DURMAĞA DAHA ÇOK HAK SAHİBİ OLDUKLARI BABI

 

32

13) Ebu Mes’ud (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah   (S.A.V.)   namazdan   evvel   omuzlarımıza dokunarak şöyle derdi: ” ……………………… Akıl ve ilim sahibleri hemen arkamda, onlardan sonra gelenler daha arkada, daha sonra gelenler daha arkada dursunlar” buyurdu.

(Bu hadisi Müslim (432) rivayet etmiştir.)

 

İLİM SAHİBİNİN BİRİNCİ SAFDAKİ BİRİSİNİ GERİYE ÇEKİP YERİNE DURABİLECEĞİ BABI

14) Kays İbnu Ubad ‘dan, (şöyle dedi:)

Bir defasında ben, mescidde ilk safda bulunuyordum. Arkamdan bir adam bini sertçe geriye çekti. Sonra benim yerime geçti. Nasıl namaz kıldığımı bilemedim. Namaz bitince birde ne göreyim beni geriye çeken adam Ubeyy İbnu Ka’b imiş. Bana şöyle dedi: “Delikanlı, Allah seni kötülüklerden korusun. Benim bu hareketim Resûlullah (S.A.V.)’in bize bir emridir. Bize kendi arkasına durmamızı emrederdi ……….

(Bu hadisi Nesei (2/88) hasen bir senedle rivayet etmiştir. Ayrıyeten Şeyh Elbani Nesei’nin sahihinde (778) tahric etmiştir.)

 

 

33

SAFIN DÜZGÜN OLMASI NAMAZIN TAMAMINDAN OLDUĞU BABI

 

 

15) Enes Ibnu Malik (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) saflarınızı düzeltiniz. Çünkü safların düzgünlüğü namazıa tamammdadır.

(Bu hadisiBuhari(732)Müslim (433)EbuDavud(668) ve îbnu Mace (993) rivayet etmişlerdir.)

 

SAFIN DÜZGÜN OLMASI NAMAZIN GÜZELLİĞİNDEN OLDUĞU BABI

 

 

16) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.)’den, buyurdu ki: “Saffı ikame ediniz. Çünkü safın ikamesi, namazın güzelliğindendir.”

(Bu hadisi Buhari (722) ve Müslim (435) rivayet etmişlerdir.)

 

SAFLARIN NASIL TESVİYE EDİLECEĞİ VE İLK YAPILACAK İŞİN SAFDAKİLERİN AYNI HİZADA OLACAĞI BABI

34

17) Ebu Mes’ud (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) namazdan evvel omuzlarımıza dokunarak şöyle derdi. “Doğru durunuz, ayrı ayrı hizalarda durmayınız.” ……………………

(Bu hadisi Müslim (436) ve Ebu Davud (664) rivayet etmişlerdir.)

 

SAFLARIN TESVİYESİNDE GÖĞÜSLERİNDE AYNI HİZADA OLACAĞI BABI

18) Simak İbnu Harb’dan, (dedi ki:) Nu’man İbnu Beşir (R.A.)’dan, işittim şöyle diyordu: Resûlullah (S.A.V.) saflarımızı bir okçu yaptığı okları nasıl dümdüz ederse öylece dümdüz bir hale getirirdi. Bunu ta biz anlayıp layıkıyla öğreninceye kadar yaptı durdu. Nihayet günün birinde yine namaz kıldıracağında tam tekbir getirecekti ki, “göğsü saf dan dışarıya çıkmış” birini gördü. Bunun üzerine: “Ey Allah’ın kulları! Ya saflarınızı düzeltirsiniz ya da Allah’u Teala’mn yüzlerinizi ayrı ayrı şekillere çevireceğini biliniz buyurdu.

( Bu hadisi Müslim (436) rivayet etmiştir.)

 

35

SAFLARIN SIKLAŞTIRILIP BOYUNLARINDA AYNI HİZADA TUTULACAĞI BABI

 

 

19) Enes İbnu Malik (R.A.)’dan (şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Saflarınızı sıklaştırın. Aralarını yakınlaştırın. Boyunlarınızı bir hizaya koyun. Nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki, ben safın boş kalan aralıklarından şeytanın hazef gibi girdiğini görüyorum. Hazef: Hicaz taraflarında yetişen bir nev’i koyundur.

(Bu hadisi Ebu Davud (667) ve Nesei (2/92) sahih birsenedle rivayet etmişlerdir.)

SAFLARIN   TESVİYESİNDE   OMUZLARINDA   AYNI HİZADA OLACAĞI BABI

 

 

20) Abdullah İbnu Umer (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Saflarınızı ikame ediniz. “Omuzlarınızı hizalayın.” Aralıkları kapatın …………… “

(Bu hadisi Ebu Davud (666) Nesei (819) ve İbnu Huzeyme (1549) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

36

SAFLARIN TESVİYESİNDE OMUZLARI, DİZ KAPAKLARI VE AYAK TOPUKLARINI BİRBİRİNE BİTİŞTİRME BABI

21) Enes (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Saflarınızı dosdoğru tutunuz, hakikat ben sizi, arkamdan da görüyorum.”

(Enes şöyle dedi:) Her birimiz omuzunu, yanındakinin omuzuna, ayağını yanındakinin ayağına yapıştırırdı.

(Bu hadisi Buharı (725) rivayet etmiştir.)

 

 

22) Ebu Kasım El-Cedeli, Nu’man İbnu Beşir’i şöyle derken işittiğini rivayet ediyor:

Resûlullah (S.A.V.) yüzünü insanlara döndürerek şöyle dedi: “Allah’a yemin ederim ki, ya saflarınızı dosdoğru tutarsınız, ya da Allah kalblerinizi birbirine çevirir. Nu’man

37

İbnu Beşir (bu ikazdan sonra insanların) omuzunu, arkadaşının omuzuna, dizini arkadaşının dizine, topuğunu arkadaşının topuğuna yapıştırdığını gördüm” dedi.

(Bu hadisi Ebu Davud (662) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

 

SAFLARI BİTİŞTİRENE ALLAH’IN VE MELEKLERİN DUA ETTİĞİ BABI

 

 

23) Aişe (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Allah’u Azze ve Celle ve Melekleri, saflardaki aralıkları bitiştirenlere dua ederler.”

(Bu hadisi İbni Huzeyme (1550) hasen bir senedle rivayet etmiştir.)

 

SAFLARI  BİTİŞTİRENLERE  RESÛLULLAH  (S.A.V.) DUA EDİP BİTİŞTİRMEYENLERE DE BEDDUA ETTİĞİ BABI

 

38

 

24) Abdullah İbnu Umer (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: Saflarınızı ikame ediniz. Omuzlarınızı hizalayın. Aralıkları kapatın. Safa girmek isteyen kardeşlerinize yumuşak olunuz. Şeytanın girmesi için aralıklar bırakmayın. Ve kim safları bitiştirirse Allah ona rahmet etsin. Ve kim de bitiştirmez ise Allah’da ondan rahmetini kessin. (Bu hadisi Ebu Da vud (666) Nesei (819) ve İbnu Huzeyme (1549) sahih senedle rivayet etmişlerdir.)

ERKEĞİN   TEK   BAŞINA   SAF   OLAMAYACAĞI  VE SAFSIZ OLARAK KILMIŞ OLDUĞU NAMAZIN İADE ETTİRİLECEĞİ BABI

 

 

25) Vabise (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) saff gerisinde tek başına namaz kılan birini gördü. Ona namazını iade etmesini emretti.

(Bu hadisi Ebu Da vud (682) Tir m izi (230) İbnu Mace (1004) Ahmed (4/23) İbnu Hibban (401) ve Beyhaki (3/105) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

KADINLARIN TEK BAŞINA SAF OLABİLECEĞİ BABI

 

39

26) Enes Ibnu Malik (R.A.)’dan, şöyle dedi:Ben ve yetim bizim evimizde Resûlullah (S.A.V.)’m arkasında  namaz  kıldık.   Annem  -Ümmü   Seleym  de-arkamızda yalnız başına (saff) yapmıştı.(Bu hadisi Buharı (727) rivayet etmiştir.)

 

BİR VEYA İKİ KiŞi HALiNDE İMAMIN NERESİNE DURULACAĞI BABI

27) Cabir (R.A.) Resûlullah (S.A.V.)’den şöyle nakletti: …….. Hadis’in burasına uzunca zikrettikten sonra şöyle dedi

……. Sonra gelib Resûlullah (S.A.V.)’in sol tarafında namaza

durdum. Resûlullah (S.A.V.) eliyle beni tuttu ve sağ yanında dikeltinceye kadar döndürdü. Takiben Cebbar Ibnu Sahr geldi ve abdest aldı. Sonra gelib Resûlullah (S.A.V.)’in solunda namaza durdu. Resûlullah (S.A.V.) ikimizinde ellerimizi tutarak bizi arkasında dikeltinceye kadar geriye itti ………..

(Bu hadisi Buharı (726) muhtasaran ve Müslim (3010) rivayet etmişlerdir.

28) Ubeydullah Ibnu Abdullah (R.H.)’dan şöyle dediği rivayet olundu: Gündüz ortası Ömer tbnu’l-Hattab’ın nafile namaz kıldığı

40

bir esnada yanma girdim ve bende arkasında namaza durdum. Beni sağ hizasına getirinceye kadar kendisine yaklaştırdı. (Sonra kölesi) Yerf e gelince ben geriye doğru çekildim beraberce (Yerfe’yle Ömer’in) arkasında saf yaptık. (Bu eseri Malik (1/154) ve Beğavi Şerh de (3/384) rivayet etmişlerdir, isnadı ise sahihdir.)

 

İLLETEN BİNAYEN İMAMIN YANINA DURULACAĞI BABI

 

 

29) Aişe (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) hastalığı sırasında Ebu Bekre insanlara namaz kıldırmasını emretti. Ebu Bekr namaz kıldırıyordu ki: (Urve şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) nefsinde bir hafiflik bularak (cemaata) çıktı. Ebu Bekr insanlara namaz kıldırıyordu. Ebu Bekr Resûlullah (S.A.V.) geldiğini görünce yerini terkederek gerilemeğe başladı. Resûlullah (S.A.V.) yerinde kalması için işaret etti. Resûlullah Ebu Bekr ‘in hizasında yanı başına oturdu. Ebu Bekr Resûlullah’ın namazını kılıyor, insanlar da Ebu Bekr’in namazını kılıyorlardı.

   (Bu hadisi Buharı (683) rivayet etmiştir.)

41

DUVAR   VEYA   PERDE   ARKASINDANDA   İMAMA İKTİDA OLUNABİLECEĞİ BABI

 

 

30) Aişe (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) geceleyin odasında namaz kılıyordu. Odanın duvarı alçak olduğundan dışarıdan insanlar Resûlullah (S.A.V.)’in namaz kıldığını gördüler. Bazıları gelib Resûlullah iktida edip namaz kılmaya başladılar. Sabahleyin bunu herkese anlattılar. Bunu duyanlarda ikinci gece gelib, Resûlullah (S.A.V.)’m arkasında namaza durdular. Bunu iki veya üç gece yaptılar. Bundan sonra Resûlullah (S.A.V.) ayakta namaz kılmayı terkederek oturdu. Sabahleyin Resûlullah (S.A.V.) neden böyle yapıldığı soruldu. De ki: Gece namazının üzerinize farz olmasından korktuğum için yaptım dedi.

(Bu hadisi Buhar i (729) rivayet etmiştir.)

 

 

 

42

İKİ DİREK ARASINDA SAF TUTMANIN YASAK OLDUĞU BABI

 

 

30) Muaviyetu’bnu Kurre, babasından şöyle rivayet etti: Kurre (R. A.) dedi ki: Biz Resûlullah (S.A.V.) zamanında (safları kestiği için) direkler arasına saf tutmaktan nehy olunurduk. (Tutan görüldüğü zaman da) şiddetle uzaklaştırılırdık.

(Bu hadisi İbnu Mace (1002) İbnu Huzeyme (1567) îbnu Hibban (400) Hakim (1/218) Bey haki (3/104) Tayalisi (1073) ve Taberani kebirde (19/31) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

NAMAZ BABLARI

NİYYET BABI

 

1) Umer İbnu’l-Hattab (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: Ameller (in kıymeti) ancak niyyete göredir. Bir kimsenin niyyet ettiği ne ise eline geçecek olan da ancak odur. Artık her kimin hicreti Allah’a ve Resûlü’nün rızasına yönelmiş ise, onun hicreti Allah’a ve Resûlü’nedir. Her kim de nail olacağı bir dünyalığa veya evleneceği bir kadından dolayı hicret etmişse, onun hicreti de hicretine sebeb olan şeyedir.

(Bu hadisi Buharı (l ) ve Müslim (1907) rivayet etmişlerdir.)

 

İZAH

Bu hadis’i şerif niyyetin, bütün ibadetlerde birer rükun olduğunun delilidir. İmam’ı Safi’ ve onun gibi bazı imamların ifadesi ile niyyet İslâm’ın üçte biridir, bazılarına göre de dörtte biridir denilmiştir.

Niyyet; Halik’ı Kainat’a takdim edilen ibadetin ruhudur. Mahalli ise kalbdir. Lisan ve cevarihin amelleri ne olursa olsun, itibar kalbdeki niyyetedir. Hadis’i şerifin mânâsı ve varid oluş sebebi bunu açıkça ifade etmektedir.

“Muhacir’i Ümmü Kays”u denilen şahsın sevmiş olduğu kadın Mekke’den Medine’ye hicret edince, o da Ümmü Kays denilen bu kadınla evlenebilmek için, Mekke’den Medine’ye

47

hicret eder. Zahiren Allah ve Resulü için hicret eder görünen bu şahsın kalbindeki niyyeti ise, Ümmü Kays ile evlenmekti. Her ne kadar, Mekke’den Medine’ye gelerek birçok meşakket çekmiş ise de Allah ve Resulü için hicret edenlerden olamamıştır. Esas niyyeti açığa çıktıktan sonra, herkes ona “Muhacir ‘i Ümmü Kays” demeğe başlamıştır.

Niyyet; Allah’a takdim edilen ibadetteki, kalbin nasibidir. Kalb bundan mahrum edilir ve bu amel lisanla yapılmağa kalkışılırsa lisana vazifesi olmayan bir ibadet yüklenilmiş olur. Tabi’ lisan bunu beceremiyeceği için ibadeti ifsad edecektir.

Niyyet; yapılacak ibadetin keyfiyeti ile zihni meşkul etmektir. Böylelikle yapılan ibadetten mütelezziz olunsun.

Niyyetin keyfiyeti: Telaffuz etmeden, kalbden eda edilecek ibadetin keyfiyetini düşünerek bütün azaları bu ibadete hazır etmektir.

Niyyetin teleffuz edilmesi bid’attır. Onun sünnet olduğu kabul etmekte başka bir bid’attır. Musallinin namaza başlarken lisanla yapmış olduğu ilk amel, Allah’u Ekber lafzı ile namaza başlamaktır. Tekbir bahsindeki Aişe hadisi buna delildir.

Şakik (R.H.) tbnu Mes’ud (R.A.)’nun şöyle dediğini rivayet etti. Kim bir şey taleb ederek hicret ederse ona taleb ettiği vardır (ve sonra devam ederek) dedi ki; adamın birisi Ümmü Kays denilen bir kadınla evlene bilmek için hicret etti (ondan sonra o kişiye) Muhaciru Ümmi Kays denilmeye başlandı.

48

Bu esiri Taberani kebirde (8540) rivayet etmiştir. Heysemi Mecmau ‘z-Zevaid’de 3/102 bu eserin ra vileriSahih ‘in ricalidir demiştir.)

İFTİTAH TEKBİRİNİN VUCUBİYETİ BABI

3) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) (namazını beceremeyen adama, namazı tarif ederken) şöyle dedi: “Namaza kalktığın vakit ihram tekbirini al…………”

(Bu hadisi Buharı (793) Müslim (397) Tirmizi (303) Nesei (2/123) ve İbnu Mace (1060) rivayet etmişlerdir.)

4) Aişe (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) namaza Allah’u Ekber (lafzı) ile, başlardı. (Bu hadisi Müslim (498) rivayet etmiştir.) Bu hadis’i şerifler musallinin namaza başlarken telaffuz ettiği ilk kelimenin Allah’u Ekber lafzı olduğuna delildir.

5) Ali (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Namazın anahtarı taharettir. Tahrimi tekbirdir. Ve tahlili de teslimdir.”

(Bu hadi si A h m ed (1/123/129) Ebu Da vud (61) Tirmizi (3) İbnu Mace (275) Safi (1/69) Darımı (1/138) Hakim (1/132) Tahavi (1/161) ve Beyhaki (2/173) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

49

(Tahrimi tekbirdir) sözünden maksad, Allah’u Ekber lafzını söyledikten sonra namazın haricindeki hareketler musalliye haram olur.

(Tahlili ‘de teslim ‘dir) sözünden maksad, selam verdikten sonra tekbirle musalliye haram olan her şey helal olur.

TEKBİRDE ELLERİN NE ZAMAN KALDIRILACAĞI BABI

Resûlullah (S.A.V.) ellerini, bazen “tekbirle beraber” kaldırırdı.

6) Malik İbnu’l-Huveyris (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) tekbir aldığı vakit ellerini kulakları hizasına vardırıncaya kadar kaldırırdı.

(Bu hadisi Müslim (391) rivayet etmiştir.)

Resûlullah (S.A.V.) ellerini, bazen “tekbirden önce” kaldırdı.

7) Abdullah İbnu Umer (R.A.) şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) namaza durduğu vakit ellerini omuzları hizasına vardırıncaya kadar kaldırır, sonra tekbir alırdı.

(Bu hadisi Müslim (390) ve Ebu Davud (722) rivayet etmişlerdir.)

Resûlullah (S.A.V.) ellerini, bazende “tekbirden sonra” kaldırırdı.

50

8) Ebu Kılabe, Malik İbnu’l-Huveyris’i, namaz kılarken gördüğünü haber vermiştir: Malik İbnu’l-Huveyris namaza durduğu zaman tekbir alır, sonra ellerini kaldırırdı ………….

Sonra işte Resûlullah (S.A.V.) böyle yapardı diye tahdis etti.

(Bu hadis Buhari (739) ve Müslim (391) rivayet etmişlerdir.)

 

ELLERİN KALKIŞ ESNASINDAKİ HALİNİ BEYAN BABI

 

 

9) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) (tekbir alıp) namaza girdiği vakit ellerini dik olarak kaldırırdı.(Bu hadisi Ebu Davud (73S) ve Tirmizi (239) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

 

10) Said İbnu Sem’an’dan, şöyle dedi:

Biz Verik oğullarının mescidinde iken yanımıza Ebu Hureyre (R.A.) çıka geldi. Ve şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) üç şey yapardı ki, insanlar bunları terkettiler. Resûlullah (S.A.V.) namaza kalktığı zaman, (ravi) Ebu Amir (Ebu Hureyre (R.A.)’nun nasıl gösterdiğini tarif ederken) eliyle işaret ederek şöyle dedi:

51

(Tekbiriçin ellerini kaldırdığında) parmaklarını ne çok açardı. Ve ne de çok bitiştirirdi. Ve (sonra) dedi ki: Ebu Zi’bu da bize böyle gösterdi.

(Bu hadisi Nesei (2/95) İbnu Huzeyme (459) Beyhaki (2/27) ve Hakim Müstedrekinde sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

ELLERİN NEREYE KADAR KALDIRILACAĞI BABI

Resûlullah (S.A.V.) ellerini, bazen “omuzlan hizasına” vardınncaya kadar kaldırırdı.

11) Abdullah İbnu Umer (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.)’in (namaz kılışım) gördüm. Namaza durduğu zaman, ellerini omuzlan hizasına vardırıncaya kadar kaldırırdı.

(Bu hadisi Müslim (390) ve Ebu Davud (722) rivayet etmişlerdir.)

Resûlullah (S.A.V.) ellerini, bazen “kulakları hizasına” vardırıncaya kadar kaldırırdı.

 

12) Malik Ibnu’l-Huveyris (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) tekbir aldığı zaman, ellerini kulakları hizasına vardırıncaya kadar kaldırırdı.

(Bu hadisi Müslim (391) ve Ebu Davud (726) rivayet etmişlerdir.)

52

Resûlullah (S.A.V.) ellerini, bazen de ‘kulakları üstü’ hizasına vardırıncaya kadar kaldırırdı.

13) Katade’nin rivayetinde ise şöyledir. Malik İbnu’l-Huveyris (R.A.) Resûlullah (S.A.V.)’i namaz kılarken görmüştür. Malik burada: Resûlullah (S.A.V.) ellerini kulaklarının üstü hizasına vardırıncaya kadar kaldırdı demiştir.

(Bu hadisi Müslim (391) ve Ebu Davud (745) rivayet etmişlerdir.)

 

ELLERİ KALDIRIRKEN PARMAKLARI KULAK MEMELERİNE DEYDİRME RİVAYETİNİN ZAYIFLIĞI BABI

Elleri kaldırırken baş parmak uçlarını kulak memelerine deydirmenin, Resûlullah (S.A.V.)’in sünnetinde yeri yoktur. Sahih olan ise yukarıdaki hadislerde zikredilen üç şekildir. Baş parmak uçlarım kulak memelerine deydirenlerin delili ise, senedi “Münkatı” olan, aşağıda zikredeceğimiz “Zayıf Rivayet’tir.

 

14) Abdu’l-Cebbar İbnu Vail’den: Babasının şöyle rivayet ettiğini haber verdi: Babası dediki: Resûlullah (S.A.V.) namazda (el kaldırdığında) baş parmak uçlarını kulak memelerine değdirdiğini gördüm.

(Bu hadisi Ebu Davud (737) ve Nesei (2/123) zayıf bir senedle rivayet etmişlerdir.)

53

İZAH

Bu rivayetin zayıf olmasının sebebi, rivayetin ravilerinden olan, “Abdu’l-Cebbar, İbnu Vail’in babasından hadis işitmeyişidir. İbnu Hacer “Takrib”de Abdu’l-Cebbar için babasından rivayeti Mürsel’dir diyor.

Ehlince ma’lumdur ki: Zayıf rivayet dinde hüccet değildir. Yani “Zayıf Rivayet “le amel olunmaz.

NAMAZIN KIYAMINDA SAĞ ELİ SOL KOL ÜZERİNE KOYMANIN VUCUBİYETİ BABI

 

 

15) Sehl İbnu Sa’d (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

(Resûlullah (S.A.V.)’in zamanında) insanlar namazlarında, sağ ellerini sol kollarının üzerine koymakla emrolunurlardı.

(Bu  hadisi Buharı  (740)   ve  Malik  (1/159)  rivayet etmişlerdir.)

 

16) İbnu Abbas (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: Biz Enbiya’lar topluluğu, suhur’u geciktirmekle, iftarda acele etmekle ve namazda da sağ ellerimizle sollarımızı tutmakla emrolunduk.

(Bu hadisi İbnu Hibban (1761) ve Taberani Evsatta (1/100) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.) .

 

54

17) İbnu Mes’ud R.A. dan, (şöyle:) (bir gün) sol elimi sağ elimin üstüne koyduğum bir halde namaz kılıyordum Resûlullah beni (bu halde) görünce, sağ elimi alıp sol elimin üzerine koydu.

Bu Hadisi Ahmed () ve Ebu Da vud (755) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.

 

NAMAZDA ELLERİ SAĞ SOLUN ÜSTÜNDE GÖĞSÜN ÜZERİNE KOYMA BABI

 

 

 

18) Hulbu’t-Tai (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.)’i namazdan çıkarken, önce sağına sonra soluna selam verdiğini ve bunları (yani elleirini) göğsüriün üzerine koyarken gördüm. Yahya bunu, sağı solun üstünde mafsal üzerine koymak olarak tavsif etti.

(Bu hadisi Ahmed (5/226) hasen bir senedle rivayet etmiştir.)

 

55

19) Vail İbnu Hucr (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) ile namaz kıldım. Sağ elini, sol elinin üstünde göğsünün üzerine koydu.

Bu hadisi Ibnu Huzeyme (479) Beyhaki Süneninde (2/30) ve Bezzar hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.

20) Tavus mürsel olarak Resûlullah (S.A.V.)’den şöyle rivayet ediyor. Resûlullah (S.A.V.) namazda sağ elini sol elinin üstünde sıkıca tutarak, göğsünün üzerine koydu.

(Bu hadisi Ebu Davud (759) hasen bir senedle rivayet etmiştir.)

 

ELLERİN GÖĞSÜN ÜZERİNDEKİ KEYFİYETİNİN BEYANI BABI

 

 

21) Sehl İbnu Sa’d (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) (Resûlullah (S.A.V.)’in zamanında) insanlar namazlarında, sağ ellerini sol kollarının üzerine koymakla emrolunurlardı.

(Bu hadisi Buhari (740)   ve Malik (1/159) rivayet etmişlerdir.)

 

 

56

22) Asım İbnu Kuleyb’den, şöyle dedi: Babam bana tahdis etti ki: Ona da Vail haber vermiş. Vail İbnu Hucr şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.)’in nasıl namaz kıldığını görmek için ona baktım. Namaza kalktı. Ellerini kulakları hizasına kadar kaldırarak tekbir getirdi. Sonra sağ elini sol elinin üzerine, bileğinin üzerine ve dirseğine yakın olarak koydu.

(Bu hadisi Ahmed (4/318) Nesei (2/126) ve İbnu Huzeyme (480) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

NAMAZDA  ELLERİ  GÖBEĞİN   ALTINA BAĞLAMANIN SAHİH OLMADIĞI BABI

Namazda elleri göbeğin altına bağlama ameli, senedi zayıf olan bir rivayete dayanmaktadır. Hancfilerin ameli bu zayıf rivayet üzeredir. Halbuki Hanefi ulemasından, Umdet’ul-Kari sahibi Ayni ve Nasbu’r-Raye sahibi leyle’i (R. H.) bu rivayetin isnadının sahih olmadığına kaildirler. İleride zikredeceğimiz gibi hadis ulemasının cumhuru da bu rivayetin zayıflığında ittifak etmişlerdir. Resûlullah (S.A.V.) sabit olan amel, elleri göğsün üzerine koymaktır.

Hanefilerin delilleri olan zayıf rivayetler şunlardır.

57

23) Ebu Cuheyfe’den, (şöyle dedi:)

Ali (R. A.) namazda sünnet olan, sağ eli sol elin üzerinde göbeğin altına koymaktır dedi.

(Bu hadisi Ahmed (1/110) ve Ebu Davud (756) zayıf bir senedle rivayet etmişlerdir. )

1) Bu hadis Ebu Davud’un İbnu’l-Arabi nüshasından başka nüshalarında sabit değildir.

Ve senedinde, Abdurrahman İbnu İshak El-Kufi El- Vasili vardır. Ebu Davud, ahmed İbnu Hanbel’in İshak için zayıf dediğini işittim dedi. Ebu Talib, Ahmed İbnu Hanbel’den naklederek İshak hiç bir şey değildir, hadisi münkerdir dedi. Edduri, İbnu Main’den, İshak zayıf dır dedi.

İbnu Saad, Ya’kub İbnu Süfyan, Ebu Davud, Nesei ve İbnu Hıbban, İshak için zayıfdır dediler. Buhari “fihi nazar” (onda şübhe vardır) dedi. İbnu Huzeyme, İshak’ın hadisiyle amel olunmaz dedi. Ebu Hatim, İshak’ın hadisi münkerdir, onunla amel olunmaz dedi. Beyhaki, İshak hadis de metruk’tur dedi.

2) Ve yine senedinde, Ziyad İbnu Zeyd El-A’sem El-Kufi vardır ki: Ebu Hatim onun için meçhuldür dedi. Ziyad ‘in Ebu Davud’da bir tek hadisi vardır. O da yukarıda Ali (R. A.)’dan olan rivayetidir.

Yine onların delillerinden başka bir zayıf rivayet.

24) Ebu Vail’den, şöyle dedi Ebu Hureyre (R. A.) namazda ellerin vaziyeti, biri öbürkünün üzerinde göbeğin altına koymaktır dedi.

(Bu hadisi Ebu Davud (758) zayıf bir senedle rivayet etmiştir.)

 

58

Bu rivayetin senedinde de Abdurrahman ibn İshak vardır. Terceme’i hâlini yukarıda zikrettik.

Yine onların delillerinden başka bir zayıf rivayet.

25) İbnu Cerir, babasından Ali (R.A.)’nun sağ eli ile sol bileğini tutarak göbeğinin üzerine koyarken gördüğünü haber verdi,

(Bu hadisi Ebu Davud (757) zayıf bir senedle rivayet etmiştir.)

Bu rivayetin senedinde de Ali (R.A.)’dan rivayet eden Cerir Ed-Dabbi vardır ki. Ali (R.A.)’dan rivayeti bilinmiyor.

Yukarıda görüldüğü gibi, Meşhur Hadis âlimlerinin ittifıakı ile, Hanefılerin delili olan “göbek altına veya üstüne” el bağlama rivayeti zayıfdır. Ve bu rivayet ile amel edilemiyeceği açık bir gerçektir.

Ebu Hanife (R.H.) tabi olduklarını iddia eden arkadaşlara, İbnu Abidin haşiyesinde, Ebu Hanife (R.H.) isnad edilen şu sözü hatırlatmakta faide görürüz. (1/63) “Hadis sahih oldumu işte benim mezhebim odur.” Aklı selim olan kişiye, İmam’ının bu sözü kâfidir.

 

İHRAM TEKBİRİ İLE KIRA’AT ARASINDA NE OKUNACAĞI BABI

 

59

26) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) namaz başlangıçlarında iftitah tekbiri aldığı zaman kıra’attan evvel biraz sükut ederdi. Dedim ki: “Yâ Resûlallah! Anam babam sana feda olsun, tekbir ile kıra’at arasındaki şu sukutunda, ne yaptığını bana haber verir misin?” dedim. Şöyle derim buyurdu.

Allahumme baid beyni ve beyne hatayaye kema baadte beyne’I-meşrikı ve’I-mağrib.

Allahumme nakkini min hatayaye kema yunakka’s-sevbu’l-ebyadu mine’d-denes.

Allahümm’e-ğsilni min hatayaye bi’s-selci ve’I-mai ve’l-bered.

Ey Allah’ım! Benimle hatalarımın arasını uzaklaştır. Tıpkı doğu ile batının arasını uzaklaştırdığın gibi.Ey Allah’ım! Beni hatalarımdan temizle. Tıpkı beyaz elbisenin kirden temizlendiği gibi.Ey Allah’ım! Beni hatalarımdan, karla, su ile ve soğuk su ile yıka.(Bu hadisi Buharı (744) Müslim (598) Ebu Da vud (781) ve Nesei (2/129) rivayet etmişlerdir.)

Farz namazlarda okunan İftitah dualarından birinde bu duadır ki: Halkın okuya geldiği Subhaneke’nin farzlarda okunacağına hiç bir delil yoktur. Yukarıdaki hadis’i şerifin istidlal vechi ise, Ebu Hureyre (R.A.) Resûlullah (S.A.V.) tekbirden sonra sukut etteğini söylemekle, görmüş olduğu sukutun farz bir namaz olduğu zahirdir. Zira nafile kılmış olsa idi kıra’atı sırrı olurdu.

60

27) Aişe (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) namaz başlangıçlarında iftitah tekbiri aldığı zaman şöyle derdi:

“Subhaneke’llahumme ve bihamdike ve tebareke’smuke ve teala cedduke ve la ilahe ğayruk.”

Ey Allah’ım! Seni hamdin ile tesbih ve tenzih ederim. İsmin mübarektir. Azametin yücedir. Ve senden başka ilah yoktur.

(Bu hadisi Ebu Davud (776) Tirmizi (243) Nesei (2/132) İbnuMace (804) Ahmed (3/50) Pare Kutni (1/1 12) ve Hakim (1/235) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

28) Enes (R.A.)’dan, (şöyle demiştir:)

Bir zat, (yapmış olduğu hareketli yürüyüşten) nefesi sıkıştırmış olarak geldi ve safa dahil oldu. Müteakiben: “Elhamdu lillahi hamden kesiran tayyiben mübareken fih”

Allah’a, hayrı çok ve devamlı bol bol hamd olsun, dedi: Resûlullah  (S.A.V.)   namazını   bitirince:   “Şu   kelimeleri

61

söyleyen, hanginizdi?” diye sordu. Cemaat sukut etti. Resûlullah (S.A.V.) tekrar: “O sözleri söyleyen hanginizdi?” Zira kötü bir şey demiş değil buyurdu. Bunun üzerine cemaatten birisi: (Cemaata yetişmek için hızlı yürüdüm) Beni nefesim sıkıştırdı da (soluyarak) geldim ve (cemaate yetiştiğim için) o kelimeleri söyledim dedi. Resûlullah (S.A.V.): “Vallahi on iki melek gördüm ki, bu sözü hangisi Hakkın huzuruna çıkaracak diye birbirleriyle yarış ediyorlardı” buyurdu.

(Bu hadisi Müslim (600) ve Ebu Davud (763) rivayet etmişlerdir.)

KIRAAT’TAN ÖNCE TEAVVÜZ’ÜN VUCUBİYYETİ BABI

 

29) Kur’ân okuyacağın zaman, o koğulmuş şeytandan Allah’a sığın.

30) Ebu Said El-Hudri (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) gece namazına (rivayette namaza) kalktığı zaman tekbir alır: Sonra (iftitah duasının okur ve kıraattan   önce)   …..  Euzü   billah’s-semi’i-1-alimi min’e-ş- şeytan’i-r-racim min hemzihi ve nefhihi ve nefsih derdi.

62

Hakkın rahmetinden kovulmuş şeytandan, onun vesvesesinden, kuruntusundan, büyüsünden, Semi’i (her şeyi işiten) ve Alim (her şeyi bilen) Allah’a sığınırım.

(Bu hadisi Ebu Da vud (775) Tirmizi (242) İbnu Mace (807) İbnu Hibban (1771) Dare-Kutni (1/298) ve Hakim (1/235) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

BESMELENİN GİZLİ OKUNACAĞI BABI

31) Enes İbnu Malik (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) Ebu Bekr, Umer ve Usman ile namaz kıldım hiç birisinin Besmele’yi açıktan okuduğunu duymadım.

(Bu hadisi Buharı (743) Müslim (299) Tirmizi (244) Ahmed (3/264) ve Nesei (2/264) rivayet etmişlerdir.)

Aişe (R.A.)’dan (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) kıraatini EI-Hamdu Lillah ile açardı.

(Bu hadisi Abdurrezzak Cami’inde () rivayet etmiştir. El Kenz (22050))

Besmelenin sırrı gizli okunma mes’elesi Şafi’iler hariç bütün mezhebler arasında ittifak edilmiş bir mes’ eledir. Bununla beraber, bazıları bazı rivayetlere dayanarak Besmelenin sesli okunacağı kanaatini savunmaktadırlar. Biz burada bunun münakaşasını yapacak değiliz. Sadece faideli gördüğümüz birkaç noktayı zikretmeyi münasib gördük.

Ma’lumdur ki: Enes (R.A.) Resûlullah (S.A.V.)’in Medine’ye gelişinden vefatına kadar, Resûlullah (S.A.V.)’e hizmet etmiş. Hadarda ve seferde, hatta haceti için bile gittiği

63

vakit yanında su götürerek Resûlullah (S.A.V.)’den ayrılmamıştır. Hicabdan önce hane’i saadete bile rahatlıkla girib çıkardı. Enes (R.A.)’nun bu refakatına rağmen hiç mümkün müdür ki, Resûlullah (S.A.V.)’in besmeleyi cebrettiğini duymasın. Ve yine Ebu Bekr, Umer ve Osman (R.A.)’un arkalarında namaz kıldığını da ifade etmesi mes’elemizi ayrıca te’yid eder.

Ibnu Teymiye (R. H.) diyor ki: İlim ehli ittifak etmişlerdir ki, Besmelenin açıktan okunacağına dair sahih bir nas yoktur. Fakat senedi sahih olmayan rivayetler mevcuddur. Sa’lebi diyor ki: Dare Kutni (R.H.)’a Besmelenin cehri söylenib söylenmeyeceğine dair sorulduğunda, şöyle cevab verdi. Besmelenin açıktan söyleneceğine dair Resûlullah (S.A.V.) sahih bir rivayet varid olmamıştır. Fakat sahabelerden ise sahih olanda vardır zayıf da.(Sülasiyatı müsnedi İmam Ahmed 204)

 

32) İbnu Abbas (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Allah Resulü (S.A.V.) Bismillahirrahmanirrahimi (sesli) okuduğu zaman müşrikler alay ederek Muhammed Yemame’nin efendisini (Müseyleme’yi) anıyor, Müseyleme er-Rahman, er-Rahim ismiyle tesmiye olunuyordu. Bu âyet indikten sonra Allah Resulü Besmele’nin açıktan okunmamasını emretti.

(Bu hadisi Taberani ‘Kebirde ( ) ve Evsat’ta rivayet etmiştir. Heysemi Mecmauz’Zevaid’de (2/108) ravileri sağlam, raviler demiştir.)

64

33) Aişe R.A.  dan (şöyle dedi:) Rasulullah (S.A.V.) kıratı, El-Hamdu Lillah ile açardı.

(Bu Hadis’i Abdurrezzak Cami’inde ( ) rivayet etmiştir. El-Kenz (22050))

HER REK’ATTE FATİHA’YI OKUMANIN VUCUBİYYETİ BABI

 

 

34) Ubade’t-İbnu es-Samit (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Her kim ki, “Fatiha’t-ul-KitabV okumazsa önün namazı yoktur.”

(Bu hadisi Buharı (756) Müslim (394) Ebu Davud (822) Tirmizi (247) Nesei (2/137) ve İbnu Mace (837) rivayet etmişlerdir.)

 

 

35) Ubade’t-İbnu es-Samit (R.A.)’dan, şöyle dedi: Bir sabah namazında Resûlullah (S.A.V.)’in arkasında idik. Resûlullah (S.A.V.) Kur’ân okurken, kıra’ati ona ağırlık verdi. Namazdan bitince (cemaata hitaben) zannedersem sizler imamınızın

65

arkasında (Kur’ân) okuyorsunuz dedi? Biz de evet ya Resûlallah hızlıca (size yetişe bilmek için okuyoruz) dedik. Resûlullah (S.A.V.) imamınızın arkasında “Fatiha’dan” başka bir şey okumayın, zira “Fatiha’yı” okumayanın namazı yoktur” dedi.

(Bu hadisiAhmed (5/316/322) Ebu Davud (823) Tirmizi (311) Nesei (2/141) Buharı Cüz’ünde (60/226) Dare Kutni (l/318)İbnuHibban (1776) Hakim (l/238)BeyhakiSüneninde (2/164) veKıra’atta (98) îbnu EbiŞeybe (1/373) ve Tahavi (1/215) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

36) Reca îbnu Hayve’den, şöyle dedi:

Bir gün Ubade’t-İbnu es-Samit (R.A.)’nun yanı başında namaz kılıyordum ki, imamın arkasında (Fatiha’yı) okuduğunu duydum. Namazı kıldıktan sonra, dedim ki: “Ya Eba Velid, sen imamla olduğun halde arkasında (Fatiha’yı) okuyor musun? dedi ki: Yazıklar olsun sana (Fatiha’sız) namaz yoktur (bilmez misin?)

(Bu hadisi Abdurrazzak (2771) hasen bir senedle rivayet etmiştir.)

Ubade’t-İbnu es-Samit İbni Kays İbni esram Ibni Fihr Ibni Sa’lebe el-Ensari el-Hazreci: Birinci ve ikinci akabe biatında hazır bulunanlardandır. Bedr, Uhud ve Hendek dahil Resûlullah (S.A.V.)’in iştirak ettiği bütün gazalarda hazır bulunmuştur.

Muhammed İbnu Ka’b el-Kurazi, Allah Resûlü’nün zamanında Ensar’dan beş kişi Kur’ân’ı ezberlemişlerdir.

66

Bunlar Muaz îbnu Cebel, Ubade’t-İbnu es-Samit, Ubey İbnu Ka’b, Ebu Eyyub ve Ebu’d-Derda (R.A.) diye haber vermiştir.

Aynı zamanda Ubade’t-İbun es-Samit (R.A.) Resûlullah (S.A.V.)’in zamanında, Eshab’ı Suffa’ya Kur’ân öğretirdi.

Müslümanlar, Şam’ı feth edince Hz. Umer (R.A.) kendisini müslümanlara Kur’ân ve Fıkıh öğretmesi için Şam’a yollamıştır.

Evzai (R.H.) Filistin’e tayin olunan ilk kadı Ubade’t-İbnu es-Samit (R.A.)’dır dedi.

Sahih olan kavle göre, Ubade’t-İbnu es-Samit (R.A.) Filistin’in Rumeyle kasabasında hicri otuz dört senesinde yetmiş iki yaşında iken vefat etmiştir.

37) Enes tbnu Malik (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) (bir gün) ashabına namaz kıldırdı. Namazdan bitince, yüzünü ashabına çevirerek dedi ki: İmam okuduğu halde siz de (arkasında) namazlarınızda okuyor musunuz? Hepsi sukut ettiler. Resûlullah (S.A.V.) bu sorusunu üç kere tekrar etti. Birisi dedi ki: Veya birkaçı dediler ki: Evet Yâ Resûlullah biz bunu yapıyoruz. Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: Bunu yapmayın. Sizden biriniz imamın arkasında, içinden olmak üzere sadece “Fatiha’yı” okusun.

Bu hadisi Buharı Cüz’ünde (224) Dare-Kutni (1/340) Tahavi (1/218) Abdurrezzak (2765) Beyhaki Kitab ‘ul-Kıra ‘atta (121) Süneninde (2/166) Hatib (13/176) Ebu Ya’la ve Taberam ‘Evsafta Mec-Mauzzevaid (2/110) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

67

Enes İbnu Malik (R.A.) Resûlullah (S.A.V.)’in Medine’ye hicretle şeref verdiklerinde, annesi Ummü Suleym tarafından Allah Resulüne hediye olarak verilir. Hatta rivayette naklolunmaktadır ki: Resûlullah (S.A.V.) Medine’ye şeref verdiklerinde her kes Allah Resûlü’ne (S.A.V. )’e bir hediye takdim eder. Hediye edecek hiç bir şeyi olmayan Ummü Suleym ise, Enes’i kolundan tutarak Allah Resûlü’nün huzuruna varır der ki: Yâ Resûlullah benim başkaları gibi size takdim edecek hiç bir şeyim yok. Fakat bu oğlum Enes’dir kendisini hizmetinize kabul buyurun der.

Enes (R.A.) o esnalarda on yaşlarında bulunuyordu. Allah Resûlü’nün âhirete irtihaline kadar, hadarda, seferde, haceti için bile gittiğinde yanında su taşıyarak yanından ayrılmadan Sahib’i Risalete hizmet etmiştir.

38) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Fatiha” okunmayan namaz yeterli değildir. Dedim ki: (Peki Yâ Resûlullah) eğer imamın arkasında olursam? dedi ki: Elimden tutarak “Fatiha’yı” içinden (kendi kendine) oku buyurdu.

(Bu hadisi İbnu Huzeyme (490) ve İbnu Hibban (1780) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

68

39) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, ^öyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: Her kim ki namaz kılar da o namazında “Ümmü’I-Kur’ân’ı” okumazsa, o namaz güdüktür sonra güdüktür, (yani) tamam değildir dedi. (Müslim’in rivayetinde ise bu sözü üç kere tekrar etti şeklinde gelmiştir.)

(Ravi diyor ki:) Bunun üzerine dedim ki: “Ya Eba Hureyre! İmam sesli okuduğunda nasıl yapayım? “Fatiha’yı” içinden okursun” dedi.

Zira ben Resûlullah (S.A.V.) işittim ki: Şöyle buyurdu. Allah’u Teâla buyurdu ki: Ben “Fatiha’yı” benimle kulum arasında yarı yarıya taksim ettim. (Yarısı benim yarısı kulumundur.) Ve kulumun istediği onundur.

“Kul,   Elhamdu   lillahi   Rabbi’l-alemin   dediği   zaman

69

Allah’da: Kulum bana hamd etti der. Kul, Errahmanirrahim dediği zaman, Allah’da: Kulum beni sena etti der. Kul, maliki yevmiddin dediği zaman, Allah’da: Kulum beni temcid etti (ve bir defada: Kulum bana tefyiz eyledi) dedi. (Ve buraya kadar benim.) Kul iyyake na’budu ve iyyake neste’in dediği zaman, Allah: Bu kulumla benim aramda ve kulumun istediği hakkıdır der. Kul İhdina’s-sırata’l-mustekim sıratallezine en’amte aleyhim ğayri’l-meğdubi aleyhim ve-la’d-da-lin dediği zaman, Allah: İşte bu kulumundur ve kulumun istediği hakkıdır” buyurur.

(Bu hadisi Müslim (395) Ebu Davud (821) İbnu Mace (838) Malik (1/84) İbnu Huzeyme (489) İbnu EbiŞeybe (1/375) İbnu Hibban (l 775) Buharı Cüz ‘ünde (l 5/68/65/72) Abdurrezzak (2767) Ebu A vane (2/138) Beyhaki Süneninde (2/38) ve Kibul Kıraat ‘da (52) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

40) İbnu Umer (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Her kim ki “Fatiha’t-uI-Kitab’ı” okumazsa onun namazı yoktur.”(Bu hadisi Beyhaki Kitab ‘ul, Kıraatta (86/87/88) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

 

41) İbnu Cureyc’den, şöyle dedi: Bana Nafi’i, İbnu Umer (R.A.)’nun farz namazlarından “Fatiha” okumadık hiç bir rek’at bırakmadığını haber verdi.(Bu hadisi A bdurrezzak (2625) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

 

70

42) Abdullah İbnu Amr (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Fatiha’t-ul-Kitab’ın” okunmadığı her namaz güdüktür, güdüktür.

(Bu hadisi İbnu Mace (841) Ahmed (2/204/215) Buhari Cüz ‘ünde (l 4) ve Beyhaki Kitab ‘ul-Kıraat ‘ta (84/85) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

43) Abdullah İbnu Amr (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) (ashabına hitaben) benim arkamda olduğunuz halde (Kur’ân) okuyor musunuz diye sual etti? (Sahabeler) dediler ki: Evet Yâ Resûlullah sür’atli bir şekilde okuyoruz. (Bu cevab üzerine) Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: (İmamın arkasında) “Fatiha’dan” başka bir şey okumayın.

(Bu hadisi Buhari Cüz’ ünde (57) ve Beyhaki Kitab’ul-Kıraatta (l 38) hasen bin senedle rivayet etmişlerdir.)

44) Yezid İbnu Şerik’den, (şöyle dedi:)

Umer İbnu’l-Hattab (R.A.)’ya dedim ki: İmam’ın arkasında iken “Fatiha’ul-Kıtab’ı” okuyabilir miyim? Evet okursun

71

dedi. Ve tekrar dedim ki: Sen okuduğun halde de mi Yâ Emir’el-Mu’minin? dedi ki: “Evet ben okusam da” buyurdu. (Bu hadisi Buharı Cüz’ünde (45) Beyhaki Sünen’inde (2/167)Hakim (1/239)DareKutni(1/218) Tahavi(1/218) ve Abdurrezzak (2776) Hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

 

45) Abdullah İbnu Abbas (R.A.)’dan, (Tavus’a) şöyle dediği (nakledildi) imamın arkasında, sesli veya sessizde okusa, sakın “Fatiha’t-ul-kitab’ı” okumayı bırakma dedi.

(Bu hadisi İbnu Ebi Şeybe (1/373) Abdurrezzak (2773) ve Beyhaki Kitab’ul-Kıraat’ta (175) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir).

Sahabelerden ve Tabi’inden ehli ilmin ekserisinin ameli bu hadisler üzeredir.

Sahabelerden, Umer İbnu’l-Hattab, Ali İbnu Ebi Talib, Aişe Bintu Ebi Bekr, Ebu Hureyre, Enes İbnu Malik, İbnu Abbas, İbnu Umer, İbnu Mes’ud, Muaz İbnu Cebel, Ubey İbnu Ka’b, Ubade’t-İbnu es-Samit, Abdullah İbnu Amr (R.A.) daha isimlerini zikretmediğimiz birçok sahabe vardır ki, onları rivayetleri ile “Fatiha” hakkındaki, risalemizde zikrettik.

Mezheb imamlarından: Malik İbnu “Enes, Abdullah İbnu’l-Mübarek, Şafi’i, Ahmed ve İshak, imamın arkasında “Fatiha’nın” okunacağı görüşündedirler.

Hatta hadis imamlarından, Buhari ve Beyhaki kitaplarındaki hadislerle iktifa etmeyerek bu mevzuda müstakil birer risale yazmışlardır. Bu risalelerin ikisi de, Pakistan’da basılmıştır.

72

Hanefilerden, Umde’tu-1-Kari sahibi “Ayni” diyor ki: Arkadaşlarımızdan bazıları, ihtiyaten bütün- namazlarda “Fatiha’nın” okunmasını hoş görmüşlerdir. Bazıları da sadece sırri olan namazlarda okunacağı görüşündedirler.

Hidaye sahibinin naklettiğine göre, Ebu Hanife’nin talebelerinden, Muhammed İbnu Hasen eş-Şeybani’den de imamın arkasında sırri olan namazlarda Fatiha’nın okunacağına dair rivayet vardır.

Bu hadisi şerifler “Fatiha’nın” namazın rükünlerinden bir rüknü olduğuna delildir. Ve hadis umumi ifadesiyle münferiden, imam ve me’mum olarak namaz kılan her kişiye şamildir. Hadisi şeriflerde de görüldüğü gibi mes’elenin münakaşa götürecek hiç bir tarafı yoktur, zira sahabelerin Resûlullah (S.A.V.) naklettikleri ve kendilerinin nasıl anlayıb amel edişleri yukarıda zikredildi. Bu gün gibi açık nasların karşısında daha hâlâ taassub göstererek itirazda bulunmak Resûlullah’ı kendisine imam edinen kişiye yaraşmasa gerek.

Maa’zalike Mezheb ulemasından bazısı içtihad ve meselemiz ile alakası olmayan deliller getirerek, sahih delile ve bununla amel eden ehli ilme muhalefet etmişlerdir.

Muhalefet edenlerden bazısı, “Fatiha’nın” sadece imamın arkasında sırri olan namazlarda okunacağına kaildir. Bazısı da sırri ve cehri imamın arkasında kılınan namazların hiç birisinde de okunmayacağına kaildirler.

Biz burada nasıl ve ne şekilde ihtilaf edildiğini anlatacak değiliz. Bize düşen nassları serdetmekti, bu mevzuda fazla ma’lumat isteyen “Fatiha” hakkındaki risalemize müracat edebilirler.

73

FATİHAYI ÂYET ÂYET KESEREK OKUMA BABI

 

 

46) Ummu Seleme (R.A.)’dan, şöyle dedi: (Veya bunun gibi bir kelime söyledi).

Resûlullah (S.A.V.)’in kıra’at-i (şöyle idi) Bismillahirrahmanirrahim – Elhamdu lillahi rabbilalemin -Errahmanirrahim – Maliki yevmiddin – diye âyet âyet keserek (okurdu).

(Bu hadisi Ebu Davud (4001) ve Sehmi tarih Cürcanda (104) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

 

 

47) Ummu Seleme (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) kira’atini (âyet âyet) kesik ederdi. Elhamdu    lillahi    rabbilalemin    der    durur,    sonra Errahmanirrahim der durur ve Meliki yevmiddin olarak okurdu.

(Bu hadisi Tirmizi (1466) ve Ahmed (6/302) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

 

 

74

TE’MİN BABI

 

 

48) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “İmam âmin dediği zaman arkasından sizde âmin deyiniz. Çünkü her kimin âmin demesi meleklerin âmin demesine muvafakat ederse geçmiş günahları mağfiret olunur.

Hadisin ravilerinden olan İbnu Şihab: Resûlullah (S.A.V.) âmin derdi, demiştir.)

Bu hadis’i Buhari (780) Müslim (410) ebu Davud (936) ve Tirmizi (250) rivayet etmişlerdir.

Bu hadisi şerif, imam ve me’mum’un cehri olan namazlarda âmin lafzım sesli olarak söyleyeceklerini beyan eder.

 

AMİN DERKEN SESİN YÜKSELTİLİB VE UZATILACAĞI BABI

 

 

49) Vail İbnu Hucr (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) Ve’lad-daalliin i okuduktan sonra âmin

derdi. Ve (derken) sesini de yükseltirdi.

(Bu hadisi Ebu Davud (932) Tirmizi (248) ve İbnu Mace

(855) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

75

50) Vail İbnu Hucr (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah   (S.A.V.)’i   “Gayri ‘I-mağdubi   aleyhim   ve

‘la’d-daallin”i okuduktan sonra âmin dedi. Ve (âmin derken)

sesini uzattığını işittim.

(Bu hadisi Buhari Cüz’ünde (209) Tirmizi (248) veAhmed (4/316) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

ÂMİN DERKEN ÂMİN SESİNDEN MESCİDİN İNLEYECEĞİ BABI

 

 

51) İbnu Cureyc, Ata’dan (rivayet ediyor ki:) Ata’ya dedim ki: İbnu Zübeyr fatihadan sonra Amin der miydi? Ata dedi ki: Evet derdi. Arkasında olanlarda derdi. Hatta Amin sesinden mescid inlerdi dedi. Ve sonra şübhesiz Amin duadır dedi. Ebu Hureyre, İmam kendisinden evvel kalkmış olarak mescide girdiğinde, (İmama seslenerek) beni Amin’de geçme derdi.

Bu hadisi Buhari ta’likan (bab/III) Abdurrazzak (2640) Safî (1/76) ve Beyhaki (2/59) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.

 

76

YAHUDİLERİN   İMAM’IN   ARKASINDA  SÖYLEDİĞİMİZ AMİNİ HASED ETTİKLERİ BABI

 

 

52) Aişe R.A. dan, (şöyle dedi:)

Nebiyyu S.A.V. buyurdu ki: Yahudiler sizin hiç bir şeyinize hased etmemişlerdir, selam ve âmin sözüne hased ettikleri gibi.

Ahmedin rivayetinde ise: İmamın arkasında söylediğimiz, âmin sözüne (hased ettikleri gibi.)

(Bu hadisi Buhari Cüz’ünde (988) Ahmed (6/135) ve İbnu Mace (856) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

FATİHA’DAN SONRA Kİ KIRAAT’IN BEYANI BABI

 

 

53) Ebu Hureyre (R.A.) şöyle dedi:

Her namazda kıraat vardır. Resûlullah (S.A.V.)’in bize duyurduklarını biz de sizlere duyuruyoruz, bizden gizlice okuduklarını biz de sizlerden gizli okuyoruz. Her kim Ummu’l-Kur’ân’ı okursa bu, ona yeter. Her kim bundan fazla okursa o, daha faziletlidir.

(Bu hadisi Buhari (772) ve Müslim (396) rivayet etmişlerdir.)

 

77

İLK İKİ REK’ATTE FATİHA’DAN SONRA BİRER SURE VbiriE SON İKİ REK’ATTE İSE SADECE FATİHA’NIN OKUNACAĞI BABI

 

 

54) Abdullah İbnu Ebi Katade babası Ebu Katade’den, (şöyle demiştir:) Resûlullah (S.A.V.) öğle ve ikindi namazlarının ilk iki rek’atlarında Fatihatu’l-Kitab ile birer sure okur idi. Ve bazen (gizli okuduğu) âyeti bize işittirirdi. Son iki rek’atlarda ise (yalnız) Fatihatu’l-Kitab’ı okurdu.

(Bu hadisi Buharı (776) ve Müslim (451) rivayet etmişlerdir.)

 

BİRİNCİ REK’ATİN İKİNCİ REK’ATTEN DAHA UZUN OLACAĞI BABI

 

 

55) Abdullah İbnu Ebi Katede babası Ebu Katade’den, (naklederek şöyle demiştir.) Resûlullah (S.A.V.) öğle namazının ilk iki rek’atlarında “Fatihatu’l-Kitab” ile birer sure okur idi. Son iki rek’atlarda ise (sadece)

78

“Fatihatu’l-Kitab’ı” okurdu. (Bazen gizli okuduğu) âyet’i bize işittirirdi. Birinci rek’atını ikinci rek’atından daha uzun yapardı. İkindi ve sabah namazıda böyle olurdu. (Bu Hadisi Buharı (776) ve Müslim (451) rivayet etmişlerdir.)

 

YALNIZ NAMAZ KILARKEN REK’ATLARIN HEPSİNDE FATİHA’DAN SONRA SURE OKUNABİLECEĞİ BABI

 

 

56) Nafi’i den, İbnu Umer (R.A.)’nun, yalnız namaz kıldığı zaman namazın dört rek’atının hepsinde, “ÜMMÜ’L-Kur’ân’ı” ve akabinde Kur’ân’dan bir sure okuduğunu haber verdi.

(Bu Hadisi Malik (1/79) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

 

KUR’ÂN’I EZBERLEYEMEYEN KİŞİNİN NASIL YAPMASI GEREKTİĞİ BABI

 

 

57) Abdullah İbnu Ebi Evfa R.A. dan, şöyle dedi: Resûlullah S.A.V. e birisi gelib şöyle dedi: Ya Resulellah ben kur’an’dan hiç bir şey ezberleyemiyorum bana kıraatimin yerine geçecek birşey öğret ondan. Resûlullah S.A.V.

79

buyurdu ki: Sübhanallah, ve’I- hamdu lillahı, ve la ilahe illallahu ve’llahu ekber, ve la havle ve la kuvvete illa billah’İI – aliyyi’l – a/im, dersin, dedi……

(Bu Hadisi Ebu Da vud (832) ve İbnu Huzeyme (544) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.)

ÖĞLE VE İKİNDİ NAMAZLARINDAKİ KIRAAT BABI

58) Ebu Katade (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resulullah (S.A.V.) Öğle ve ikindi namazlarının ilk iki rek’atlarmda “Fatihatu’l-Kitab’ı” ve birer sure okur, bazen de bize (sırren okuduğu) âyet’i duyururdu. Son iki rek’atlarda ise sadece “Fatihatu’l-Kitab’ı” okurdu.

(Bu hadisi Beğavi (592) Buhari (759) ve Müslim (451) rivayet etmişlerdir.)

 

59) Ebu Said El-Hudri (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) Resulullah (S.A.V.) öğle namazının ilk iki rek’atının her bir rekatında otuz

80

âyet kadar okur idi. Son iki rek’atlarda ise on beşer âyet kadar yahut bunun yarısı kadar. İkindi namazının ilk iki rek’atının her bir rek’atında on beş âyet kadar okurdu. Son iki rek’atlarda ise bunun yarısı kadar okurdu.

(Bu hadisi Müslim (452) rivayet etmiştir.)

 

ÖĞLE VE İKİNDİ NAMAZLARININ KIRAATLARININ SİRRİ OLACAĞI BABI

 

 

60) Ebu Ma’mer den, şöyle dedi: Habbab İbnu’1-Eret (R.A.) ya dedim ki: Resulullah (S.A.V.) öğle ve ikindi namazlarında okur muydu? “Evet” dedi: Ona “Peki okuduğunu neyden anlardınız!” dedim. “Sakalının oynamasından” dedi.

(Bu hadisi Buhari (761) rivayet etmiştir.)

 

AKŞAM NAMAZINDAKİ KIRAAT VE ONUN CEHRİ OLACAĞI BABI

81

61) Abdullah İbnu Abbas (R.A.)’dan, şöyle dedi: (Bir defa anam) Ümmü’1-Fadl bintu’l-hadis, Ve’I-Murselati Urfen sûresini okuduğumu işitti. Bana dedi ki: “Ey yavrucuğum! Bu sûreyi okumakla bana Resûlullah (S.A.V.)’in bir akşam namazında en son olarak işittiğim okuyuşunu hatırlattın.”

(Bu hadisi Buharı (763) ve Müslim (462) rivayet etmişlerdir.)

 

 

62) Muhammed İbnu Cubeyr İbni Mut’im den, o da babası Cubeyr (R.A.)’dan, rivayet etti. Cubeyr (R.A.) şöyle dedi: Ben Resûlullah (S.A.V.)’in akşam namazında Ve’tturi sûresini okuduğunu işittim.

 

YATSI NAMAZINDAKİ KIRAAT VE ONUN CEHRİ OLACAĞI BABI

 

 

63) Abdullah İbnu Bureyde den, o da babası Bureyde (R.A.)’dan, şöyle rivayet etti. Bureyde (R.A.) şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) yatsı namazında, Veşşemsi ve Duhaha’yı veya onun gibilerini okurdu.

(Bu hadisi Tirmizi (309) Nesei (2/173) ve Ahmed (5/355) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

82

CEMAATE NAMAZ KILDIRILACAGINDA NAMAZIN HAFİF TUTULACAĞI BABI

 

 

64) Cabir İbnu Abdullah (R.A.)’dan, şöyle dedi: Muaz İbnu Cebel her defa Resulullah’ın arkasında (yatsı) namazını kılar sonra kavmine (yâni Seleme oğullarına) gelir, onlara imamlık yapardı. Bir gece Resûlullah (S.A.V.) ile beraber yatsıyı kıldı. Sonra kavmine gelip, onlara imam oldu. Suretu’l-Bakara’dan başlayıp okumaya girişti. Bunun üzerine cemaatten bir kimse selam verip ayrıldı, sonra namazı yalnız başına kılıb çıktı. Namazdan sonra o kimseye: Ey fulan! Sen münafık mı oldun? dediler. O da: Hayır, münafık değilim. (Hele sabah olsun) Vallahi, Resûlullah (S.A.V.) huzuruna muhakkak gideceğim ve ona mutlaka bunu haber vereceğim dedi. Ertesi gün Resûlullah (S. A. V.)’e geldi ve şunları söyledi. “Yâ Resûlullah! Biz su çeker develer sahibiyiz. Bütün gün işimiz başında didiniriz, (yatsı olunca gelib namaz kılarız)

83

Muaz sizinle birlikte yatsıyı kıldı sonra geldi ve bize imam olup Suretu’l-Bakara’dan başlayıb okumağa kalktı.” Bunun üzerine Resûlullah (S.A.V.) Muaz’a dönüb: “Yâ Muaz! Sen dinden nefret ettirici misin! Fulan sûreyi oku, f ulan sûreyi oku!” buyurdu.

Sufyan der ki: Amre: Ebu’z-Zubeyr bize Cabir’den tahdis etti ki: Resûlullah (S.A.V.) Veşşemsi ve Duhahe’yı. Ve’dduha’yı, Ve’1-leyli iza yağşe’yı, Ve sebbih isme Rabbike’l-a’la’yı oku buyurmuştur, dedim. Bunun üzerine Amr: İşte bunlar gibi sûreler, cevabını verdi.

(Bu hadisi Buharı (701) ve Müslim (465) rivayet etmişlerdir.)

Bazıları bu hadis’i şerif de zikredilen kıyamda ki tahfifi ruku’da, ruku’dan sonra ki i’tidal’da, secde’de ve iki secde arasında da yapılacağını zannederek namazlarını ibtal edib başkalarını da ibtal ettirmektedirler. Binaenaleyh, din düşmanlarının namaz bir idmandır diyerek bu azim ibadetle istihza etmelerine sebeb olunmaktadır. Zira o şekilde kılınan namaz da beden eğitiminden de başka bir şey değildir. İleride rüku ve secde bahsinde bu mevzuya temas edilecektir.

 

SABAH NAMAZINDAKİ KIRAAT VE ONUN CEHRİ OLACAĞI BABI

 

65) Ebu Berze (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) sabah namazında altmış ile yüz âyet kadar okurdu dedi.

(Bu hadisi Müslim (461) rivayet etmiştir.)

 

84

 

66) Cabir Ibnu Semure (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah     (S.A.V.)     sabah     namazında,     Kaf ve’1-Kur’âni’l-mecid sûresini okurdu. Sabah namazından sonraki namazlarını daha hafif kıldırırdı.(Bu hadisi Müslim (458) rivayet etmiştir.)

 

İMAMA RUKUDA YETİŞENİN REKATININ OLMADIĞI BABI

 

67) Ebu Hureyre (R.A.)’dan:

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Namaz için kamet getirildiğinde sakın namaza koşarak gelmeyin. Namaza yavaş yavaş sekinetten ayrılmayarak geliniz. İmama (kavuştuğunuz yerde ona uyun) yetişebildiğinizi onunla kılın, yetişemediğiniz kısımda (kendiniz) tamamlayın.”

(Bu hadisi Buhari (636) ve Müslim (602) rivayet etmişlerdir.)

Bu hadisi şerif imama nerede yetişilirse yetişilsin yetişemediği kısmın memun tarafından tamamlanacağına delalet eder.

85

A’rac (R. H.) Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: imama kıyamda kavuşmadan (ki yapılan rüku o rekatın için) yetirli değildir.

(Bu eseri Buharı kıraatu helfel-1-imam isimli cüzünde (131) hasen bir senedle rivayet etmiştir.)

 

69) Abdurrahman İbnu Hürmüz (R.H.)’dan, şöyle dedi:

Ebu Said el-Hudri dedi ki: Sizden biriniz Ummu’l-Kur’an’ı

(Fatihayı) okuman rüku etmesin (zira o rekat tamam değildir).

(Bu eseri Buhari kıraat u halfel-İmam isimli eserinde (133) hasen bir senedle rivayet etmiştir.)

 

RUKU’YA GİDİLECEĞİ ZAMAN ELLERİ OMUZLAR HİZASINA VARDIRINCA YA KADAR KALDIRMA BABI

70) Salim babası Abdullah (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.)’i namaza başladığı zaman, ruku’a gitmezden evvel ve birde ruku’dan doğrulduğu zaman ellerini omuzları hizasına vardırıncaya kadar kaldırdığını gördüm. İki secde arasında (ellerini) kaldırmazdı.

(Bu hadisi Buhari (735) Müslim (390) Ebu Davud (721) Tirmizi (255) Nesei (2/126) ve İbnu Mace (858) rivayet etmişlerdir.)

86

Ruku’a giderken ve ruku’dan kalkarken el kaldırma hadisi Resûlullah (S. A. V.)’ den sabit olan bir ameldir. Bu Ümmetin âlim’lerinin cemi’si bu amelin subutunda ve tatbikinde ittifak etmişlerdir. Sadece Ehli-Rey muhalefet ederek bütün Ümmetin ittifakından ayrılmışlardır.

Bu hadisi Allah Resûlullah’dan elliye yakın sahabe rivayet etmişlerdir. Buhari Ehli Rey’in bu muhalefetine dayanamıyarak bu mevzuda “Refu’I-yedeyn fi’ssalat” namazda elleri kaldırma diye bir risale te’lif etmiştir. Bu Risale Pakistan’da basılmıştır.

Bu hadisi rivayet eden sahabelerden bazıları şunlardır. İbnu Umer, Malik İbnu’l-Huveyris, Enes İbnun Malik, Vail İbnu Hucr, Ebu Hureyre, ebu Humeyd es-Saidi, Ebu Bekr, Umer İbnu’l-Hattab, Usman İbnu Affan, Ali İbnu Ebi Talib, Sehl İbnu Sa’d, Muhammed İbnu Mesleme, Ebu Katade, Cabir İbnu Abdullah, İbnu Abbas, Umeyr İbnu Habib, Ebu Musa el-Eşari, Ebu Useyd, Abdullah İbnu Zubeyr, Ebu Said, Ümmü Darda, bizim şu ana kadar toparlaya bildiğimiz bu kadar Allah nasib ederse bu mevzuda bir risale yazmayı düşünüyoruz.

 

RUKU’DA ELLERİN DİZKAP AKLARIN ÜZERİNE KONULACAĞI VE BUNUN EMİR OLDUĞU BABI

 

 

71) Ebu Ya’fur, Mus’ab İbnu Sa’d-ı şöyle derken işittiğini rivayet etti:

Babamın yanında namaz kıldım, (rüku’da) avuçlarımı bir

87

birine bitiştirib iki baldırımın arasına koydum. (Bu hareketimi gören) babam beni bundan nehyetti. Dedi ki: Biz bunu yapıyorduk. Fakat sonra bunu yapmaktan nehyolunduk. Ve ellerimizi diz kapakların üzerine koymakla emrolunduk.

(Bu hadisi Buharı (790) ve Müslim (535) rivayet etmişlerdir.

 

72) Abbas İbnu Sehl’den, şöyle dedi:

“Ebu Humeyd, Ebu Useyd, Sehl İbnu Sa’d ve Muhammed İbnu Mesleme toplanarak Resûlullah (S.A.V.)’in namazını müzakere ettiler. Ebu Humeyd dedi ki: “Resûlullah (S.A.V.)’in namazını en iyi bileniniz benim. Resûlullah (S.A.V.) ruku’a vardı, dizkapaklarını tutar gibi ellerini dizkapaklarının üzerine koydu. Kollarını gerdi ve koltuklarını kaldırdı.”

(Bu hadisi Ebu Davud (734) ve Tirmizi (260) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

RUKU’DA EL PARMAKLARININ DİZKAPAKLARIN ÜZERİNDE AÇILACAĞI BABI

 

88

73) Alkame’t-İbnu Vail babasından şöyle rivayet etti: Resûlullah (S.A.V.) Ruku’a gittiği zaman (dizkapaklarının üstünde) parmaklarını açardı.

(Bu hadisi Hakim (1/224) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

 

RUKU’DA BELİN DÜMDÜZ TUTULACAĞI BABI

 

74) Raşid, Vabisa (R.A.)’yıı şöyle derken işittiğini rivayet ediyor: Resûlullah (S.A.V.)’i namaz kılarken gördüm. Ruku’ya gitiği zaman belini dümdüz yaptı. Öyle ki üzerine su dökülse belinde eyleşirdi.

(Bu Hadisi İbnu Mace (872) Taberani Kebirde (12781) veSağirda (1/31) Ahmedin oğlu Abdullah ‘da Müsnedih zevaidinde sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

RUKU’DA BAŞ’IN BEL İLE BERABER DÜMDÜZ TUTULACAĞI BABI

75) Ebu Humeyd Essaidi (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) namaza durduğu zaman …. (Hadisin burasını zikrettikten sonra şöyle devam etti). Sonra ruku’ya gitti ve ellerini dizkapaklarının üstüne koydu. Sonra başinı ne aşağı sarkıttı ne de yukarı kaldırdı. (Yani beli ile başını aynı hizada dümdüz tuttu.)

89

(Bu hadisi Ebu Davud (730) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

RUKU’DAKİ ZİKRİN BEYANI BABI

76) Huzeyfe (R.A.)’dan, Resûlullah (S.A.V.) ile namaz kılıp, Resûlullah (S.A.V.)’in rukusunda, “Subhane Rabbiye’I-Azim” dediğini rivayet etti.

(Bu hadisi Ebu Davud (871) ve Tirmizi (262) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

77) Aişe (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) rüku’unda ve sucudunda: “Subhaneke ellahumme! Rabbena ve bihamdike ellahumme-gfirli.” Teşbih ve istiğfarını çokça söylerdi. (Resûlullah bunu demekle) Kur’ân’a imtisal ediyordu.

(Bu hadisi Buhari (794) Müslim (484) Ebu Davud (877) ve Nesei (2/190) rivayet etmişlerdir.)

 

 

 

90

78) Aişe (R. A.) şöyle haber verdi:

Resûlullah (S.A.V.) ruku’sunda ve sucudunda: Subbuhun kuddûsun. Rabbul melaiketi ve’r-ruh derdi.

(Bu hadisi Müslim (487) Ebu Davud (827) Nesei (2/224) rivayet etmişlerdir.)

 

RUKU’DA Kİ İTMİ’NAN-IN FARZİYYETİNİN BEYANI BABI

 

79) Enes (R.A.)’dan, (şöyle dedi):

Resûlullah (S.A.V.) “Ruku’u ve sucud’u tastamam yapınız. Allah’a yemin ederim ki rüku, ettiğinizde ve secdeye vardığınız zaman ben sizleri muhakkak arkamdan da görüyorum” buyurdu.

(Bu hadisi Buhari (741) ve Müslim (425) rivayet etmişlerdir.)

 

RUKU’NUN VE SUCUD’UN NASIL TAMAM OLDUĞU BABI

 

80) Bera İbnu Azib (R.A.)’dan, şöyle dedi: Muhammed (S.A.V.) ile birlikte kılınan namazı gözetleyip dikkat ettim. Kıyamını, ruku’unu, ruku’dan sonraki itidalini, secdesini, iki secde arasındaki oturuşunu, tekrar secdesini ve selam vermekle kalkıp gitmesi arasındaki oturuşunu takriben müsavi buldum.

(Bu hadisi Müslim (471) rivayet etmiştir.)

91

RUKU’SUNU VE SUCUD’UNU TAM YAPMAYAN ADAMA RESÛLULLAH’IN NAMAZINI İADE ETTİRMESİ BABI

 

81) Ebu Hureyre (R. A.) ‘dan, (şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) mescide girdi derken biride girip namaz kıldı. Sonra Resûlullah (S.A.V.)’e gelip selam verdi. Resûlullah (S.A.V.) selamını aldıktan sonra: Adama “Dönde namazım yeniden kıl.” Çünkü sen namaz kılmadın buyurdu. O kimse namazını yemden kılıp Resûlullah’ın yanına gelip selam verdi. Resûlullah (S.A.V.) selamım aldıktan sonra tekrar adama “Namazını yeniden kıl çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. (Bunu üç kere tekrar etti.) Nihayet o kimsem Seni hak ile yollayan Allah’a yemin ederim ki, bunun başka türlüsünü bilmiyorum. Bana (doğrusunu) öğret dedi.

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Namaza durduğun vakit ihram tekbirini al, sonra ne kadar kolayına gelirse o kadar Kur’ân oku. Sonra ruku’a varıp ta mut’main oluncaya kadar dur. Sonra başını kaldırıp ayakta doğruluncaya kadar dur.

92

Sonra secdeye var ve mut’main oluncaya kadar kal. Sonra başını kaldırıp ta mut’main oluncaya kadar otur. Sonra tekrar secdeye var ta mut’main oluncaya kadar kal. Sonra bunu namazının hepsinde (böyle) yap.”

(Bu hadisi Buharı (793) Müslim (397) Ebu Davud (856) Tirmizi (303) Nesei (2/124) ve İbnun Mace (1060) rivayet etmişlerdir.)

 

RUKU’SUNU VE SUCUD’UNU TAM YAPMAYANIN NAMAZININ BATIL,   KENDİSİNİNDE  MİLLET’İ-   MUHAMMED’DEN GAYRI BİR MİLLET ÜZERE ÖLECEĞİ BABI

82) Süleyman, Zeyd İbnu Vehb’i şöyle derken işittiğini rivayet ediyor:

Huzeyfe (R. A.) Rüküşünü ve sucudunu tam yapmayan bir adam gördü. Adama, sen namaz kılmadın. Eğer (bu halinle yani bu namaz kılışınla) ölmüş olsaydın, Allah’ın Resulünü yaratmış olduğu fıtrattan gayrı bir fıtrat üzere ölürdün dedi.

(Bu hadisi Buharı (791) rivayet etmiştir.) Ahmed İbnu Hanbel’in rivayetinde ise şöyle bir ziyadelik vardır.

93

Huzeyfe (R.A.) (Rüküşünü ve sucudunu tam yapmayan) adama şöyle dedi: Ne zamandan beri bu namazı böyle kılıyorsun? Adam kırk seneden beri böyle kılıyorum (diye cevab) verdi. Huzeyfe yeniden adama sen kırk seneden beri lamaz kılmamışsın. Eğer bu namaz kılışınla ölmüş olsaydın, Muhammed (S.A.V.) yaratıldığı fıtrattan gayrı bir fıtrat üzere ölürdün dedi.

(Bu hadisi Ahmed (5/384) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

 

 

83) Ebu Abdullah El-Eş’ari (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) Resûlullah   (S.A.V.)   Ruku’sunu   tam   yapmayan   ve sucud’unu tavuğun mısır tanelemesi gibi yapan birini gördü.

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Eğer bu adam şu hali (yâni namaz kılışı) üzere ölseydi, Millet’i-Muhammed’den gayrı bir millet üzere ölürdü.” Ve sonra şöyle dedi: “Ruku’sunu tam yapmayan, sucud’unu tavuğun mısır tanelemesi gibi yapanın misali, aç birisinin bir veya iki tane hurma yemesi nasıl    açlığını

94

gidermez ise, (rüku ‘sunu vesucud’unu tam yapmayan da namaz kılmamıştır.)”

Ravi  Ebu   Salih   dediki:   Ebu  Abdullah’a  bu   hadisi Resûlullah’dan kendisine kimin rivayet ettiğini sordum. Dediki:  Umeraul-Ecnad   (yani  Filistin,  Ürdün,   Humus, Kansirin, Şam) vilayetlerinin emirleri olan Amr İbnu’1-As, Halid Îbnu’l-Velid, Şurahbil İbnu Hasene, Resûlullah’dan işitmişler dedi.

(Bu hadisi İbnu Huzeyme (665) Beyhaki Sünende (2/89)

Taberani Kebirde Ebu Ya ‘la Musnedin ‘de hasen bir senedle

rivayet etmişlerdir.)

 

RUKU’DAN   KALKARKEN   “SEMlALLAH’U   LİMEN HAMİDEH” DENİLECEĞİ BABI

 

84) Malik İbnu’l-Huveyris (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) Ruku’dan başını kaldırdığı zaman “Semiallah’u limen hamideh” derdi.

(Bu hadisi Müslim (391) rivayet etmiştir.)

 

RUKU’DAN KALKARKEN ELLERİN OMUZLAR HİZASINA VARINCAYA KADAR KALDIRILACAĞI BABI

95

85) Salim babası Abdullah’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.)’in namaz kılışını gördüm. Resûlullah (S.A.V.) namaza başladığı zaman, ruku’a gitmeden evvel ve birde ruku’dan doğrulduğu vakit ellerini omuzları hizasına vardırıncaya kadar kaldırırdı. İki secde arasında ise kaldırmazdı.

(Bu hadisi Buhar i (735) Müslim (390) Ebu Davud (721) Tirmizi (255) Nesei (2/126) ve İbnu Mace (858) rivayet etmişlerdir.)

 

İMAM’LA NAMAZ KILANIN YALNIZ “ELLAHUMME RABBENA VE LEKE’L-HAMD DİYECEĞİ BABI

 

 

86) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: İmam (başını rukudan kaldırırken) Semi’allahu limenhamideh dediği zaman, sizde Ellahumme rabbena leke’l-hamdu deyiniz. Zira kimin bu kavli, Meleklerin kavline muvafakat ederse yapmış olduğu günahlar mağfiret olunur.

(Bu Hadisi Buhari (796) ve Mustim (409) rivayet etmişlerdir.)

 

RUKU’DAN BELİNİ DOGRULTMAYANIN NAMAZININ YETERLİ OLMADIĞI BABI

 

 

96

87) Ebu Mesude’l-Ensari (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Ruku’dan ve secde’den belini doğrultmayanın namazı yeterli değildir.”

(Bu hadisi Ebu Da vud (855) Tirmizi (265) İbnu Mace (870)

îbnuHibban (501) veAhmed’ (4/122) sahih bir senedle rivayet

etmişlerdir.)

 

BAŞI İMAMDAN ÖNCE KADIRMANIN YASAK OLDUĞU BABI

 

 

88) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Muhammed (S.A.V.) buyurdu ki: “Başını imamdan evvel kaldıran, Allah’ın onun başını eşek başına tahvil etmesinden korkmaz mı?”

(Bu hadisi Buhari (691) ve Müslim (427) rivayet etmişlerdir.)

 

RUKU’DAN KALKTIKTAN SONRA ELLERİ TEKRAR GÖĞSÜN ÜZERİNE KOYMA BABI

 

 

89) Vail İbnu Hucr (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.)’i namaz için tekbir aldığı vakit, ellerini kulakları hizasına kadar kaldırdığını ve sonra ruku’ya giderken

97

ve sonra Semiallahu limen hamideh deyip rukudan kalkarken de aynı şeyi yaptığını ve kıyamda da sağ eliyle sol elini tuttuğunu gördüm.

Bu hadisi Ahmed (4/318) hasen bir senedle rivayet etmiştir.

izah

Bu Hadis’i Şerif, Resûlullah (S.A.V.)’in “iftitah” tekbirinden ve “ruku’dan” sonraki “kıyam” halinde ellerini göğsünün üzerine bağladığım ifade ediyor. Zira göğsün üzerine el koyma, “iftitah” tekbirinden sonraki kıyama hass olsaydı, hemen iftitah tekbirinden sonra ellerini göğsünün üzerinde bağladı diye ifade etmesi gerekirdi. İftitah tekbirinden sonra zikretmeyip, ruku’dan sonra bu hareketi tek isim altında, ruku’dan kalktıktan sonra “kryam’da” sağı ile solunu tuttuğunu gördüm demesi, çok sarih bir ifade’i kelamdır.

Zira asıl olanda budur. Hem rukudan kalktıktan sonra eller salıverilecek diye zayıf’da olsa bir rivayet mevcud değildir. Resûlullah (S.A.V.)’den gelen hadislerin cemi’si namazda kıyam halinde ellerin göğsün üzerine konulacağına delalet ediyor.

 

RESÛLULLAH (S.A.V.)’İN ZAMANINDA İNSANLARIN KIYAMDA ELLERİNİ GÖĞÜSLERİNİN ÜZERİNE KOYMAKLA EMROLUNDUKLARI BABI

 

90) Sehl İbnu Sa’d (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) (Resûlullah (S.A.V.)’in zamanında) İnsanlar namazlarının (kıyamında) sağ ellerini sol kollarının üzerine koymakla emrolunurlardı.

(Bu hadisi Buharı (740) ve Malik (1/159) rivayet etmişlerdir.)

 

98

91) Vail İbnu Hucr (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.)’i namazda kıyamda iken, sağ eliyle sol

elini kabzettiğini gördüm.

(Bu hadisi Ahmed (4/316) veNesei(2/125)sahih bir senedle

rivayet etmişlerdir.)

 

RUKU’DAN KALKTIKTAN SONRAKİ DUA BABI

 

 

92) İbnu Ebi Evfa (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) belini ruku’dan kaldırdığı zaman (şu sözleri) söylerdi: Semiallahu limen hamideh. Ellahumme! Rabbena leke’1-hamd. Mil’u-s-semavati ve mil’u-1-ard. Ve mîl’u ma şi’te min şey’in ba’d. Ellahumme! Tahhirni bi’s-selci ve’1-beredi ve’1-mai’l-barid. Ellahumme! Tahhirni mine’z-zunubi ve’1-hataye kemayunekka’s-sevbu’l-ebyadu mine’l-vesahi.

Ey Allah’ım! Hamd sana mahsustur. Hem gök dolusu, yer dolusu ve bunlardan öte ne yaratmayı diledinse hepsinin dolusu hamd!

99

Ey Allah’ım! Beni kar ile dolu ile ve soğuk su ile tertemiz eyle!

Ey Allah’ım! Beni günahlardan ve hatalardan, beyaz kumaş kirden nasıl temizlenirse öyle temizle.

(Bu hadisi Müslim (476) rivayet etmiştir.)

 

 

93) Ebu Said El-Hudri (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) başını ruku’dan kaldırdığında şöyle derdi. Rabbena leke’l-hamd. Mil’u-s-semavati ve’l-ard. Ve mil ‘u ma’şite min şey’in ba’d. Ehle’s-sena’i ve’l-mecd. Ehakku ma kale’l-abdu ve kulluna leke abdun. Ellahumme! La mani’a Uma a’teyte ve la mu’tiye limâ mena’te. Ve la yenfe’u ze’1-ceddi mine’l-ceddu.

Ey Rabbimiz olan Allah! Hamd sana mahsustur. Hem gökler dolusu, yerler dolusu ve bunlardan öte ne yaratmağı diledinse hepsinin dolusu hamd. Senaya, mecde layık olan Allah’ım! Her hangi bir kulun ^ki hepimiz de sana kuluz- en muhik olarak söylediğisöz: Allah’ım! Verdiğine mani’ olacak yok, vermediğini verecek yok. Taat ve rızana bedel hiç bir bahtiyara kendi bahtının yar olacağı yok.

(Bu hadisi Müslim (477) rivayet etmiştir.)

 

100

94) Refa’at İbnu Rafi’i (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Biz bir gün Resûlullah (S.A.V.)’in arkasında namaz kılıyorduk. Başını rukudan kaldırdığında, Semiallahu limen hamideh dedi. Arkasından birisi “Rabbena ve leke’1-hamd, hamden kesiran tayyiben mubareken fih” dedi. Namaz bittikten sonra konuşanın kim olduğunu sordu. O kelimeleri söyleyen adam, benim dedi. Resûlullah (S.A.V.) buyurdular ki otuz küsur tane melek gördüm ben evvel yazacağım diye birbirleriyle yarış ediyorlardı.

(Bu hadisi Buharı (799) ve Ahmed (4/316) rivayet etmişlerdir.)

RUKUDAN KALKTIKTAN SONRAKİ İTİDALIN KEYFİYETİ BABI

 

101

95) Enes (R.A.)’dan,

Resûlullah (S.A.V.)’i bize nasıl namaz kıldırırken gördüysem sizede öylece namaz kıldırmaktan vazgeçmeyeceğim dedi:

Enes’in namazım ta’rif eden ravi sabit İbnu Eşlem El-Bunani şöyle dedi: Enes (R. A.) sizi yaparken görmediğim bir şey yapardı ki: Başını rüku ‘dan kaldırdığı vakit gören secde etmeği unuttu diyecek kadar ayakta dikilirdi. Başını secdeden kaldırdığı vakit iki secde arasında gören (ikinci secdeye gitmeyi) unuttu diyecek kadar dururdu.

(Bu hadisi Buhar i (800) ve Müslim (472) rivayet etmişlerdir.)

 

İMAMA MÜTABAAT ETMEK VE HAREKETLERİ İMAMDAN SONRA YAPMAK BABI

 

96) Bera İbnu Azib (R. A.) ‘dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) ile beraber namaz kılardıkta hiç birimiz, onu secdeye varmış olarak görmemize kadar belini bükmezdi. (Bu hadisi Buhari (811) ve Müslim (474) rivayet etmişlerdir.)

İMAM OTURARAK NAMAZ KILDIĞINDA CEMAATINDA OTURACAĞI BABI

 

 

102

97) Zuhri dedi ki: Enes Ibnu Malik’ten işittim şöyle diyordu: Resûlullah (S.A.V.) bir gün beygirden düştü de sağ yanı sıyrıldı. Biz hasta ziyareti yapmak için huzuruna girdik. Derken namaz vakti geldi. Resûlullah (S.A.V.) bize oturarak namaz kıldırdı. Biz de onun arkasında oturarak namaz kıldık. Namazı bitirdiği vakit şöyle buyurdu:

İmam ancak kendisine uyulsun diye imam yapılmıştır. Öyle olunca o tekbir aldığı zaman sizde tekbir alınız. O secdeye vardığı vakit siz de secdeye varınız. O kalktığında sizde kalkınız. O Semi Allahu limen hamideh dediği zaman sizler, Rabbena leke’1-hamd deyiniz. O oturduğu halde namaz kıldığı vakit hepiniz oturarak kılınız. (Bu hadisi Buharı (688) ve Müslim (411) rivayet etmişlerdir.)

 

SECDEYE GİDİŞ BABI

 

98) Rifaa İbnu Rafi’i (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: İnsanlardan hiç birisinin namazı tamam olmaz………..Sonra rüku eder ta mafsalları

103

mutmain oluncaya kadar (rukuda kalır) sonra Semi Allahu limen hamideh diyerek ta doğruluncaya kadar dikilir. Ve Allahu ekber der sonra secde eder mafsalları mutmain oluncaya kadar (secdede kalmadıkça) ………..

(Bu Hadisi Ebu Davud (857) ve Hakim sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

 

99) Ebu Bekr İbnu Abdurrahman dan, Ebu Hureyre (R.A.)’yu şöyle derken işittiğini haber verdi.

Ebu Hureyre (R. A.) dedi ki: Resûlullah (S.A.V.) secdeye gideceğinde tekbir getirirdi.

(Bu hadisi Buhari (803) ve İbnu Huzeyme (624) rivayet etmişlerdir.)

 

SECDEYE GİDERKEN ELLERİN OMUZLAR HİZASINA KADAR KALDIRILACAĞI BABI

 

 

100) Malik İbnu Huveyris (R.A.)’den: O, Nebi (S.A.V.)’in, namazında, rüku ettiğinde, başını ruku’dan kaldırdığında ve secde ettiğinde, ………… ellerini kulakları hizasına kadar

kaldırdığını görmüş.

(Bu hadisiNesei (1085) ve Dar e Kutni (   ) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

104

Kıyamdan secdeye giderken, secdeden kalkarken, tekrar secdeye giderken, birinci ve üçüncü rek’ atlardan kıyama kalkarken elleri tekbirle kaldırma hareketi Resûlullah (S.A.V. ) ‘den, sabit olan bir ameldir. 64 numaralı İbnu Umer Hadisiyle aralarında tenakuz varmış gibi görünmesine rağmen, İbnu Umer dahil on tane sahabeden naklolunmuştur. Bu rivayet mütenakız değil bilakis İbnu Umer ‘in rivayetinin ziyadesidir. Hadis İlmin’de ma’lum olduğu üzere sika’nın ziyadesi makbul’dur.

 

SECDEYE GİDERKEN ELLERİN DİZLERDEN ÖNCE KONULACAĞI BABI

 

 

101) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Sizden biriniz secde ettiği

vakit, devenin çöktüğü gibi çökmesin. Önce ellerini, sonra

dizlerini koysun.”

(Bu hadisi Ahmed (2/381) Ebu Da vud (840) Nesei (2/207)

Darimi (1327) Dare Kutni (1/345) Tahavi (1/245) Beyhaki

(2/99) ve Buhari Tarihinde (1/139) sahih bir senedle rivayet

etmişlerdir.)

 

 

102) İbnu Umer R. A. dan. (şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) secde ettiği vakit ellerini dizlerinden önce koyardı.

105

(Bu hadisi Buharı Ta’likan (803) İbnu Huzeyme (627) Dari Kutni (1/344) Tahavi (1/254) ve Hakim sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

DİZLERİ ELLERDEN ÖNCE KOYMA HADİSİNİN ZAYIF OLDUĞU BABI

 

103) Vail İbnu Hucr (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A. V.) secdeye gittiği vakit, dizlerini ellerinden önce koyardı. (Secdeden kıyama) kalktığı zamanda ellerini dizlerinden önce kaldırırdı.

(Bu hadisi Ebu Davud (838) Tirmizi (268) ve İbnu Mace (882) zayıf bir senedle rivayet etmişlerdir.)

Ebu İsa (Tirmizi) bu hadis hasen garib’dir. “Şerik”den bu

hadisi başka birinin rivayet ettiğini bilmiyoruz dedi.

Dare Kutni’de Sünenin’de “Şerik” rivayetinde teferrüd ettiği zaman onun rivayeti zayif dır dedi.

Yukarıda görüldüğü gibi Vail’in hadisi seneden zayıfdır. Ma’lum olduğu gibi zayıf hadis’le amel etmek caiz değildir. Sahih olan Ebu Hureyre ve İbnu Umer hadisidir.

 

 

106

YEDİ ÂZA ÜZERİNE SECDE ETME BABI

 

 

 

104) İbnu Abbas (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyurdu: Alın, (eliyle burnu üzerine işaret etti) eller, dizler ve ayak uçları olmak üzere yedi aza üzerine secde etmekle emrolundum. (Namaz kılarken) elbise ve saç toplamaktan neyh olundum.

(Bu hadisi Buhari (809) ve Müslim (490) rivayet etmişlerdir.)

 

KÖPEK OTURUŞU GİBİ SECDE YAPMANIN YASAK OLDUĞU BABI

 

 

105) Enes İbnu Malik’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) “Secdede i’tidal üzere bulununuz. Hiç biriniz kolunu (secdede) köpek yayışı gibi yaymasın” buyurdu.

(Bu hadisi Buhar i (822) Müslim (493) Ebu Da vud (897) ve Tirmizi (276) rivayet etmişlerdir.)

 

107

SECDEDE AVUÇLARIN YERE KONULUP DİRSEKLERİN KALDIRILACAĞI BABI

 

 

106) Bera İbnu Azib (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) “Secde ettiğinde, avuçlarını yere koy ve dirseklerini kaldır” buyurdu.

(Bu hadisi Müslim (494) rivayet etmiştir.)

 

SECDEDE KOLLARIN BİR KUZU GEÇEBİLECEK KADAR AÇILACAĞI BABI

 

 

107) Meymune (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Nebiyyü (S.A.V.) secdedeye vardığı zaman, ufak bir kuzu istese kolları arasından geçerdi.

(Bu hadisi Müslim (496) Ebu Davud (898) ve Nesei (2/213) rivayet etmişlerdir.)

 

SECDEDE  DİRSEKLERİN   YANLARDAN   UZAKLAŞ­TIRILACAĞI BABI

 

108

108) Meymune (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) secdeye vardığı zaman dirseklerini yanlarından o kadar uzak tutardı ki, arkasında bulunan kimse koltuklarının açıklığını (beyazlığını) görürdü.

(Bu hadisi Müslim (497) rivayet etmiştir.)

 

SECDEDE BURNUN VE ALNIN İYİCE YERE DAYANIP ELLERİN DE OMUZLAR HİZASINDA KONULACAĞI BABI

 

109) Ebu Humeyd Es-Saidi (R.A.)’dan (şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) secdeye vardığında burnunu ve alnını iyice yere dayar, kollarını yanlarından ayırır ve ellerini de omuzlan hizasına koyardı. (Bu hadisi Ebu Davud (734) Tirmizi (270) ve Beğavi (647) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir).

 

 

110) Nafi (R.H.)’dan (şöyle dedi:) İbnu Umer (R. A.) başında sarık olduğu halde secde edeceği vakit sarığını yukarı kaldırırdı, ta ki alnı secdece değsin diye.

(Bu eseri Beyhaki Sünende (2/105) rivayet etmiştir.)

 

SECDEDE BURNUNU YERE DEĞDİRMEYENİN NAMAZININ OLMAYACAĞI BABI

109

111) İbnu Abbas (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) namaz kılan bir adamın (secdede) burnunu yere değdirmediğini gördü ve şöyle dedi. Burnunu yere değdirmeyenin namazı yoktur.

(Bu hadisi Dare Kutni (1/348) Taberani (11917) ve Ebu. Nuaym Ehbaru İsfeh an ‘da “Abdurrezzak (2982) ve Beyhaki sünende (2/104)” sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

112) İbnu Abbas (R.A.)’dan Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki; “Her kim ki secde ettiği zaman burnu ile alnını yere yapıştımazsa onun namazı yeterli değildir.”

(Bu hadisi Taberani Kebir’de (l l 917) veEvsat’ta (J/7) ‘de rivayet etmiştir. Heysemi Mecmauz ‘Zevaide(3/136)ravileri sikadır demiştir.)

SECDEDE EL PARMAKLARININ BİTİŞTİRİLECEĞl BABI

113) Vail İbnu Hucr (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Nebiyyu (S.A.V.) secde ettiği zaman el parmaklarını bitiştirirdi.

(Bu hadisi İbnu Huzeyme (642) ve Beyhaki (2/112) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

SECDEDE EL PARMAKLARININ KIBLEYE TEVCİH ETTİRİLECEĞİ BABI

110

114) Bera İbnu Azib (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) secde ettiği zaman ellerini yere koyar,

el ve parmaklarını kıbleye doğru çevirirdi.

(Bu hadisi İbnu Huzeyme (643) ve Beyhaki (2/113) sahih

bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

SECDEDE AYAK TOPUKLARINI DİKME VE BUNUN EMİR OLDUĞU BABI

115) Aişe (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Bir gece Resûlullah (S.A.V.)’i yatakta kaybettim. Bunun üzerine kendisini araştırmağa başladım. Derken kendisini mescidde iki ayakları dikilmiş olarak secde halinde iken elim ayaklarının altına değdi ………..

(Bu hadisi Müslim (486) İbnu Huzeyme (655) ve Beyhaki (2/116) rivayet etmişlerdir.)

 

 

116) Amir İbnu Sa’d (R. A.) babasından şöyle rivayet etmiştir. Resûlullah (S.A.V.) namazda elleri yere koymayı ve ayakların topuklarını dikmeyi emrederdi.

(Bu hadisi Hakim (1/271) ve Abdurrazzak (2944) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

111

SECDEDE AYAK TOPUKLARININ BİTİŞTİRİLECEĞİ BABI

117) Urve’t-İbnu Zubeyr, Resûlullah’ın ailesi Aişe’nin şöyle dediğini rivayet ediyor: Aişe buyurdu ki: Resûlullah (S.A.V.) (bir gün) benim yatağımda idi ve onu kaybettim. Ve derken aramağa başladım ve onu secdede ayak topukları bitişik bir halde buldum..

(Bu hadisi İbnu Huzeyme (654) ve Beyhaki (2/116) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

AYAK PARMAK UÇLARININ KIBLEYE TEVCİH EDİLECEĞİ BABI

118) Muhammed îbnu Amr bin Ata’nın şöyle dediği rivayet olunuyor. Resûlullah (S.A.V.)’in ashabından bir takım zevat ile beraber otururken, Nebiyyi (S.A.V.)’in namazından bahsettik. Ebu Humeyd-i-s-Saidi dediyki: Resûlullah (S.A.V.)’in namazını en iyi bileniniz ben idim. Gördüm ki.

112

……… Resûlullah (S.A.V.) secde ettiğinde kollarını yere

yaymaksızın ve bir birine yapıştırmaksızın (yere) koyup ayaklarının parmaklarını kıbleye karşı getirirdi.

(Bu hadisi Buharı (828) ve Ebu Davud (963) rivayet etmişlerdir.)

 

SECDEDEKİ DUA VE ZİKRİN BEYANI BABI

 

119) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Kulun Rabbına en yakın olduğu hal, secde ederken ki, halidir. Binaenaleyh duayı çoğaltın.”

(Bu hadisi Müslim (482) rivayet etmiştir.)

 

 

120) Huzeyfe (R.A.)’dan, Resûlullah (S.A.V.) ile namaz kıldı. Ve secdelerinde “Subhane rabbiyel-ala” derdi diye rivayet etti.

(Bu hadisi Ebu Davud (871) ve Tirmizi (262) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

113

121) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, Resûlullah (S.A.V.)’in secdelerinde şöyle dua ettiğini rivayet etti:

“Ellahumme’ğfirli zenbi kullehu dıkkahu ve culehu ve evvelehu ve ahirehu ve alaniyetehu ve sırrah.”

Ey Allah’ım! Küçük ve büyük, ilkini ve sonuncusunu, aşikâr ve gizli, (yaptığım) bütün günahlarımı mağfiret et.

(Bu hadisi Müslim (483) ve Ebu Davud (878) rivayet etmişlerdir.)

122) Aişe (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) ruku’unda ve sucud’unda: “Subhaneke ellahumme! Rabbena ve bihamdike ellahumme’ğfirli” teşbih ve istiğfarını çokça söylerdi. (Resûlullah (S.A.V.) bunu demekle) Kur’ân’a imtisal ediyordu.

(Bu hadisi Buharı (794) Müslim (484) Ebu Davud (877) ve Nesei (2/190) rivayet etmişlerdir.)

123) Mutarrıf İbnu Abdullah, Aişe (R.A.)’nın kendisine şöyle haber verdiğini rivayet etti: Resûlullah (S.A.V.) ruku’sunda ve sucud’unda: “Subbuhun kuddusun. Rabbul’meleiketi ve’r-ruh” derdi.

(Bu hadisi Müslim (487) Ebu Davud (827) ve nesei (2/224) rivayet etmişlerdir.)

 

114

SECDEDEKİ İTMİ’NAN-IN FARZİYYETİNİN BEYANI BABI

 

124) Enes (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) “Ruku’u ve sucud’u tastamam yapınız. Allah’a yemin ederim ki, rüku ettiğinizde ve secdeye vardığınız zaman ben sizleri muhakkak arkamdan da görüyorum” buyurdu.

(Bu hadisi Buharı (741) ve Müslim (425) rivayet etmişlerdir.)

 

RUKU’NUN VE SUCUD’UN NASIL TAMAM OLDUĞU BABI

 

125) Bera İbnu Azib (R.A.)’dan, şöyle dedi: Muhammed (S.A.V.) ile birlikte kılınan namazı gözetleyip dikkat ettim. Kıyamını, ruku’unu, ruku’dan sonraki iti’dalini, secdesini, iki secde arasındaki oturuşunu, tekrar secdesini, selam vermekle kalkıp gitmesi arasındaki oturuşunu takriben müsavi buldum.

(Bu hadisi Müslim (471) rivayet etmiştir.)

115

RUKU’SUNU VE SUCUD’UNU TAM YAPMAYAN ADAM RESÛLULLAH’IN NAMAZINI İADE ETTİRMESİ BABI

 

 

126) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) mescide girdi derken biri de girip namaz kıldı. Sonra Resûlullah (S.A.V.)’e gelip selam verdi. Resûlullah (S.A.V.) selamını aldıktan sonra: Adama “Dönde namazını yeniden kıl. Çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. O kimse namazını yeniden kılıp Resûlullah (S. A. V.)’ın yanıma gelip selam verdi. Resûlullah (S.A.V.) selamını aldıktan sonra tekrar adama “Namazını yeniden kıl, çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. (Bunu üç kere tekrar etti.) Nihayet o kimse: “Seni hak ile yollayan (Allah’a yemin ederim ki, bunun başka türlüsünü bilmiyorum. Bana (doğrusunu) öğret” dedi. Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: “Namaza durduğun vakit ihram tekbirim al, sonra ne kadar kolayına gelirse o kadar Kur’ân oku. Sonra ruku’a varıp, ta mut’main oluncaya kadar dur.

116

Sonra başını kaldırıp ayakta doğruluncaya kadar dur. Sonra secdeye var ve mut’main oluncaya kadar kal. Sonra başını kaldırıp taa mut’main oluncaya kadar kal. Sonra bunu namazının hepsinde (böyle) yap.”

(Bu hadisi Buharı (793) Müslim (397) Ebu Davud (856) Tirmizi (303) Nesei (2/124) ve İbnu  Mace (1060) rivayet etmişlerdir.)

 

RUKUSUNU VE SUCUD’UNU TAM YAPMAYANIN NAMAZ­ININ BATIL, KENDİSİNİN DE MİLLET’İ— MUHAMMED-‘DEN GAYRI BİR MİLLET ÜZERE ÖLECEĞİ BABI

 

 

127) Süleyman, Zeyd İbnu Vehb’i şöyle derken işittiğini rivayet ediyor.

Huzeyfe (R.A.) ruku’sunu ve sucud’unu tam yapmayan bir adam gördü. Adama, “Sen namaz kılmadın, eğer (bu halinle yani bu namaz kılışınla) ölmüş olsaydın, Allah’ın Resulünü yaratmış olduğu fıtrattan gayrı bir fıtrat üzere ölürdün” dedi.

(Bu hadisi Buhari (791) rivayet etmiştir.)

Ahmed İbnu Hanbelin rivayetinde ise şöyle bir ziyadelik vardır.

117

128) Huzeyfe (R. A.) (Ruku’sunu ve sucud’unu tam yapmayan) adama şöyle dedi: “Ne zamandan beri bu namazı böyle kılıyorsun?” Adam “Kırk seneden beri böyle kılıyorum (diye cevab) verdi.” Huzeyfe yeniden adama “Sen kırk seneden beri namaz kılmamışsın. Eğer bu namaz kılışınla ölmüş olsaydın, Muhammed (S.A.V.)’in yaratıldığı fıtrattan gayrı bir fıtrat üzere ölürdün” dedi.

(Bu hadisi Ahmed (5/384) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

 

 

129) Ebu Abdullah El-Eşari (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) ruku’sunu tam ‘yapmayan ve sucud’unu tavuğun mısır tanelemesi gibi yapan birini gördü.

Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: Eğer bu adam şu hali (yani namaz kılışı) üzere ölseydi, millet’i-Muhammed’den gayrı bir millet üzere ölürdü. Ve sonra şöyle dedi: Ruku’sunu tam yapmayan, sucud’unu tavuğun mısır tanelemesi gibi yapanın misali, aç birisinin bir veya iki tane hurma yemesi nasıl açlığını

118

gidermez ise, (ruku’sunu ve sucud’unu tam yapmayanda namaz kılmamıştır.)

Ravi Ebu Salih dedi ki: Ebu Abdullah’a bu hadisi Resûlullah’dan (kendisine) kimin rivayet ettiğini sordum. Dedi ki: Umera’ul-Ecnad (yani Filistin, Ürdün, Humus, Kansirin, Şam) vilayetlerinin emirleri olan Amr İbnu’1-As, Halid İbnu’l-Velid, Şurahbil İbnu Hasene, Resûlulla’dan işitmişler dedi.

(Bu hadisi İbnu Huzeyme (665) Taberani Kebirde Ebu Ya ‘la Musnedinde hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

SECDEDEN KALKIŞ BABI

 

130) Ebu Bekr İbnu Abddarrahman, Ebu Hureyre (R.A.)’yu şöyle derken işittiğini rivayet ediyor:

Resûlullah (S.A.V.) namaza kalktığı zaman, …………Sonra başını (secdeden) kaldırırken tekbir getirirdi.

(Bu hadisi Buharı (789) ve Müslim (392) rivayet etmişlerdir.)

 

119

131) Rifaa İbnu Rafi’i (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: İnsanlardan hiç birisinin

namazı tamam olmaz…………… Sonra secde eder, ta

mafsalları mutmain oluncaya kadar (secdede kalır.) Sonra Allah’u Ekber der, başını (secdeden) kaldırır ta oturur vaziyyete doğrulmadıkca……….

(Bu hadisi Ebu Da vud (857) ve Hakim sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

SECDEDEN KALKARKEN ELLERİN OMUZLAR HİZASINA KADAR KALDIRILACAĞI BABI

 

132) Vail İbnu Hucr (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) ile beraber namaz kıldım. Resûlullah (S.A.V.) (namaza başlarken) tekbir aldığı vakit ellerini (omuzları hizasına kadar) kaldırdı ……… Ve başını

secdeden kaldırdığı vakitte ellerini (omuzları hizasına kadar) kaldırdı …………..

(Bu hadisi Ebu Da vud (723) veAhmed (3/436) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

İKİ SECDE ARASINDA SAĞ AYAĞIN DİKİLİB SOLUN YAYILARAK ÜZERİNE OTURULACAĞI BABI

 

120

133) Rifaa İbnu Rafi (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah  (S.A.V.)  namazını  beceremeyen  adama, (namazı ta’rif ederken) şöyle buyurdu: ……….. Secde yaptığın vakit, secdende mütemekkin ol. (Başını secdeden) kaldırdığın zaman da sol baldırının üzerine otur.

(Bu hadisi Ebu Da vud (859) Ahmed (4/340) ve İbnu Mace

(893) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

 

134) Abdullah İbnu Umer’in oğlu Abdullah, babasından naklederek şöyle dedi: Sağ ayağı dikib, parmakları kıbleye döndürmek ve sol ayak üzerine oturmak, namazın sünnetindendir.

(Bu hadisi Nesei (1158) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

121

135) Abdullah İbnu Abdullah’dan, İbnu Umer (R.A.)’yu namazda oturduğunda bağdaş kurarak oturduğunu, gördüğünü haber verdi. Dedi ki bende öyle yapmaya başladım. Ve ben daha o zaman yeni gelişmeye başlamış bir delikanlı idim. Abdullah İbnu Umer beni bu hareketimden menetti. Ve şöyle dedi: Namazda sünnet olan, sağ ayağı dikip solu yaymaktır. Bende, sen bağdaş kurarak oturuyorsun dedim. O da cevaben, ayaklarım (öyle oturmama) tahammül etmiyorda ondan (öyle oturuyorum) dedi. (Bu hadisi Buharı (827) rivayet etmiştir.)

 

İKİ SECDE ARASINDAKİ ZİKRİN KEYFİYYETİ BABI

 

136) İbnu Abbas (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) iki secde arasında şöyle derdi. Allahumme’ğfirli, ve’rhamni, ve’cburni, ve’rfa’ni, ve’hdini, ve afini, ve’rzukni.

(Bu hadisi Ebu Davud (850) Tirmizi (284) İbnu Mace (898) ve Hakim (1/262/271) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

İKİ SECDE ARASINDAKİ İ’TİDAL-IN KEYFİYYETİ BABI

 

122

137) Enes (R.A.)’dan,

Resûlullah (S.A.V.)’i bize nasıl namaz kıldırırken gördüysem size de öylece namaz kıldırmaktan vazgeçmeyeceğim dedi:

Enes’in namazını ta’ıif eden ravi Sabit İbnu Eşlem el-Bunani şöyle dedi: Enes sizi yaparken görmediğim bir şey yapardı: Başını ruku’dan kaldırdığı vakit gören (secde etmeği) unuttu diyecek kadar ayakta dikilirdi. Başını secdeden kaldırdığı vakit iki secde arasında gören (ikinci secdeye gitmeyi) unuttu diyecek kadar dururdu.

(Bu hadisi Buhari (800) ve Müslim (472) rivayet etmişlerdir.)

 

İKİNCİ SECDEYE GİDİŞ BABI

 

 

138) Rifaa İbnu Râfi (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: İnsanlardan hiç birisinin namazı tamam olmaz…………Sonra secde eder, ta mafsalları mutmain oluncaya kadar (secdede kalır.) Sonra Allahu Ekber

 

123

der, başını (secdeden) kaldırır, ta oturur vaziyette doğrulur. Sonra Allahu Ekber der ve secdeye varıp ta mafsalları mutmain oluncaya (kadar secdede kalmadıkça) …………. “

(Bu hadisi Ebu Davud (857) ve Hakim () sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

İKİNCİ SECDEDEN KALKIŞ BABI

 

 

139) Rifaa İbnu Rafi (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah  (S.A.V.)  buyurdu  ki:   “İnsanlardan  hiç birisinin  namazı  tamam  olmaz ………….   Sonra  başını kaldırarak tekbir getirir bunu yaptığı vakit namazı tamam olur.”

(Bu hadisi Ebu Da vud (857) ve Hakim () sahih bir senedle

rivayet etmişlerdir.)

 

NAMAZIN TEK REK’ATINDAN KALKARKEN BİRAZ OTURMADAN KALKILMA YASAĞI BABI

140)  Malik   İbnu’l-Huveyris   (R.A.)’dan,   Resûlullah (S.A.V.)’i   namaz   kılarken   gördü.   Resûlullah   (S.A.V.) namazının tek rek’atlarından

124

(ikinci veya dördüncü rek’atlara) kalkarken, biraz oturmadan kalkmadığını rivayet etti.

(Bu hadisi Buhari (8?3) Tirmizi (287) ve İbnu Huzeyme (686) rivayet etmişlerdir.)

İZAH

Hadisden istimbat edilen hüküm: Resûlullah (S.A.V.) namazının tek rek’atlarından (yani birinci ve üçüncü rek’atlardan) bir sonraki rek’ate (yani ikinci ve dördüncü rek’atlara) kalkarken, secdeden doğrulduktan sonra bir müddet oturmadan ayağa kalkmadığını gördüğünü rivayet eden Malik İbnu’ I-Huveyris “beni nasıl namaz kılar gördüyseniz öylece namaz kılın” hadisinin ravisidir.

 

NAMAZIN TEK REK’ATINDAN KALKARKEN YERE DAYANARAK KALKMA BABI

125

141) Ebu Kilabe (R.A)’dan, şöyle dedi:

Malik İbnu’l-Huveyris şu bizim mescidimize gelib bize namaz kıldırdı. Ve şöyle dedi: Namaz kılmak arzum olmadığı halde size namaz kıldıracağım. Maksadım Nebiyyi (S.A.V.)’i nasıl namaz kılar gördüysem onu size göstermek istiyorum. Eyyub, Ebu Kilabe’ye onun namazı nasıldı diye sordum. Ebu Kilabe, onun namazı şu şeyhimizin (yani Amr İbnu Seleme’nin) namazı gibi idi dedi: Ve Eyyub, o şeyhimiz tekbiri itmam ederdi dedi: Başını ikinci secdeden kaldırdığı zaman oturur, ve (elleri ile) yere dayanır sonra ayağa kalkardı.

(Bu hadisi Buharı (824) ve İbnu Huzeyme (687) rivayet etmişlerdir.)

Ebu İshak El-Harbi’nin rivayetinde ise şöyledir. Resûlüllah (S.A.V.) secdeden kıyama kalkarken, ellerini hamur yoğurur gibi yapar ve yere dayanarak kalkardı.

Bu hadisin metnini buraya alamamamın sebebi, Ebu İshak’ın bu kitabının mahtut olmasıdır. Hadisin ma’nasını Şeyh Elbani’nin te’lifi olan Allah Resûlü’nun namazının sıfatı isimli kitabından naklettim.

 

BİRİNCİ TEŞEHHÜD’DE SÜNNET OLAN OTURUŞUN BEYANI BABI

 

 

126

142) Muhammed îbnu Amr bin Ata’nın şöyle haber verdiği rivayet olundu. Resûlüllah (S.A.V.) ‘in ashabından bir takım zevat ile otururken, Nebiyyi (S.A.V.) ‘in namazından bahsettik.   Ebu   Humeyd   Es-Saidi   dediyki:   Resûlüllah (S.A.V.)’in namazını en iyi bileniniz ben idim. Gördüm ki …….

İlk ikinci rek’atta (teşehhüdde) oturduğu vakit, sol ayağının üzerine oturup sağ ayağını dikerdi …………………………..

(Bu hadisi Buharı (828) ve Ebu Davud (963) rivayet etmişlerdir)

 

 

143) Abdullah îbnu Abdullah’dan, İbnu Umer (R.A.)’yu namazda oturduğunda bağdaş kurarak oturduğunu gördüğünü haber verdi. Dedi ki ben de öyle yapmaya başladım. Ve ben daha o zaman yeni gelişmeye başlamış bir delikanlı idim. Abdullah İbnu Umer beni bu hareketimden menetti. Ve şöyle dedi: Namazda sünnet olan oturuş, sağ ayağı dikip solu yaymaktır. Bende, sen bağdaş kurarak oturuyorsun dedim. O da cevaben, ayaklarım (öyle oturmama) tahammül etmiyorda ondan (öyle oturuyorum) dedi.

(Bu hadisi Buharı (827) rivayet etmiştir).

 

127

TEŞEHHUD’DE ŞEHADET PARMAĞINI HAREKET ETTİRMENİN BEYANI BABI

 

 

144) Ali İbnu Abdirrahman El-Muaviyyi, şöyle dedi: Ben namaz içinde küçük çakıl taşları ile oynarken, Abdullah İbnu Umer (R.A.) bu hareketimi gördü. Namazdan çıkınca beni bu hareketimden menetti: Resûlüllah (S.A.V.) namazda nasıl yapıyordiyse sende öyle yap dedi. Resûlüllah (S.A.V.) nasıl yapardı? dedim. Namazda (teşehhud için) oturduğunda sağ avucuna sağ uyluğu üzerine kordu. Müteakiben bütün parmaklarını yumarak baş parmağı takip eden parmak ile işaret ederdi. Sol avucunuda sol uyluğu üzerine koyardı.

(Bu hadisi Müslim (580) Ebu Davud (987) ve Nesei (3/36) rivayet etmişlerdir).

 

128

145) İbnu Umer (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlüllah (S.A.V.) teşehhüde oturduğu vakit, sol elini

sol dizi üzerine ve sağ elini de sağ dizi üzerine koyar, elli üç

akderek şehadet parmağı ile işaret ederdi. (Bu hadisi Müslim (580) rivayet etmiştir).

 

 

Abdullah İbnu Zubeyr (R.A) dan. (şöyle dedi:) Resûlüllah (S.A.V.) (namazda) oturduğu vakit teşehhud duasını okurdu. Oturuşunda sağ elini sağ uyluğu üzerine, sol elini sol uyluğu üzerine kordu. Ve şehadet parmağı ile işaret ederdi. Bunu yaparken de baş parmağını orta parmağı üzerine kordu. Sol elini de sol dizinin üzerine uzatırdı. (Yani sol dizini sol avucu ile avuçlardı, sanki sol dizi sol avucunun bir lokması haline gelirdi.

(Bu hadisi Müslim (579) rivayet etmiştir.)

 

ŞEHADET PARMAĞINI KIBLEYE TEVCİH VE BAKIŞLARIN ONA DİKİLECEĞİ BABI

 

129

147) İbnu Umer (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) namazda (teşehhud için) oturduğunda (şehadet) parmağı ile kıbleye doğru işaret ederdi. Bakışlarını da ona (şehadet parmağına) dikerdi.

(Bu hadisi Ebu Avane (2/246) İbnu Huzeyme (719) ve İbnu Hibban (1938) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

 

148) Vail İbnu Hucr (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.)’i (namazda teşehhud için oturduğunda) baş ve orta parmağım halka yapıp, şehadet parmağını kaldırıp (onunla) (Allah’ın birliğine şehadet ederek) dua ettiğini gördüm.

(Bu hadisi Ebu Davud (957) İbnu Mace (912) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 
İŞARET’TEN MAKSAD PARMAĞI HAREKET ETTİRMEK OLDUĞU BABI

 

 

149) Vail İbnu Hucr (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.)’in nasıl namaz kıldığını görmek istedim.   Ve   (şöyle   yaptığını)   gördüm………..   Sonra parmaklarından

130

ikisini (yani baş parmak ile orta parmağı) halka yapıp (şehadet) parmağını kaldırdı ve hareket ettirerek onunla (Allah’ın birliğine şehadet ederek) dua ediyordu.

(Bu hadisi Nesei (3/37) İbnu Huzeyme (714) İbnu Carud (208) ve Beyhaki (2/132) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

PARMAK   HAREKETİNİN   SAHABELERİN   CE’MİSİ TARAFINDAN BİLİNDİĞİ BABI

 

 

150) Vail İbnu Hucr (R.A.)’dan, şöyle dedi: (Yukarıdaki hadis gibi zikrettikten sonra şöyle devam etti.) Resûlullah (S.A.V.)’i gördüm ki, (teşehhüde oturduğu vakit şehadet parmağını) hareket ettirerek onunla dua ediyordu. Ve sonra, soğuk bir zamanda geldim. Herkesin üzerinde (kışlık) elbiseleri vardı. (Parmaklarını) elbiselerinin altından hareket ettirdiklerini gördüm.

(Bu hadisi Ahmed (4/318) ve İbnu carud (208) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

PARMAK HAREKETİNİN ŞEYTANA DEMİR KAMÇIDAN DAHA ŞİDDETLİ OLDUĞU BABI

 

131

151) Nafi’den, şöyle dedi: Abdullah İbnu Umer (R.A.) namazda (teşehhüd için) oturduğunda, ellerini dizlerinin üzerine koydu. (Şehadet) parmağı ile de işaret ederek bakışları da onu (yani parmağını) takib ediyordu. Ve sonra şöyle dedi: Resulullah (S.A.V.) bu (yani parmak işareti) şeytana demir kamçıdan daha şiddetlidir” dedi.

(Bu hadisi Ahmed (2/119) Bezzar (5631) ve Taberani Kitabu ‘d-Dua ‘da (642) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

BU HAREKETİ BİRKAÇ PARMAKLA YAPMANIN YASAK OLDUĞU BABI

 

152) Saad İbnu Ebi Vakkas (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Ben, (teşehhüdde) parmaklarımla dua (işaret) ederken yanımdan Resulullah (S.A.V.) geçti (benim bu hareketimi görünce) şehadet parmağını göstererek “Tekle tekle” dedi.

(Bu hadisi Ebu Davud (1499) Tirmizi (3557) ve Nesei (3/38) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

PARMAK HAREKETİNİN BİRİNCİDE OLDUĞU GİBİ İKİNCİ TEŞEHHÜDDE DE YAPILACAĞI BABI

 

 

132

153) Abdullah İbnu Zubeyr (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resulullah (S.A.V.) (namazda) ilk ve son teşehhüd için oturduğunda ellerini dizlerinin üzerine koyar ve sonra (şehadet) parmağı ile işaret ederdi.

(Bu hadisi Beyhaki (2/132) ve Nesei sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

BİRİNCİ TEŞEHHÜDÜN BEYANI BABI

154) İbnu Abbas (R.A.)’dan,”Resûlullah (S.A.V.) bize Kur’ân’dan bir sure öğretir gibi teşehhüdü öğretirdi” dedi.

(Bu hadisi Müslim (403) Ebu Da vud (974) Tirmizi (290) Nesei (2/242/243) ve İbnu Mace (900) rivayet etmişlerdir.)

 

133

155) Abdullah İbnu Mes’ud (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.)’in ardında namazda (yani teşehhüdde) Esselamu alellahi, esselamü ala fulanin (Allah’a selam olsun, fulana selam olsun) derdik. Resûlullah (S.A.V.) günün birinde bize şöyle buyurdu: “Selam Allah’ın” kendisidir. Herhangi biriniz namazda oturduğunda şöyle desin.

Ettahiyyatu lillahi vesselavatu vettayyibatu esselamü aleyke eyyuhennebiyyu ve rahmetullahi ve berekatuhu esselamü aleyna ve ala ibadillahi’ssalihin, (Bu, ve ala ibadillahi’ssalihin) sözünü söylediği vakit göklerde ve yerde olan her şey salih kula raci olmuş olur. (Ve sonra) Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedii enne muhammeden abduhu ve resuluh. Bundan sonra istediği duayı seçer.

(Bu hadisi Buharı (831) Müslim (402) Ebu Davud (968) Tirmizi (289) Nesei (2/240) ve İbnu Mace (899) rivayet etmişlerdir.)

İZAH

Resûlullah (S.A.V.)’den, rivayet edilen daha başka teşehhüd duaları da vardır. Biz burada birtanesini zikretmekle iktifa ettik. Teşehhüdde illa bu dua okunacak diye bir tahsis yoktur. Peygamberden varid olan herhangi bir teşehhüd duası olabilir. Bu duanın çeşitlerini hadis kitablarına müracaat ederek öğrenebilirsiniz.

 

TEŞEHHÜDÜ GİZLİ OKUMANIN SÜNNET OLDUĞU BABI

156) Abdullah İbnu Mes’ud (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Teşehhüdü gizli okumak sünnettendir. (Bu hadisi Ebu Davud (986) Tirmizi (291) ve Hakim (1/230) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

134

TEŞEHHÜDDEN   SONRA   RESÛLULLAH   (S.A.V.)’E SALAVAT GETİRMENİN BEYANI BABI

 

 

“Şübhesiz Allah ve Melekleri, Peygambere salat ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salat edin ve gönülden teslim olun.”

(Ahzab 56)

 

 

157) Kaab İbnu Ucre (R.A.)’dan, şöyle dedi: Biz dedik ki veya dediler: “Yâ Resûlullah! Sen bize, sana (teşehhüdde) salat ve selâm getirmemizi emrettin. Selam’ı öğrendik fakat nasıl salat getireceğiz?” …..  (Bu hadisi E bu Davud (976) rivayet etmiştir.)

 

135

158) Ebu Mes’ud El-Ensari (R.A.)’dan, şöyle haber verib dedi ki: Biz Sa’d’ubnu Ubade’nin meclisinde iken Resûlullah (S.A.V.) bizim yanımıza geldi. Beşir İbnu Sa’d kendisine: “Yâ Resûlullah! Allah ‘u Teâla sana salat okumamızı emretti. Biz sana nasıl salat okuyalım?” diye sordu. Resûlullah (S.A.V.) sukut etti. Hatta biz, Beşir bunu Resûlullah’a sormasaydı diye temenni ettik. Sonra Resûlullah (S.A.V.): Şöyle okuyunuz buyurdu:

Ellahumme! Salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed, kema salleyte ala İbrahime ve ala ali İbrahime inneke hamidun meciid.

Ellahumme! Barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammed, kema barekte ala tbrahime ve ala ali İbrahime inneke hamidun meciid.

(Salavatu şerifeler, Buhari’nin rivayetidir.)

(Bu hadisi Buharı (3370) ve Müslim (405) rivayet etmişlerdir.)

 

NAMAZLARININ TEŞEHHÜDÜNDE ALLAH RESULÜNÜN KENDİ NEFSİNE SALA VAT GETİRDİĞİ BABI

136

Kaab İbnu Ucre (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) namazın (teşehhüdünde) şöyle derdi: Ellahumme salli âlâ Muhammedin ve âlâ âli Muhammedin kema salleyte âlâ İbrahime ve âli İbrahim, ve barik âlâ Muhammedin ve âli Muhammedin kema barekte âlâ İbrahime ve âli İbrahime inneke hamidun meciid.

(Bu hadisi Şâfi’i el-Ümm (1/117) sahih bir senedle rivayet etmiştir.)

Bu hadis’i şeriflerin umumi ifadesi, birinci ve ikinci teşehhüdde de Resûlullah (S.A.V.) salavat getirileceğine delalet ediyor.

İmam’ı Şafi’nin mezhebi de bu kavi üzeredir.

 

İKİNCİ REK’ATTEN KALKARKEN ELLERİN OMUZLAR   HİZASINA   VARDIRINCAYA   KADAR KALDIRILACAĞI BABI

 

160) İbnu Umer (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) ikinci rek’atten kalkacağı zaman

tekbir alır ve ellerini (omuzları hizasına vardırıncaya kadar)

kaldırırdı.

(Bu hadisi Buhari (739) Ebu Da vud (743) Tirmizi (304)

ve Ahmed (5/424) rivayet etmişlerdir.)

137

Buhari cüz’ünde İbnu Umer’den şöyle rivayet etmiştir.

161) Salim babası Abdullah’ın (namazın oturuşundan) kalkmak istediği vakit ellerini kaldırdığını haber verdi.

(Bu eseri Buhari cüz’ünde (12) rivayet etmiştir.)

 

 

162) Resûlullah (S.A.V.) (ikinci rek’atım) oturuşundan kalkacağı zaman, tekbir getirir sonra kalkardı.

(Bu hadisi Ebu Ya ‘la Müsnedin ‘de ceyyid bir senedle rivayet etmiştir.)

Bu hadisin tam metnini burada nakl edemememin sebebi kitab’ın aslı (mahtut’dur) yani basılmamıştır. Şu an Pakistan’da arkadaşlarımızdan birisi tarafından tashih edilmektedir. Seneye basılacağını ümid etmekteyiz.

 

İKİNCİ TEŞEHHUD’DE SÜNNET OLAN OTURUŞUN BEYANI BABI

138

163) Muhammed İbnu Amr bin Ata’nın şöyle haber verdiği rivayet olundu. Resûlullah (S.A.V.)’in ashabından bir takım zevat ile otururken, Nebiyyi (S.A.V.)’in namazından bahsettik.   Ebu   Humeyd   Es-Saidi   dediki:   Resûlullah (S.A.V.)’in namazını en iyi bileniniz ben idim ……….

(Namazın) son teşehhüdünde oturduğu vakit, sol ayağını ileri alıp ve diğerini (yani sağ ayağını) dikerek mak’ad’ üstüne otururdu.

(Bu hadisi Buhari (828) ve Ebu Davud (963) rivayet etmişlerdir.)

164) Abdullah İbnu Zubeyr (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) namazda oturduğu zaman sol ayağın,

(sağ) uyluğu ile (sağ) baldırı arasına doğru getirir, sağ ayağını

da yayardı……..

(Bu hadisi Müslim (579) rivayet etmiştir.)

 

165) Ebu Humeydi es-Saidi (R.A.)’dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.)’i ikinci rek’atlerde oturduğu vakit,sol ayağının üzerine oturduğunu ve sağ ayağını da diktiğini, namazın dördüncü rek’atında oturduğu vakit ise sol kalçasını yere değdirecek şekiİde oturup, ayaklarının uçlarını ise sağ tarafından çıkardığını gördüm!

(Bu hadisi Ebu Davud (965) ve Beyhaki Sünen ‘i Kübra ‘da (2/128) hasen bir sened/e rivayet etmiş/erdir).

 

TEŞEHHÜD’DE   KADINLARINDA   ERKEKLER   GİBİ OTURACAĞI BABI

 

 

166) Mekhuldan, (şöyle rivayet olunmuştur):

Ümmü’d-Derda (R. A.) namazının (teşehhüdünde) erkek oturuşu gibi otururdu. Ve kendisi “t’akihe” idi.

(Bu hadisi Buharı Sahihin ‘de ta ‘likan (827) Tarih ‘i Sağir’da mevsulan ve İbnu Ebi Şeybe Musannef’de (1/270) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

Buraya kadar geçen mevzularda da görüldüğü gibi erkek ile kadının namazını ayıran hiç bir nass yoktur.

Mezheblerdeki değişik ibadet ta’rifleri tamamıyla sünnetten uzak içtihatlardır.

İkinci teşehhüdde de birinci teşehhüdde olduğu gibi tahiyyat ve salavat okunarak aşağıdaki tertip üzere devam edilir.

 

 

 

 

140

SELAMDAN ÖNCE YAPILAN DUA BABI

 

 

 

167) Ebu Bekr (R.A.)’dan, bir defa Resûlullah (S.A.V.)’e (Yâ Resûlellah) bana bir dua öğret de onu namazımda okuyayım” dedi. Resûlullah (S.A.V.) de (öyle ise) şöyle de.

“Ellahumme! İnni zalemtu nefsi zulmen kesiran ve la yağfiruz’zunube illa ente fağfirli meğfireten min indike ve’rhamni inneke ente’l-ğafurur’rahim.”

(Bu hadisi Buharı (834) ve Müslim (2705) rivayet etmişlerdir.)

 

 

SELAMDAN ÖNCE DÖRT ŞEYDEN İSTİAZE OLUNACAĞI BABI

 

168) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, diyor ki: Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyurdu: “Her hangi biriniz son teşehhüdü bitirdiği zaman dört şeyden: Cehennem azabından, kabir azabından, hayat ve ölüm fitnelerinden ve Mesih Deccal’in şerrinden Allah’a sığınsın.” (Bu hadisi Müslim (588) rivayet etmiştir.)

 

141

169) Resûlullah’ın zevcesi mü’minlerin annesi Aişe (R.A.)’dan şöyle haber verdi: Resûlullah (S.A.V.) namaz'(ın sonunda):

“Allahumme! İnni euzü bike min azabi’l-kabri ve euzü bike min fitneti’l-mesihi’d-deccali ve euzü bike min fitneti’l-mahya ve’1-memal. Allahumme! İnni euzü bike mine’l-me’semi ve’l-mağram” diye dua ederdi. Biri kendisine: “Yâ Resûlullah borçtan ne de çok istiaze ediyorsun” dedi. Bunun üzerine: “İnsan borçlandığı vakit söz söyler de yalan uydurur, söz verir de sözünde durmaz” buyurdu.

(Bu hadisi Buharı (832) ve Müslim (589) rivayet etmişlerdir.)

BU DUAYA İHTİMAMIN BEYANI BABI

 

 

142

170) Müslim İbnu’l-Haccac şöyle dedi:

Bana baliğ oldu ki, Tavus İbnu Keysan kendi oğluna: “Namazında bu kelimelerle dua ettin mi?” diye sordu. Oğlu: “Hayır” dedi. Tavus: “Namazını yeniden kıl. Çünkü hiç şübhesiz baban Tavus bu hadisi üç yahud dört sahabiden rivayet etti, yahut dediği gibi” dedi

(Bu eseri Müslim (590) rivayet etmiştir.)

 

NAMAZDAN ÇIKIŞ VE SELAM BABI

 

 

171) Ali (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah  (S.A.V.) buyurdu  ki:   Namazın  anahtarı taharettir: Tahrimi tekbirdir ve tahlili ise teslimdir.

(Bu hadisi Ebu Da vud (61) Tirmizi (3) ve İbnu Mace (275) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

NAMAZDAN ÇIKARKEN SELAM VERİRKEN ARKADAN YANAKLARIN GÖRÜLECEĞİ BABI

 

 

172) Amir’in babası Sa’d (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Ben Resûlullah (S.A.V.)’i sağ ve sol tarafına selam verirken görürdüm. Hatta (bu sırada arkadan) yanağının beyazlığını görürdüm.

143

(Bu hadisi Müslim (582) Ebu Da vud (996) Tirmizi (295) ve İbnu Mace (914) rivayet etmişlerdir.)

SELAMIN KEYFİYYETİNİN BEYANI BABI

173) Alkame’nin babası Vail (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) ile namaz kıldım. (Namazdan çıkarken) sağına selam verdiğinde esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu, soluna selam verdiğinde ise, esselamu aleyküm ve rahmetullah, derdi.

(Bu hadisi Ebu Da vud (997) İbnu Huzeyme (728) ve Taberani Kebir’de (10191) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

 

NAMAZDAN SONRAKİ  ZİKİR BABLARI

 

SELAMDAN   SONRAKİ   DUA   VE   ZİKRİN   BEYANI SELAMDAN SONRA YÜKSEK SESLE BİR KERE TEKBİR GETİRİLECEĞİ BABI

 

1) İbnu Abbas (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.)’in namazdan bittiğini tekbir’den anlardım.

(Bu hadisi Buharı (842) Müslim (583) rivayet etmişlerdir.)

 

FARZ NAMAZINDAN SONRAKİ ZİKRİN SESLİ OLACAĞI BABI

 

2) İbnu Abbas’m azadlısı Ebu Ma’bed, İbnu Abbas’ın şöyle dediğini haber verdi:

Resûlullah (S.A.V.)’in zamanında, cemaat farz namazından bitince, seslerini yükselterek zikr ederlerdi. İbnu Abbas: “Ben zikir sesini işittiğimde (namazdan) bittiklerini anlardım” dedi.

(Bu hadisi Buhari (841) ve Müslim (583) rivayet etmişlerdir.)

147

SELAMDAN SONRA ÜÇ KERE ESTAĞFİRULLAH DENİLECEĞİ BABI

 

 

3) Sevban (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) namazdan çıktığı zaman üç defa istiğfar eder ve şöyle derdi: “Allahumme! Ente’s-selamü ve minke’s-selamü. Tebarekete ya ze’l-celali ve’l-ikram!

Hadisin ravilerinden Velid dedi ki: Evzaiyye: İstiğfarın nasıl olduğunu sordum. “Estağfirullah – estağfirullah dersin” dedi.

(Bu hadisi ‘Buharı ‘ () ve Müslim (591) rivayet etmişlerdir.)

 

SELAM’DAN   SONRA   (LA   İLAHE   İLLALLAHU VAHDEHU LA ŞERİKE) NİN SONUNA KADAR YÜKSEK SESLE OKUNACAĞI BABI

148

4) Ebu Zubeyr’den, şöyle dedi:

Abdullah İbnu Zubeyr (R. A.) her nama/m selamından sonra şöyle derdi. La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh. Lehü’l-mülkii ve lehii’l-hamdu ve hüve ala külli şey’in kadir. La havle ve la kuvvete illa billah. La ilahe illalah. Ve la na’budu illa iyyah. Lehu’n-ni’metü ve lehii’l-fadlu ve lehü’s-senau’l-hasen. La ilahe illallahu muhlisine lehü’d-dine ve lev kerihe’l-kafirun.

Ve Abdullah İbn Zubeyr: Resûlullah (S.A.V.)’in her namazdan sonra bu lafızları tehlil ederdi. (Yani bu kelimeleri yüksek sesle söylerdi) dedi.

(Bu hadisi Müslim (594) rivayet etmiştir.)

 

 

5) Muğiret-t’İbnu Şu’be (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) her farz namazın arkasından şöyle derdi. La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh. Lehu’l-mülkü ve lehu’l-hamdu ve huve ala külli şey’in kadir. Ellahumme la mania lima a’teyte ve mu’tiye lima mena’te. Ve la yenfeu ze’l-ceddi minke’l-ceddü.

(Bu hadisi Buhar i (844) ve Müslim (593) rivayet etmişlerdir.)

 

149

Müslim’in rivayetinde farz namazın arkasında lafzı yoktur.

Buhari ve Müslim’in rivayet ettikleri bu hadisi şerif bu zikrin farz ve nafile bütün namazların akabinde söylenebileceğine delildir.

 

NAMAZLARIN ARKASINDAN ALLAH’DAN, GÜZEL İBADET YAPABİLMEK İÇİN YARDIM İSTEME BABI

 

 

6) Muaz İbnu Cebel (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) bir gün elinden tutarak, “Yâ Muaz Vallahi seni seviyorum.” Muaz da “Yâ Resûlullah anam babam sana feda olsun, bende seni seviyorum.” Resûlullah (S.A.V.) “Yâ Muaz! Her namazın arkasından şöyle demeyi terketmemeni sana vasiyyet ediyorum” dedi. Ellahumme e’inni ala zikrike ve şükrike ve husni ibadetike.

(Bu hadisi Ahmed ( ) Ebu Davud (1522) Nesei (3/53) Tebarani Kebir’de (20/60) ve İbnu Sünni Ameli ‘1-Yevm de (116) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

 

 

 

 

 

150

SELAMDAN SONRA HER NAMAZIN AKABİNDE OTUZ ÜÇER KERE TEŞBİH, TAHMİD VE TEKBİR GETİRMENİN FAZİLETİ BABI

 

 

7) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) Fakir muhacirler Resûlullah  (S.A.V.)’e gelib,  “(Yâ Resûlullah) çok mal sahibleri yüksek yüksek dereceleri alıp gittiler. Ve devamlı ni’metlere sahib oldular” dediler.

Resûlullah (S.A.V.) “Bu nasıl olur?” buyurdu. Cevaben: “Bizim namaz kıldığımız gibi onlarda namaz kılarlar. Bizim oruç tuttuğumuz gibi oruç tutarlar. Ve ziyade olarak onlar

151

sadaka verirler, biz veremiyoruz. Onlar köle azad ederler, biz edemiyoruz” dediler. Bunun üzerine Resûlullah (S.A.V.) “Size bir şey öğreteyim mi? Onu yaptığınız zaman sizi geçmiş olanlara yetişirsiniz. Sizden sonraya kalanları geçersiniz. Sizin yaptığınız gibi yapanlar müstesna hiç bir kimse sizden daha faziletli olamasın?” buyurdu. “Evet öğretiniz yâ Resûlullah” dediler. “Her namazın akabinde otuz üç kere Subhanellah, otuz üç kere Allahu ekber, otuz üç kere Elhamdu lillah, dersiniz” buyurdu.

Ebu Salih dedi ki: Müteakiben fakir muhacirler Resûlullah (S.A.V.)’e geri gelip: “Yâ Resûlellah çok mal sahibi kardeşlerimiz bizim yaptığımız bu şeyleri işittiler ve onlarda bizim gibi yapmaya başladılar. Bunun üzerine Resûlullah (S.A.V.) bu Allah’ın bir fadl ve ihsanıdır, onu dilediğine verir” dedi.

(Bu hadisi Buharı (843) ve Müslim (595) rivayet etmişlerdir.)

8) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, (şöyle dedi): Resûlullah (S.A.V.) (buyurdu ki:) Kim ki: Her namazın arkasından   otuz   üç   kere   subhanellah,   otuz   üç   kere elhamdülillah, otuz üç kere allahu-ekber der, bunlar ki, doksan dokuz eder. Ve sonra la ilahe illallahu vahdehu la şerike leh. Lehu’l-mulku ve huve ala külli şey’in kadir der yüze temam ederse, deniz köpüğü kadar da günahı olsa mağfiret olunur. (Bu hadisi Müslim (597) rivayet etmiştir.)

152

TESBİH, TAHMİD VE TEKBİRİ FARZ NAMAZLARIN AKABİNDE SÖYLEMENİN FAZİLETİ BABI

9) Kaab İbnu Ucre (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: Muakkibat (namazın arkasından söylenen güzel sözler) var ya onları söyleyen (veya yapan) hiç bir zaman eli boş veya ziyanda olmaz. Her farz namazın ardından otuz üç kere subhanallah, otuz üç kere elhamdülillah, otuz dört kere allahu-ekber dersiniz. (Bu hadisi Müslim (596) rivayet etmiştir.)

 

NAMAZLARIN AKABİNDE SÖYLENEN TEŞBİH, TAHMİD VE TEKBİRİ SAĞ ELLE YAPMANIN SÜNNET OLDUĞU BABI

10) Abdullah İbnu Amr (R.A.)’dan, şöyle dedi: “Resûlullah (S.A.V.)’i, teşbihi (zikri) sağ eliyle yaparken gördüm” dedi.

(Bu hadisi Ahmed (2/160/161/204/205)’Ebu Davud

(1502/5065) Tirmizi'(3482) Neseı'(3/84) velbnuHibban (2343)

sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

 

153

11) İbnu Umer (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.)’i namazının akabindeki tesbihat’ı, tahmidat’ı ve tekbirat’ı sağ eliyle yaptığını gördüm.

(Bu hadisi Beğavi Şerh ‘i-s-Sünne ‘de (5/48) hasen senedle rivayet etmiştir.)

Bu hadisi şerifler, zamanımızda intişar etmiş ve terk edilmez bir sünnet imiş gibi ihtimam gösterilen boncukları, zikrin adedini bilmek için kullanmanın bid’at olduğuna delildir.

İbnu Mes’ud’dan rivayet edilen eserde bunu te’yid etmektedir.

12) Salet İbnu Behram’dan, şöyle dedi:

Elindeki teşbihle zikreden bir kadının yanından geçen İbnu Mes’ud (teşbihi Kadının elinden alarak) parça parça edip attı. Sonra ufak çakıl taşlan ile zikreden bir adamın yanından geçti. Adamı tek meleyerek, “Ne çabuk sapıttınız, böyle kötü bid’atlar ihdas ettiniz. Muhammed (S.A.V.)’in eshabını ilimde geçtiniz” dedi.

(Bu eseri İbnu Vaddah Bid’at ve ondan nehy kitabında (S/12) sahih bir senedle rivayet etmiştir.) 154

 

154

FARZ VE NAFlLE HER NAMAZIN AKABİNDE AYET’EL-KÜRSİ’NİN OKUNACAĞI BABI

13) Ebu Umame (R.A.)’dan, (şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) “Kim ki, her namazın arkasından ayet’el-kürsiyi okursa, cennete girmesine tek engel ölümdür” dedi. (Bu hadisi İbnu Sünni (S/121) sahih senedle rivayet etmiştir.)

14) Ebu Umame (R.A.)’dan, (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) “Kim ki her farz namazın arkasından

ayet’el-kürsiyi okursa, cennete girmesine tek mani ölmesidir” dedi. (Bu hadisi Nesei (100) Tebarani Kebir’de (3/134) ve Kitabu’d-Duada (675)Amelil Yeman ve Veyl’de ve İbnu Sünni Ameli-Yevm’de (122) ve İbnu Hibban ( ) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

HER NAMAZIN AKABİNDEN MUAVEZAT’IN OKUNACAĞININ EMİR OLDUĞU BABI

155

15) Ukbe İbnu Amir (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah   (S.A.V.)  bana  her  namazın  arkasından muavezat’ı okumamı emretti. (1)

(Bu hadisi Ahmed (4/155) ve Ebu Davud (1523) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

(1) Muavezat: Felak ve Nas sûrelerine denir.

 

SABAH VE AKŞAM NAMAZLARINDAN SONRA ONAR KERE SÖYLENECEK ZİKRİN BEYANI BABI

16) Ebu Hureyre (R.A.)’dan, şöyle dedi:

Resûlullah (S.A.V.) şöyle dedi: “Kim ki sabah namazını kıldıktan sonra on kere la ilahe illallahu vahdehu la şerike leh. Lehu’l-mulku ve lehu’l-hamdu ve huve ala külli şey’in kadir

derse Allah-u Azze ve Celle onun için on hasenet yazar. On seyyiatını siler. On derece yükseltir. Bunlar ki, Hz. İsmail’in neslinden iki köle azad etmeye muadildir. Kim ki, bu zikri akşam namazından sonra da söylerse, sabaha kadar şeytanla arasında perde olur. Yani (şeytanın şerrinden emin olur.)

(Bu hadisi Taberani Kebir ‘de (4015) Hasen İbnu Arefe cüz ‘ünde sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)

156

NAMAZIN AKABİNDEKİ ZİKRE ŞEYTANIN  MANİ’ OLMAK İSTEDİĞİ BABI

 

 

17) Abdullah İbnu Amr (R. A.) (şöyle dedi:)

Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyurdu: “İki haslet veya iki hal vardır ki, müslüman bir kul bunları muhafaza ederse behemehal cennete girer. O iki şey çok kolaydır ama onlarla amel eden azdır.

(Her farz namazın) akabinde on defa subhanallah, on defa elhamdu lillah on defa allahu ekber der. İşte bunlar dilde yüz elli, fakat mizanda bin beşyüzdür. Yatma yerini aldığın vakitte, otuzdört defa allahu ekber, otuz üç defa elhamdu lillah, otuz üç defada subhanallah der. İşte bunlar dilde yüzdür. Fakat mizanda bindir.” Abdullah dedi ki: “Resûlullah (S.A.V.) bunları (sağ) elinin parmaklarıyla

157

yaptığım gördüm.”Dediler ki: “Bu kadar kolay şeyleri yapan az olur. Sizden biriniz yatacağında şeytan ona gelir uykusunu getirir bunları yapmadan uyur. Ve sizden birinize namazında gelirde ona bazı ihtiyaçlarını hatırlatır. Namazı bitirir bitirmez hemen ihtiyaçlarının peşinden giderde yapamaz.”

(Bu hadisi Ebu Davud (4065) Tirmizi (3407) Neşe/(3/74} Ahmed (2/205) ve Buharı edebde (1316) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.)

 

 

 

 

158

FlHRİST

Namaz kılarken sütre ittihaz etmenin vucubiyyeti babı………….13

Sütreye doğru kılınmayan namazın şeytan, eşek, hayzli

kadın ve siyah köpek tarafından kesildiği babı……………………..13

Resûlullah S.A.V. sahrada namaz kıldığı vakitte sütre

edindiği babı……………………………………………………14

Mescid dahilindede sütre ittihaz edinileceği babı………………….15

Mescidin içinde sUtre bulamayınca bir asa dikilerek ona doğru namaz kılınabileceği babı…………………………………………………..16

Mescidin içinde sütreye doğru yol bulamayınca oturan

Birisinin arkasını dörtürterek ona doğru namaz kılma babı……16

Mescid’de direklerin arkasında oturanlardan daha çok namaz kılmak isteyenler hak sahibi oldukları babı…………………………..17

Sütreye doğru namaz kılmaya görüldüğü zaman gören tarafından sütreye doğru itileceği babı………………………………………………17

Namazda ki sütrenin keyfiyyetinin beyanı babı……………………..18

Oturan veya uyuyan bir insana doğru sütre kasdı ile namaz

kılınabileceği babı……………………………………………………………18

Hayvana doğru sütre kasdı ile namaz kılınabileceği babı………..19

Namaz kılanın sütreye yakın olacağı babı……………………………..19

İmamın stttresinin cemaatin sütresi olduğu babı……………………20

Namaz kılanın önünden geçenin günahkâr olduğu babı………….20

Namaz kılanın önünden ısrarla geçmek isteyenin şeytan olduğu babı………………………………………………………………………………….21

Namaz kılanın önünden geçmek isteyeni men etme babı ……….22

Sütre mevzu’unda nakl olunan zayıf rivayetler babı……………….23

Safları tesviye etmenin vucubiyyeti babı………………………………27

Saflardaki düzgünsüzlüğün müslümanlar arasındaki ihtilafların

sebeblerinden olduğu babı………………………………………………….27

Cemaatın safları tesviye etmesini öğrenene kadar imamın safları tesviyeedeceği babı…………………………………………………………..28

Safları düzeltirken imamın cemaate yüzünü dönmesi babı………………………………………………………………………………….29

imamın arka safları tesviye etmesi için birisini tayin etmesi babı…………………………………………………………………………………30

Birinci saffın fazileti babı……………………………………………..31

Birinci safa ilim ve akıl sahihlerinin durmağa hak sahibi oldukları babı…………………………………………………………………………………32

lim sahibinin birinci safdaki birisini geriye çekip yerine durabileceği babı………………………………………………………………33

Saffın düzgün olması namazın tamamından olduğu babı………………………………………………………………………………..34

Saffın düzgün olması namazın güzelliğinden olduğu babı………………………………………………………………………………..34

Safların nasıl tesviye edileceği ve ilk yapılacak işin safdakilerin aynı hizada olacağı babı……………………………………………………34

Safların tesviyesinde göğüslerinde aynı hizada olacağı babı………………………………………………………………………………..35

Safların sıklaştırılıp boyunlarında aynı hizada tutulacağı babı………………………………………………………………………………..36

Safların tesviyesinde omuzlarında aynı hizada olacağı babı………………………………………………………………………………..36

Safların tesviyesinde omuzlan, diz kapaklan ve ayak topuklarını

birbirine bitiştirme babı…………………………………………………….37

Saflan bitiştirene Allah’ın ve Meleklerin dua ettiği babı………..38

Saflan bitiştirenlere Resûlullah S.A.V.’in dua edip bitiştirmeyenlere de beddua ettiği babı……………………………….38

Erkeğin tek başına saf olamıyacağı ve safsız olarak kılmış olduğu

namazın iade ettirileceği babı……………………………………………39

Kadınların tek başına saf olabileceği babı…………………….:……39

Bir veya iki kişi halinde imamın neresine durulacağı babı…….40

İllete binaen imamın yanma durulabileceği babı…………………..41

Duvar veya perde arkasında imama iktida olunabileceği babı………………………………………………………………………………….42

iki direk arasında saf tutmanın yasak olduğu babı………………….43

Niyyet babı……………………………………………………………………….47

iftitah tekbirinin vucubiyyeti babı………………………………………..49

Tekbirde ellerin ne zaman kaldırılacağı babı…………………………50

Ellerin kalkış esnasındaki halini beyan babı………………………….51

Ellerin nereye kadar kaldırılacağı babı…………………………………52

Elleri kaldırırken parmakları kulak memelerine deydirme rivayetinin zayıflığı babı…………………………………………………….53

Namazın kıyamında sağ eli sol kol üzerine koymanın vucubiyyeti babı………………………………………………………………………………….54

Namazda elleri sağ solun üstünde göğsün üzerine koyma babı………………………………………………………………………………….55

Ellerin göğsün üzerindeki keyfiyetinin beyanı babı………………..56

Namazda elleri göbeğin altına bağlamanın sahih olmadığı babı………………………………………………………………………………….57

İhram tekbiri ile kıraat arasında ne okunacağı babı………………..59

Kıraattan önce teavvüzün vucubiyyeti babı…………………………..62

Besmelenin gizli okunacağı babı…………………………………………63

Her rek’atte fatihayı okumanın vucubiyyeti babı……………………65

Fatihayı âyet âyet keserek okuma babı………………………………….74

Te’min babı……………………………………………………………………….75

Amin derken sesin yükseltilib ve uzatılacağı babı………………….75

Amin derken amin sesinden mescidin inleyeceği babı………….76

Yahudilerin imamın arkasında söylediğimiz amini hased ettikleri babı………………………………………………………………,,,,,,,……………77

Fatihadan sonraki kıraatin beyanı babı………………..,,,,,,,,…………77

ilk iki rek’atte fatiha’dan sonra birer sure ve son iki rek’atte ise

sadece fatihanın okunacağı babı…………………………………………..78

Birinci rek’atın ikinci rek’atten daha uzun olacağı babı……………78

Yalnız namaz kılarken rek’atların hepsinde fatihadan sonra sure

okunabileceği babı……………………………………………………79

Kur’ân ezberleyemeyen kişinin nasıl yapması gerektiği babı…..79

Öğle ve ikindi namazlarmdaki kıraat babı…………………………….80

Öğle ve ikindi namazlarının kıraatinin sırrî olacağı babı……….81

Aksam namazındaki kıraat ve onun cehri olacağı babı……………81

Yatsı namazındaki kıraat ve onun cehri olacağı babı…………….82

Cemaate namaz kıldırılacağında namazın hafif tutulacağı babı………………………………………………………………………………….83

Sabah namazındaki kıraat ve onun cehri olacağı babı…………….84

İmama rukuda yetişenin rekatının olmadığı babı……………………85

Ruku’ya gidileceği zaman elleri omuzlar hizasına vardırmcaya kadar kaldırma babı………………………………………………86

Ruku’da ellerin dizkapaklarm üzerine konulacağı ve bunun emir

olduğu babı……………………………………………………………………….87

Ruku’da el parmaklarının dizkapaklarm üzerinde açılacağı babı………………………………………………………………………………….88

Ruku’da belin dümdüz tutulacağı babı………………………………….89

Ruku’da baş’ın bel ile beraber dümdüz tutulacağı babı………….89

Ruku’daki zikrin beyanı babı……………………………………………….90

Ruku’daki itmi’nan-ın farziyyetinin beyanı babı…………………….91

Ruku’nun ve sucud’un nasıl tamam olduğu babı…………………….91

Ruku’sunun ve sucud’unu tam yapmayan adama Resûlullah S.A.V.’in namazını iade ettirmesi babı………………………….92

Ruku’sunun ve sucud’unu tam yapmayanın namazının batıl kendisinin de millet’i Muhammed’den gayrı bir millet üzere

öleceği babı……………………………………………………………………..93

Ruku’dan kalkarken semi allahu limen hamideh denileceği babı………………………………………………………………………………..95

Ruku’dan kalkarken ellerin omuzlar hizasına vardırmcaya kadar

kaldırılacağı babı……………………………………………………………..95

İmam’la namaz kılanın yalnız allahumme rabbena ve lekel hamd

diyeceği babı…………………………………………………………………….96

Ruku’dan belini doğrultmayanın namazının yeterli olmadığı babı………………………………………………………………………………….96

Başı imamdan önce kaldırmanın yasak olduğu babı……………….97

Ruku’dan kalktıktan sonra elleri tekrar göğsün üzerine koyma babı………………………………………………………………………………….97

Resûlullah S.A.V.’in zamanında insanların kıyamda ellerini göğüslerinin üzerine koymakla envolunduklan babı……………..98

Ruku’dan kalktıktan sonraki dua babı…………………………………..99

Ruku’dan kalktıktan sonraki i’tidalin keyfiyyeti babı…………….101

Imam’a ittibaat etmek ve hareketleri imamdan sonra yapmak babı………………………………………………………………………………..102

İmam oturarak namaz kıldığında cemaatın da oturacağı babı………………………………………………………………………………..102

Secde babı………………………………………………………………………103

Secdeye giderken ellerin omuzlar hizasına kadar kaldırılacağı babı………………………………………………………………………………..104

Secde’ye giderken ellerin dizlerden önce konulacağı babı………………………………………………………………………………..105

Dizleri ellerden önce koyma hadisinin zayıf olduğu babı………………………………………………………………………………..106

Yedi aza üzerine secde tane babı……………………………………….107

Köpek oturuşu gibi secde yapmanın yasak olduğu babı……….107

Secde’de avuçların yere konulup dirseklerin kaldırılacağı babı……………………………………………………………………………….108

Secde’de kolların bir kuzu geçebilecek kadar açılacağı babı……………………………………………………………………………….108

Secde’de dirseklerin yanlardan uzaklaştırılacağı babı…………108

Secde’de burnun ve alnın iyice yere dayanıp ellerin omuzlar

hizasında konulacağı babı………………………………………………..109

Secde’de burnunu yere değdirmeyenin namazının olmayacağı babı………………………………………………………………………………..109

Secde’de el parmaklarının bitiştirileceği babı……………………….110

Secde’de el parmaklarının kıbleye tevcih ettirileceği babı………………………………………………………………………………..110

Secde’de ayak topuklarını dikme ve bunun emir olduğu babı………………………………………………………………………………..111

Secde’de ayak topuklarının bitiştirileceği babı……………………..112

Ayak parmak uçlarının kıbleye tevcih edileceği babı……………112

Secde’deki dua ve zikrin beyanı babı………………………………….113

Secde’deki Itmi’nan-ın farziyyetinin beyanı babı………………….115

Ruku’nun ve secde’nin nasıl tamam olduğu babı…………………..115

Ruku’sunun ve sucud’unun tam yapmayan adama Resûlullah’m

namazını iade ettirmesi babı……………………………………………..116

Ruku’sunu ve sucud’unun tam yapmayanın namazının batıl

kendisinin de millet’i muhammed’den gayri bir millet üzere öleceği babı………………………………………………………………………………..117

Secde’den kalkış babı………………………………………………………..119

Secde’den kalkarken ellerin omuzlar hizasına kadar kaldırılacağı babı………………………………………………………………………………..120

İki secde arasında sağ ayağın dikilip solun yayılarak üzerine

oturulacağı babı……………………………………………………………….120

iki secde arasındaki zikrin keyfiyyeti babı…………………………..122

iki secde arasındaki i’tidal-ın keyfiyeti babı…………………………122

ikinci secdeye gidiş babı……………………………………………………123

ikinci secde’den kalkış babı……………………………………………….124

Namazın tek rek’atından kalkarken biraz oturmadan kalkılmayacağı babı……………………………………………124

Namazın tek rek’atından kalkarken yere dayanarak kalkma babı………………………………………………………………………………..125

Birinci teşehhüd’de sunnet olan oturuşun beyanı babı………….126

Teşehhüd’de şehadet parmağını hareket ettirmenin beyanı babı……………………………………………………………………………….128

Şehadet parmağını kıbleye tevcih ve bakışların ona dikileceği babı……………………………………………………………………………….129

İşaretten maksad parmağı hareket ettirmek olduğu babı……..130

Parmak hareketinin sahabelerin cem’isi tarafından bilindiği babı……………………………………………………………………………….131

Parmak hareketinin şeytana demir kamçıdan daha şiddetli olduğu babı……………………………………………………………………………….131

Bu hareketi birkaç parmakla yapmanın yasak olduğu babı……132

Parmak hareketinin birincide olduğu gibi ikinci teşehhüde de

yapılacağı babı……………………………………………………………….132

Birinci teşehhüdün beyanı babı…………………………………………133

Teşehhüdü gizli okumanın sünnet olduğu babı……………………134

Teşehhüdden sonra Resûlullah S.A.V.’e salavat getirmenin beyanı babı…………………………………………………………………….135

Namazların teşehhüdünde Resûlullah’ın, kendi nefsine salavat getirdiği babı………………………………………………………………….136

İkinci rek’atten kalkarken ellerin omuzlar hizasına vardırıncaya

kadar kaldırılacağı babı…………………………………….,…………….137

İkinci teşehhüdde sünnet olan oturuşun beyanı babı…………….138

Teşehhüd’de kadınların da, erkekler gibi oturacağı babı……….140

Selamdan önce yapılan dua babı…………………………………..141

Selamdan önce dört şeyden istiaze olunacağı babı………………141

Bu duaya ihtimamın beyanı babı………………………………………142

Namazdan çıkış ve selam babı………………………………………….143

Namazdan çıkarken selam verirken arkadan yanakların .görüleceği babı………………………………………………………………143

Selam’ın keyfıyyetinin beyanı babı……………………………………144

Selamdan sonra bir kere yüksek sesle tekbir getirileceği babı………………………………………………………………………………..147

Farz namazından sonraki zikrin sesli olacağı babı………………..147

Selamdan sonra üç kere estağfirullah denileceği babı……………148

Selamdan sonra la ilahe illallahu vahdehu la şerike’nin sonuna

kadar yüksek sesle okunacağı babı……………………………………..148

Namazların arkasından Allah’dan güzel ibadet yapabilmek için

yardım isteme babı…………………………………………………………..150

Selamdan sonra her namazın akabinde otuz Üçer kere teşbih

tahmid ve tekbir getirmenin fazileti babı…………………………….151

Teşbih, tahmid ve tekbiri farz namazların akabinde söylemenin

fazileti babı…………………………………………………………………….153

Namazların akabinde söylenen teşbih, tahmid ve tekbir’! sağ

elle yapmanın sünnet olduğu babı……………………………………..153

Farz ve nafile her namazın akabinde ayet’el-kürsinin okunacağı babı……………………………………………………………………………….155

Her namazın akabinde muavezatı okumanın emir olduğu babı……………………………………………………………………………….155

Sabah ve akşam namazlardan sonra onar kere söylenecek zikrin

beyanı babı…………………………………………………………………….156

Namazların akabindeki teşbih, tahmid ve tekbiri söylemeye

şeytanın mani olmak istediği babı……………………………………..157

Fihrist babı……………………………………………………………………..159

Similar Posts