Değerli kardeşlerim … ! Bilindiği gibi ne zaman Kur’an abdestsiz okunur veya okunmaz mevzusu açılsa, hemen “ okunmaz “ diyerek bu konuya delil getirilmeye çalışılan Vakıa suresindeki şu üç Ayeti celileden bahsedilir.

إِنَّهُ لَقُرْآنٌ كَرِيمٌ {77} فِي كِتَابٍ مَّكْنُونٍ {78} لَّا يَمَسُّهُ إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ {79}

“ İnnehu le gur’anun kerim {77} Fi kitabin meknun {78} La yemessuhu illel mutahharun   { 79 }

“ Muhakkak ki o değerli bir Kur’an’dır. Saklı bir kitaptadır. O’na temiz olanlardan başkası dokunamaz. “   Vakıa : 77-78-79.Ay

Şüphesiz ki bu Ayetlerin üzerinde ciddi anlamda kafa yorulsaydı, bununla beraber Ayetlerin nuzul sebebi ve indiği dönemi de göz önünde bulundursaydık, konuyla alakasının olmadığını rahatlıkla anlayabilirdik. Öncelikle bu Ayetlerde ;

1 – Dokunulamaz diye bahsi edilen kitap, “ meknun kitap “ yani saklı bir kitap olan Levhi mahfuz’dur. Ki, Kur’anın onun içerisinde olduğu anlatılıyor.

2 – Vakıa suresi Mekke de risaletin 5-6.yılları arasında indirildi ki, o zamanlar Mushaf diye bir şey ortada yoktu. Dolayısiyla ortada olmayan bir şeye dokunamazsınız sözü abes bir söz olur.

3 – Abdesti emreden Ayet henüz inmemişti. Yani o an, hem olmayan Mushaf’tan hem de daha emredilmemiş bir abdestten bahsetmek garip bir söz olurdu.

4 – Ayetteki temizlikten maksad, maddi değil manevi temizliktir.

5 – Ayetin muhatabı mü’minler değil müşriklerdir. Çünkü onlar Kur’anın Şeytanlar tarafından getirildiğini söylüyorlardı. Allah’u Teala da onlara : Kur’anın saklı bir kitap olan Levhi mahfuzda olduğunu ve ona şeytanların asla dokunamayacağını, ancak temiz olan Meleklerin dokunabileceğini haber vermektedir.

6 – Ayetin konusu insanlar değil, Melekler ve Cinlerdir. Çünkü saklı kitab olan Levhi mahfuza dokunamayacakların cinni şeytanlar, dokunabileceklerin ise temiz olan Melekler olduğu anlatılmaktadır.

7 – Önemli olan bir husus ta şu ki, Ayeti celile emir veya nehiy babından değil, haber babından bir Ayettir. Çünkü Ayette dokunun veya sakın dokunmayın diye bir ifadeden ziyade, haber anlamında, “ dokunamazlar “, denilmektedir.

Hulasa bahsi edilen bu Ayetlerin Kur’anla ve ona dokunup dokunmamakla ne uzaktan ve ne de yakından alakası yoktur.

Ben bu kısa yazımda, sadece Ayetlerin üzerinde dikkatli bir şekilde durulduğunda onların nasıl anlaşılması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Bununla beraber şunu da unutmamak gerekir ki, bu Ayeti Celileler asrı saadette hakkıyla anlaşıldığından dolayı bir çok hadis ve rivayetlerde Abdestsiz Kur’an okunduğu da bizlere haber verilmektedir. Ben sadece bir iki sahih rivayet zikrederek konuyu bitirmek istiyorum.

” … İbni Abbas r.a’dan. Dedi ki : Resulullah s.a.v hela’dan çıkınca kendisine yemek sunuldu ve : sana abdest suyu getirelim mi ? dediler. Resulullah s.a.v ise şöyle buyurdu : ” Bana ancak namaza kalktığım zaman abdest almam emredildi. “

                                                                                          Tirmizi : 3.c.1908.n

“ … Katade : ” Cenab-ı Hakkın yanında bulunan kitaba sadece temiz olanlar dokunur. Ama dünyadaki kitaba pis olan da, mecusi de, münafık olan da dokunabilir. “  demiştir. 

                                                               Taberi tefsir : Vakıa 79

“ … İbn Abbas  : cünübün kıraatte bulunmasında ( Kur’an okumasında ) bir mahzur görmemiştir. Çünkü : Peygamber s.a.v her haliyle – Allah’ı – zikrederdi. ”

“ …  İbrahim en-Nehaî  “Hayızlı kadının âyet ( Kur’an ) okumasında beis yoktur.” demiştir. “

                                                                                              Buhari : 1.c.403.s 

“ … Yunus b. Zeyd, Rebia’nın : ” Cünübün Kur’an okumasında bir mahzur yoktur.” dediğini nakletmiştir.

“ … Hammâd’dan nakledilmiştir : Said b. Müseyyeb’e : ” Cünüp Kur’an okur mu ? “  diye sordum. ” Nasıl okumaz . Kur’an zaten onun içindedir “ diye cevap verdi.

“ … Nasru’l Bahilî’den nakledilmiştir : “ İbn Abbas  cünüpken Bakara sûresini okurdu.”

Hammad b. Ebi Süleyman’dan nakledilmiştir : ” Said b. Cübeyr’e  Kur’an okuyan cünübün durumunu sordum. Bunda bir mahzur görmedi ve dedi ki : “ Kur’an onun içinde değil midir ? “

İbni Hazm Muhalla Kitabu’t Tahare: 1.c.96.s

Hulasa, konuyla alakalı söylenmesi gereken son söz ; Hakkında kat’i bir delil  olmadığı halde  abdestsiz  veya  hayızlı ve cünübün Kur’an okumasını yasaklamak, Allah’ın helal kıldığı bir şeyi  haram kılmaya yeltenmek demektir. Allah korusun bu da  tehlikeli bir şeydir.

Bunun içindir ki, basiretli ve şuurlu Müslümanların bu gibi hususlarda çok uyanık olmaları ve sağlıklı bir delile dayanmadan “ şunu yapmak haramdır, böyle demeniz yasaktır “ şeklinde ifadeler kullanmamaları gerekir.

        Rabbimiz bu hususlarda bizleri açık bir ifadeyle uyarmaktadır :

“ Dillerinizin yalan yere nitelendirmesinden ötürü “ şu helaldır, şu haramdır “ demeyin. Sonra Allah’a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah’a karşı yalan uyduranlar ise iflah olmazlar. “   Nahl : 116.Ay

                          Vel hamdu lillahi rabbil alemin 

                                                                   Tacuddin el Bayburdi

Similar Posts